Jimin'in ailesiyle Jungkookun ailesinin arkadaş olduğu ortaya çıkmıştı. Ve şuan iki bebek ve ikimiz bir odadaydık.
"Hyu~ng baba gibisin."
Onu takmamaya başlamıştım. Çünkü baba değildim.
"Jimin çıkar onu ağzından.." dediğimde ağzına tıktığı yarış arabasını çıkardı.
"Tanrım...kkk..tam bir babasın"
Jimini kucağıma alıp Jeon'un yanına bıraktım. Ve ben de oturdum. 6 yaşındalardı ama yine de bebek gibilerdi...
"Kimikimi ben acıktım ."
Jungkook konuşmayı çözmüşyü Jimin ise konuşmuyordu. Kimikimi bir bardak süt getirip yedirmeye başladı. Ben ise beklentiyle Jimin'e bakıyordum.
"Jimin sen acıktın mı?"
Konuşmadan hayır anlamında başını salladı.
"Beni seviyor musun?"
Olumlu anlamda başını salladı ama tek kelime etmedi..Tam pes ettiğim sırada yanıma oturdu.
"Seni seviyorum"
Gözlerimi gözleriyle buluşturdu.Bir süre öylece kaldık. Ve dudağıma minik bir öpücük kondurdu. Hissettim yemin ederim hissettim.
Kimikimi bize bakıp kıkırdıyordu.
"Hayırr çok tatlısınız~~"
O gülüyordu ama ben hala anın etkisindeydim.Ben transtan çıkamazken jungkookta kimikimiyi öpmüş ve beraber transa girmiştik..Oda iki miniğin kıkırtısı ve iki meleğin anlamsız bakışlarıyla devam etti..
-_-_-_-__-_-_!_-__-10 yıl sonra_-_-__-_-_
Jungkook: 16 yaşından
İlk doğan Busanlı Jimin:16 yaş
"Jungkook hadi oynayalım.."
Okul uniformasını umursamadan yatağa yanıma oturdu. Çantasını yatağın köşesine dayadı.
"Ne oyunu hyung?"
Düşünür gibi yaptım. Aklıma bir fikir gelmişti. Ve komik sırıtışımı ona sundum.
"Güzel bir oyun.."
Meraklı gözlerle bana bakmaya devam etti.
"Ne?"
"Gıdıklamaca.."
Üstüne atlayarak gidiklamaya başladım. Ama o nötr bir ifade ile.bana bakıyordu.
"Hyung sen hayaletsin.."
"Hayır bir meleğim..." Kaşlarımı..çattım kızdığımı bilmesini istedim. Anlamıştı.
"O zaman ben bu meleğin dokunuşlarını hissedemiyorum."
Kaskatı kesildim bunu demek istemediğini biliyordum ama ben yanlış anladım. Ve anlamaya müsait bir cümleydi yani benim şuçum değil..
"Dokunuşlarımı hissetmek ister miydin?"
Endişeli ve korkuyla sorduğum soruya karşılık bu kadar derin bakışlar beklemiyordum. Yutkundu..
"İsterdim.."
~~Yoonie (Dikkat Aşıırı soft)
Dolaptan gelen ağlama sesiyle olduğum yerde sıçradım. Dolapın kapaklarını araladığımda gözleri ağlamaktan şişmiş ve bu görüntüsü bile en büyük bir şaheserden daha iyiydi...
Yanına eğildim canının acıması beni tekrar tekrar öldürüyordu. Kalbimin sızladığını düşündüm. Acıyordu olmayan kalbim onun için sızlıyordu.
"Jimin ne oldu?" Hıçkırıkları salmıştı. Daha çok ağlamaya başladı yüzünü saklamaya çalışıyordu. Ama işey yaramıyordu. "Jimin cevap versene"
Kollarının arasından yüzünü yavaşça çıkardı. Yüzü domates gibi kızarmış gözleri ve dudakları patlıcan gibi mosmordu. -Y/N: Yazarın karnı aç farketmişsinizdir-
"Hyung.." Burnunu çekti ve gözyaşlarını elinin tersiyle sildi."Hyung kalbim acıyor.."
"Ölmene daha var." dedim monoton bir sesle
"Hyung ben aşık oldum" Bu seferde benim kalbim acıyordu. İçimden kendime lanet ediyordum. Böyle bir çocuğa aşık olduğum için benden vazgeçecekti ve ben yok olacaktım.
"O çok harika hyung ama onu sadece ben görebiliyorum.." Kalbim daha da hızlı atmaya başladı. Gözlerini gözlerimle sabitledi.
"İnsanlar deli olduğumu sanıyor" Ayaklarını küçük dolaba yasladı. Elini kalbinin üstüne koydu.
"Kim o?"
Sesim titremişti. Sadece kendisinin görebildiği yüzümün her milimini inceledim.
"Önemi yok Hyung.." İç çekti ve kafasını geriye yasladı. "Ondan vazgeçeceğim.."
Dolaptan çıktı. Ve yatağın üstüne oturdu. Yanına gittim.
"Benden..Benden vazgeçmeyeceksin değil mi?" Sorduğum soruyla yataktan başını kaldırdı. Ve dudaklarını birbirine bastırdı.
"Ondan vazgeçeceğim. Senden..." sustu sadece sustu. "Keşke bir insan olsaydın." O an herşey durmuştu. Dünya bir saniyede en kötü yer olmuştu benim için.
"İnsan olsaydım be-"
"Seni sevebilirdim..." söylediği şey hem acıtıp hem de sorgulatıyordu.
"Beni böylede sevemez miydin?"
Sustu kalbimi labirentlerin içine sokan bie boşlukta gibiydim.
"Hyung yokluğa aşık olamam, Herkesin dediği gibi sen yoksun ben kafayı yemiş olabilirim."
O an annemi ve dediği şeyi hatırladım.
"...Bu sayede sizden vazgeçene kadar onunla olabileceksiniz..."
Git gide yok olduğumu hissedebiliyordum.
"Jimin...jimin bak benden vazgeçme"
Yavaş yavaş buhar olurken Jimin arkasına yaslanmış beni görmüyordu.
"Jimin..yalvarırım"
Kafasını kaldırıp yok olmaya başladığımı görünce hemen yanıma geldi elini bana doğru uzattı. Bana deydiği anda yok olan heryerim yeniden geri geldi. Yeniden doğmuş gibi..
"Hyung ben özür dilerim."
Kollarını bana sardı daha doğrusu kendine sarıldı. Çünkü ben yoktum. Yok olana sarılamazdınız.
"Gerçekten insan olmamı ister miydin?"
Kafasını kaldırdı.
"Sadece yanımda olmanı istiyorum."
***