Ahmet bey ve arkadaşı Selen hanım son model arabalarıyla beraber akşam gezmeye çıkmışlardı akıllarına pikniğe gitmek gelmişti yiyeceklerini içeceklerini alıp pikniğe gittiler güzel vakit geçirdiler artık vakit geç olmuştu saat 12'yi geçmişti eve dönme zamanıydı arabaya bindiler yola çıktılar.Yollar tenhaydı sohbet ederek devam ediyorlardı.Sohbet iyice koyulaşmıştı Ahmet yolu gözlediğinde aniden karşısında 2 tane yolun ortasında çalışan 2 işçi gördüler Ahmet aniden frene bastı ve yolda savruldular içinden sağ çıkan tek kişi vardı o da Ahmet'di arabadan çıktı ve arkadaşı Selenin parçalanmış vücudunu gördü kendisinin yaşamasına hayret etmişti arkadaşının başında çok ağladı birden ormanın kenarından çıtırtılar duydu telefonunun ışığını kullanarak kontrol etmeye gitti.Birden gözleri kocaman açıldı yolda aniden karşısına çıkan 2 işçiyi gördü onlara sinirli bir şekilde"sizin yüzünüzden arkadaşımı kaybettim arabam mahvoldu ve burada lanet olasıcası yerde mahsur kaldım" dedi.Adamlar suratına baktı ve yürümeye devam ettiler.Ahmet cevap alamadığı için sinirlenip ve karanlık bir ormanda neden gittiklerini merak edip onları takip etmek istedi.Adamlar karanlık bir mağraya girdiler Ahmet'de mağraya girdi.Gitti gitti ve mağranın sonuna geldi adamlar kaybolmuştu şok oldu çok şaşırdı.Mağradan çıktı ve ormandan çıkış yolunu bulmaya çalışırken küçük bir klübe ile karşılaştı.Klübenin ışıkları yanıyordu çok sevinmişti koşarak hemen evin kapısına geldi ve kapıyı çaldı karşısına 50-60 yaşlarında bir dede çıktı içeri çağırdı.Ahmet mutlu oldu içeri geçti dede bir çay ikram etti başına gelenleri sordu Ahmet anlattı dede hiç şaşırmadı bu olayları daha önce yaşayanları biliyordu.Bunu Ahmet'e anlatmaya başladı"bak evladım bu olayı yaşayanları biliyorum daha öncede benim evimi görüp buraya gelenler oldu bu olayların açıklamasını yaptım sanada anlatacağım bir gün 2 madenci buraya yakın bir madende çalışıyorlardı madeni kazarlarken büyük bir sandık dolusu hazine buldular meğer ise bu hazine cinlerin üzerine zimmetliymiş bunu bilmeyen madenciler hazine sandığını alıp evlerine dönmüşler gece uyuduklarında rüyalarına giren cinler adamları rahatsız etmeye başlamış en sonunda adamlar dayanamamış ve birbirlerine rüyaları anlatmışlar ikiside ortak karar almışlar ve bir hocaya gitmeye karar vermişler hazineyi alıp hocaya gitmişler hoca hazinenin cinlere ait olduğunu ve eğer hazineyi almak isterlerse bir pay ile alabilceklerini söylediler 2 haftada bir madenden 30 kilo altın çıkarmak şartıyla madende çalışma şartı verildi adamlar kabul ettiler madende çalıştılar bir gün büyük bir patlama oldu ve adamlar içinde öldü ondan sonra adamların yolun ortasında bir hayaleti çıkar ve amaçları aslında yardım istemektir."Ahmet şaşkınlıkla dinledi bunları ve sonra "adamlar neden yardım istiyorlar ve sen bunları nerden biliyorsun?"dedi.Dede"evladım bu madenci adamlar cinlere kömür götürmedikleri için cinler adamların ruhunu esir aldı ve ayrıca benim bildiklerimi söyleyeceğim cinci hocanın kim olduğunu sanıyorsun ormanın içinde yalnız ben yaşıyorum bu olaylarıda ben biliyorum dediğim gibi bana bunları soran olmuştu onların nerede olduğunu biliyormusun?"Ahmet merakla "neredeler?!"dedi.Dede"cehennemdeler seni pislik herif!"dierek cinleri çağırır ve adamın başına musallat eder adam ormanın içinde kaybolur ve sonsuza dek bulunamaz.(olayımızın özeti:merakına fazla yenik düşmeyin merak sizin başınızı derde sokabilir eğer ortam uygun değilse...) (NOT: arkadaşlar bu hikayeyi fazla korkunç yazmadım ileriki serilerde işin boyutu değişir onu söyleleyim :)))