1. BÖLÜM

110 33 11
                                    

Sabah kuşumuz mavişin sesiyle uyandım. Kuşumu çok severdim fakat sabahları bu tiz sesi beni benden çıkarırdı. Annem hemen aşağıdan bağırdı

- Ferah kalk kızım bugün okulun ilk günü!!

Tabii ya ben bugün 10. sınıfa geçmiştim. Bu sınıfı çok seviyordum çünkü bu sınıfa gelince herkes hangi elementi taşıyor ve bükücüsü ne? sorularına cevap veren tek sınıftı. Ve ben vampir olduğum için vampirlere ayrı bir özellik vardı. Bu özellik ise safkan veya melez olup olup olnadığını büyücü olup olmadığını ögrenmekti.

Sabırsızlıkla beklediğim birşey de vardı tabii. Aytaçı görmek yani sevgilimi görmek. Onu mavişten daha çok seviyordum. Ama abiminde kankasıydı aytaç. Yani aytaçın bu yandan biraz torpili var. Bunları düşünürken dalıp gitmişim.

Annem gelip beni dürtünce hemen yatağımdan fırladım. Annem odadan çıkınca hemen dolabın karşısına geçtim. Ve herzaman ki soruyu kendime sordum;  "ne giysem"!! Bu sorudan nefret ediyordum. Dolabın başında biraz dikildikten sonra kot bir pantolon beyaz salaş bir gömlek ve beyaz bir ayakkabı seçip dolabın kapağını kapattım. Karşımda ayna belirdi. Ve ışık yüzünden mavi saçlarım çok güzel görünüyordu. Saçımı dağınık topuz yapıp aşağıya indim.

Kahvaltımı yapıp evden hızlıca okula doğru yürümeye başladım

Okula doğru yurürken iki kız bana ve yan tarafıma pis pis bakıp gıttiler. Tam bir sürtüğe benziyorlardı. Ama benim yanimdaki kimdi?

Kafam yere eğik olduğu için yanımdakinin ayakkabısını görebiliyordum. Ayakkabınım tipine bakılırsa bir erkekti.
Cesaretimi toparlayıp ayakkabısından süzerek hafifçe kafamı kafasına bakmak için kaldırıyordum ki  oda kim!!??

"AYTAÇ "!!

Once ne yapacağimı bilemedim o kadar mutluydum ki her an ağlayabilirdim.
Kendimi tutmalıydım.
Yoksa benimle bayağı bir dalga geçerdi. Kendimi toparlayıp sırıtarak aytaça bakmaya devam ettim.

Aytaç da hemen bana sarıldı. Bende ona karşılık verdim. Allah'ım o kadar sıkı sarılıyordu ki sanki kurt gücünün tamamını kullanıyordu. Ve sonunda beni bıraktı. Bıraktığı anda derin bir nefes aldım.

Aytaç da benim bu halime gulerek karşılık verdi. Okula yürümeye devam ettik.

Bırşeye takılıp düştüm ama çok şükür hiç biryerim yırtılmadı. Yırtılsaydı bu kadar yürüdükten sonra birde eve dönemezdim. Takıldım şeyi taş zannetim fakat bir kutuydu. Bir kutuya nasıl takılabilirdim ki ama küçük bir kutuydu. Yerden aldım kutunun büyüklüğüne bakılırsa biraz ağırdı.

Aytaç şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Sanki bu kutunun ne olduğunu biliyor gibiydi. Kutuyu açtığımda her taraf birkaç saniyeliğine beyaz oldu. Fakat sonradan düzeldi. Taşa bebzer yeşil ve sert görünümlü birşey duruyordu. Elime aldığımda en son Aytaçın "Sakın ona dokunmaaaa"!!
Sesini duyabildim

Sevgili okuyucularım lütfen yanlışım varsa söyleyin sizi seviyorum iyi okumalae bu bölümü güzel yazdığımı düşünüyorum beğen ve yorumlarınızı eksik etmeyin
ALLAHA EMANET OLUN❤

Vampir Doğanlar (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin