Uykunun verdiği sersemlik nedeniyle ne olduğunu anlamam uzun sürdü. Hemen yerimden kalkıp Keremi itikledim.
"Ne yapıyorsun sen ne işin var senin burada! Nasıl girdin içeriye. " diye bağırdım. Sesimi duymuş olacak ki Arda hemen yanıma geldi. Endişelenmis gibiydi. Beni arkasına aldı ve Kerem'e çok sert bir yumruk indirdi. Kerem sersemleyip yere düşünce Arda hemen üzerine atladı. Boğazını sıkmaya başlayınca hemen Ardanın kollarından çekmeye başladım. Ama o kadar güçlüydü ki onu engelleyemiyordum. Kerem kıpkırmızı olmuş bir şekilde bana bakıyordu. Ardanın yanağına elimi koyup bana bakmasını sağladım.
" Arda yapma onu öldüreceksin. Korkuyorum ,ne olur bırak. " dedim.
o anın etkisiyle gözümden iki damla yaş aktı. Arda hemen kalkıp bana sarıldı. "Korkma ,korkma güzelim ben buradayım. " diyordu. O an ikimiz içinde zaman durmuş gibiydi. Sessizliği Keremin çirkin kahkahası bozdu. Alaylı bir ses tonuyla;
"Arda , şuan neden burada senin yanında olduğunu bilse , hiç beklemeden herşeyini alıp giderdi. Söylesem mi acaba..."
dedi ve bana doğru iki adım attı.
" Sende onun için iki günlük bir kızsın Tuğçe, yol yakınken doğru yola yani bana gel..." dedi ve devamını getiremedi. Arda , Keremi tuttuğu gibi alt kata sürükledi. Kapıyı açtı ve kerem ile birlikte hiç bir şey demeden çekip gitti.Ne demekti o? ~iki günlük kız~ gerçekten Arda böyle birisimiydi. Öyle olup olmadığını bilmiyordum ama kendimi asla kullandirtmayacaktim. Neden bu kadar üzüldüğümü de anlamıyordum. Daha iki günlük birisine aşık olamazdım değil mi? Hayır , hayır sadece kızlarda olan şu aptal korunma duygusu yüzündendi. Tekrar yatağıma yattım ve şu yedi harfli kelime kulaklarımda çınladı " Güzelim!"
Arda'dan...
Kerem'i arabaya bindirip terk edilmiş olan eve geldiğimizde bana dönüp;
" Neden buraya geldik? Yoksa senin ağzını burnunu dağıtışımı kimse görmesin diye mi?" dedi ve güldü. Bunu birazdan görürüz diye geçirdim içimden. Arabadan onu indirdim. Birlikte evin içine girdik. Girer girmez üzerime doğru gelmeye başladı.
Ve şu kelimeleri söylemeye başladı;
" Bak Arda ,Tuğçe ile aramızdan çekil ki canın tehlikeye girmesin. Sen hem neden bir kız için, hemde yeni tanıştığın bir kız için kendine benim gibi bir belayı düşman ediyorsun. Hatırlar mısın lisede bir kız yüzünden hastanelik olmuştun zavallı annen senin yüzünden neler çekmişti. Zaten babandan da ayrı çekiyordu. Bide bir kız kardeşin var dı. Adı neydi... Sophie. Ne çok ağlardı.."daha fazla dayanamayıp ona sert bir yumruk attım ve soğuk duvarla sırtını buluşturdum. Kardeşim ve annemi adına almayacaktı. Bir kaç yumrukla karnına attım. Ağzından burnundan kan gelişini keyifle izledim. Kafasını kaldırıp "bunu sen istedin!" Dedi. Telefonunu cebinden çıkartıp kulağına götürdü. "Şimdi!" Diye emretti. Ne olduğunu anlayamadan bir sürü adam içeriye girdi. Bir kaçını etkisiz hale getirmiştim ki içlerinden birisi hızlı davranıp bıçak çıkarttı ve aynı hızla karnıma soktu. Ve işte o an lisede ki o kız gözlerimde canlandı. Güneş kadar sarı saçları ve okyanusları andıran gözleriyle bana bakışı geldi gözlerimin önüne.Kerem ile adamları hemen uzaklaştı. Yerimden zar zor da olsa kalkıp arabama kadar gittim. Arabama bindim ve anahtarı çevirdim. Eve kadar gelebildim. Sonra evin kapısına gelip zili çaldım. Kapı açıldığında gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olacak ki kıpkırmızı bir şekilde bana baktı. Beni görünce uzun bir soluk çekti. Endişelenmis olacaktı. Neden içeri görmediğimi sorar gibi baktı ilk önce Sonra baştan aşağıya beni sürdü. Yere akan kanları görmüş olacak ki gözleri fal taşı gibi açıldı. Gözünden iki damla yaş süzüldü. Daha fazla dayanamayıp yere doğru kendimi bıraktım. Gözlerim yavas yavas kapanırken lisedeki o kız basimda yana yakara ağlıyordu.