"Jimin, kimdi o konuştuğun?" Kendini tutamayıp bir anda sordu Yoongi konuşmasını bitirip sandalyesine oturan arkadaşına. "Baya endişeli görünüyordun."
"O mu? Şey, bir arkadaşımdı. Başına kötü bir olay gelmiş de üzüldüm biraz."
"Anladım," dedi Yoongi. İçinden bir ses Jimin'in bir şeyler saklıyor olabileceğini söylüyordu; fakat bunun için hiçbir gerekçesi yoktu. Yine de kuşku düşmüştü içine bir kere. Muhtemelen unutana kadar buna inanması mümkün değildi.
"Neymiş derdi," diye sordu Jungkook. Yoongi'nin lafını ağzından almıştı sanki, o daha meraklı gözlerle bekliyordu sorunun cevabını.
"Özel bir meseleydi. Üzgünüm, size anlatmam mümkün değil."
"Peki," dedi umursamaz bir şekilde Jungkook. O hemen tatmin olmuştu ama Yoongi'nin içinde hala şüpheler vardı. Belki de bunun temel nedeni Jimin'i bugüne kadar hiç endişeli görmemesiydi. Kendine bunun sıradan bir olay olduğunu telkin etmeye çalıştı.
Yemekler yendikten sonra hesabı ödeyip alışveriş merkezinin oyun bölümüne yöneldiler. Dövüş oyunu olan bir atarinin yanında durdu Taehyung ve Jungkook. İtişerek ve gülüşerek oynamaya başladılar. Jimin oynamak istermiş gibi onlara bakıyordu.
"Oynamak ister misin," diye sordu Yoongi. "Oyunlarda çok kötüyümdür, ama deneyebiliriz istersen."
"Hayır, bırak onlar oynasın," diye cevap verdi Jimin. "Biz başka bir şey yapalım."
"Ne gibi mesela?"
"Bak şurada çarpışan arabalar var. Onlara binelim mi?"
"Hey, biz de bineceğiz!" Oyunu bırakıp onlara katıldı Taehyung. "Hadi çarpışan arabalara binelim."
Dördü birlikte biletleri alıp arabalara geçtiler. Hepsi arabalarına geçince sert bir sürüş başladı. Jungkook, sürekli Taehyung'un arabasına vurmaya çalışıyordu. Tae ise onun bu asi hareketlerini ustaca savuşturuyordu. Yoongi ve Jimin ise onlar kadar şiddetli değildi; arabalarını hafif dokunuşlarla değdiriyor, birbirlerini okşuyorlardı sanki. Bunu fark eden Jungkook oyunu bozdu ve Jimin'e arkadan çok sert bir şekilde geçirdi. Durumu fark eden Yoongi direksiyonu kırıp Jungkook'un üzerine sürdü, ama bir engelle karşılaştı: Taehyung! Sözleşmedikleri halde iki grup şeklinde çarpışan arabalarıyla birbirleriyle mücadele ettiler. İki sevgili ve ne oldukları belli olmayan diğer iki genç adam, ilginç bir duygu bağıyla bağlanmış bu dörtlü sürdükleri arabalar gibi kimi zaman duvara tosluyor, kimi zaman birbirleriyle yarışıyorlardı.
***
Gençler alışveriş merkezinden ayrılıp yurt binasının önüne varmıştı bile. Yorucu, ama bir o kadar da eğlenceli günün ardından geceyi Yoongi'nin odasında bitirmeyi planlamışlardı. Yurda giriş yaptılar. Asansöre binecekleri sırada Jimin biraz çekingen bir tavırla konuşmaya başladı.
"Siz önden gidin, benim bir arkadaşa bakmam lazım."
"Arkadaş mı? Bizimkilerden biri mi?" diye sordu Taehyung.
"Hayır," dedi Jimin ", siz tanımazsınız, ben gelirim birazdan."
"Acele et, diğerleri odadalarmış."
Jimin merdivenlerden koşarak çıkarken, diğerleri merdivenle Yoongi'nin odasının olduğu kata çıkıyordu. Çok geçmeden odaya vardılar. Selamlaşma faslı bittikten sonra sohbete daldılar. Yoongi'nin aklındaysa hala Jimin vardı. İçinde garip bir his oluşmuştu alışveriş merkezinde telefon çaldığından beri.
"Sen ne diyorsun bu konuda?" Jin meraklı gözlerle Yoongi'ye bakıyordu.
"Ne konuda?" diye cevap verdi Yoongi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge
FanficHayatı boyunca bir gölge gibi yaşayan, ruhu yaralarla dolu yorgun bir çocuğun hayatla, kalbiyle ve kendiyle olan mücadelesine şahit olun. Ekleme: Hikayenin ilk birkaç bölümünün yavaş ilerlediğine dair birkaç görüş aldım. Sonrasında daha çok tempo k...