1.Bölüm

1.9K 45 12
                                    

Truva durum güncellemesi...

>Bir birinin benzeri günlere başlamaya alış(mış)tım. Arka fonda çalan şarkılara da..

02/01/2012 Saat:07.30

Masa başı işinin meyvelerini topluyordu genç adam. Vücudunda üniversite hayatının çılgın akışında bile vaz geçemediği düzenli sporundan geriye kalan kaslarını örten yağlar gün geçtikçe artıyordu artık. Boynu ağrıyordu ve tabi belide. Hayatının rayından çıktığı zamanlardı belki de bu aşırı alışılmış periyodik düzen hali. Belki de en başında yapmıştı hatayı. Masa başı bir iş tercih edip ona uygun bir bölüm okumuştu. Bu düzen rahatsız ediciydi ama vaz geçemeyecek kadar da alışılmıştı işte. Mesailerle artan sabit maaşa, aynı saatte kalkıp uyumaya.

Sosyal aktivite olarak haftada bir cumartesi günleri de olmasa evden çıkıyor sayılmazdı. Eskiden olsa dans ettiği salondan çıkmaz yorulmak nedir bilmez ve evini nerdeyse hiç görmezdi. Allahtan haftada bir üniversiteden yada işten arkadaşları onu ritüel haline gelen buluşmalara sürüklüyorlardı. Bu takılmalar da olmasa hiç bir şey yapmazdı. İstese zamanı vardı aslında mesela Pazar günleri ama ne yapmalıydı ki?

Belki de hayvan edinmeliyim diye düşündüğü seferlerin ardında üç cansız beden bırakmıştı bile. Bunun suçluluğunu göz ardı edip, bakımı kolay japon balığını hedefledi.. Evet, yeni hedefini belirleyip not aldı defterine. Beklediği metro gelmişti ve pazartesi gününün trafik seromonisi başlamıştı şehirde. Elleri yine telefonuna ve bloğuna gitti, metroda boş yer kapıp yerleşince. Yeni bir güncelleme yüklemek istiyordu.

Truva durum güncellemesi...

>Aynı yüzlerle karşılaşıyorum. Tanımıyorum aslında hiç birini, isimlerini bilmiyorum ama aynı monoton ifadeyi görüyorum her birinde. Çok yakından tanıyorum bu ifadeyi. Kendi ifademi görmemek adın etrafa bakmakla yetiniyorum. Bende böyle bakmaktan korkuyorum...

02/01/2012 Saat:07.50

Yazdığı metni kontrol etme gereği duymadan yayınladı. Nasılsa çokta okuyanı, takipçisi yoktu. İçinden geçenleri dökmek için yazıyordu nitekim istediğini de alıyordu. Aslında bildiği ifadesini beyaz yalanla gizleyerek. Oturduğu yerin hemen yanında dikilen kişiyi süzdü bir süre. Aklında 'Acaba yazdıklarımı okudu mu?' düşüncesiyle. Her gün gördüğü bir yüz daha yetişmişti metroya. Sıkça gördüğü bu çocukta sahip olmadığı taze ifade olmasa belki bu kadar rahatsız olmazdı. Kıpırdandı yerinde, çevirdi kafasını yine düşüncelerine.

İneceği durağın anonsunu duyduğunda sıyrıla bildi kuyruklu düşüncelerinden. Evet, onlar kuyrukluydu çünkü her düşüncesi bir sonrakini beraberinde taşır gibi geliyordu. Beynini meşgul eden her fikir, duygu birer suikastçi edasıyla titiz çalışıyordu. Kalktı yerinden önünde dikilen bedenin olası teması yüzünden yavaş ilerledi kapıya. Uzun zaman geçse de bu dokunuşlara alışamıyordu.

Metronun rahatsız edici boğucu havasından kurtulup yürüdü iş yerinin olduğu binaya. Adımları aksak ilerliyordu, geri geri bile yürüye bilirdi ama zorladı kendini öne adım atmaya. Masasına geçip rutin kontrollerini yaptı daha on dakika vardı mesaisinin başlamasına. Beklemekten nefret ettiği için edindiği geç kalmama huyu kişiliğine yapışmış işe giderken bile taviz vermiyordu adama.

Esmer tenine sabah mahmurluğuyla geçirdiği kalın montu çıkardı üzerinden. Hep aynı hatayı yapıyordu, gelir gelmez çıkarmak yerine iş yerinin sıcaklığı yüzünden terleyene kadar unutup üzerinde tutuyordu. Yeni yeni yerlerini alan iş arkadaşları sıkça rastladıkları bu görüntüye kıkırdayıp selamladılar adamı. Onlar konuşmasa biliyorlardı ki bu adam tüm gün susardı. Günün geri kalan kısmı her gün olduğu gibi sıradandı. Dünü yaşadığını sanıp dejavuya inanacağı kadar benzer bir gün...

Faili meçhul durum güncellemesi...

>Bir birine benzemiyordu günler aslında benzetiliyorlardı. Bugünü düne dönüştürüyorduk bilinçsizce ve farklı duygular anlatsada şarkılar, kaybediyordu sıradanlıkta içtenliğini. Ulaşamıyorlardı yorgun zihinlere, aşık olana ulaştığı gibi..

02/01/2012 Saat:07.35

Faili meçhul durum güncellemesi...

>Her gün gördüğüm yüzler vardı, aynı rütini paylaştığım ama ayrı duyguları yansıtan. Benim özenle baktığım tek bir yüz vardı, ifadesini saklayan, yalanlara sığınan...

02/01/2012 Saat:08.16

Gizli Blog GüncellemeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin