yine mi sen?

102 10 0
                                    

Media :EMİR

Kutuyu açmamla içinde gördüğüm şeyle şok geçirdim. İçinde ,cüzdanım ve babama almak istediğim saat duruyordu. 'Nasıl ya? Bu o dünki kaba şeyden mi gelmişti? Hayır hayır o bunu yapmayacak kadar kabaydı. Neden yapsın ki?' gibi düşüncelere dalmışken içeri annem girdi. Elimdeki kutunun içindeki saati ve cüzdanı görünce açıklama yapma gereği duymuştum. "Babama aldığım hediye bu" Annem cüzdana takılmamıştı.
"Aferin kızıma babanın zevkini biliyorsun."
"Tabi biliyorum. O benim babam."
Annem biraz yaklaşıp burnumu sıktı.
"Ne o Ceyda Sultan kıskandın mı babamı? "
"Sus kız , terliği çıkarmayayım."
"Tamam tamam sustum. Hem ben kim çok konuşmak kim? Ben asla gevezelik yapmam, dedikodu yapmam(şaka yapıyorum tabiki) , konuşunca çok güzel konuşurum."
Artık saçmalamaya başladığımı fark edince sustum . Yoksa annemden o terliği yiyecektim. Zaten annem 'ne saçmalıyorsun yine sen?' bakışı atınca hemen yataktan kalktım.
"Ah" yine düştüm. Aslında yatak , yorgan, yemek ve uyumak hayat felsefemdi. Ama bu yatağın benden ne istediğini anlamıyordum.
"Kızım dikkatli ol bir kere . Seneye ayakların üstünde duracaksın. Şimdiden hazırlık yap."
"Annem bak ben hiçbir şey yapmadım , bu yatak her gün beni düşürüyor , bence bana yeni yatak odası takımı alma vakti gelmiştir."
Bu sayede yeni bir yatak odamda olurdu. Heyecanla annemin diyeceklerini bekledim.
" Ha kızım , sen her sabah yataktan düşüyorsun. Benim bu yatağı atmam lazım dimi. Kızım daha geçen sene almadık mı ?!!! Beni sinirlendirme de kalk bugün babanın doğum günü hazırlık yapacağız daha hadi."
"Anne babam evdeyken nasıl hazırlık yapıcaz?"
"Kardeşin babanı oyalayacak , bizde bu sıra evin süslemeleri halledeceğiz ."
Offfff ya evi süsleme işinden yırtmam lazımdı. Hemen bir şey düşündüm
"Anne babamı oyalama işinde burakla rolleri değişelim. Hem ben babamı daha çok oyalarım."
"Anne hayır! Önce bana verdin bu görevi. Saryayla değişmiyeceğim rolleri". Ahh evet duymuştu benim bu uyanık kardişim.
"Anne ya ama ben size daha çok vakit kazandırırım." Burak sinsice sırıtmaya başladı. Yine ne geçiyordu benim şu kardişimin aklından. Umarım bana pes ettirecek şeyler geçmiyordur. Hoş zaten geçse de benim keçi inadımla baş edemeyeceğini biliyordu.
"Canım ablam" ahha bu söze böyle başladıysa kesin beni mağlup edecek şeyle bitirecekti.
"Bugün babamın doğum günü . Senin hazırlanman gerekmiyor mu ? Hem Ezgi abla da gelecek. Siz iki saat süslenmeyle uğraşırsınız."
"Yoo ben eve gelince hazırlanırım."
"Ama babam gelince biz bir yerlere saklanacağız ve sonra 'iyiki doğdun' diyip resimler çekileceğiz. Sende orada kötü kıyafetlerinle görünmek istemezsin ha. Birde şimdi hazırlanıp öyle babamla bir yerlere gidersen babam şüphelenir ve sürpriz bozulur."
Allah'ım bu çocukta ne akıl varya. Eee kimin kardeşi ? Tabiki benim.
"Evet kızım , kardeşin haklı sen burada kal bana da yardım etmiş olursun."
Yenilmiştim işte. Kardeşim kazanmıştı .
"Hain dom dom yine yaptın yapacağını."
"Abla sana kaç kere dicem bana öyle deme diye" işte fırsat ,intikam alma vakti.
"Ne demişim sana ?" Bilmemezlikten gelerek kızdırmaya çalışıyordum.
"Hain dom dom diye."
Ve kaybetmişti. Kendine gelince sinirlenip odadan çıktı. İşte benimle uğraşmak zor iş zor. Annem bana nasıl katlanıyor onu da bilmiyorum. Ama kardeşimin katlanamadığı kesin. Onu sevdiğim için öyle diyesim geliyordu ama o bunu pek beğenmediği için sinirlendirmek amacıyla kullanıyordum. Bende az değildim ha . Ama neyse şimdi iş vakti .

••••••••••••••••••••••••••••••••

Ezgi ile hazırlanıp anneme yardım ettik. Tabi bir kaç tabak kırılmıştı . Ama neyse ...

Hazırlıklar bittiğinde kapı çaldı. Hemen herkese saklansın diye bağırdım . Herkes saklanınca gidip kapıyı açtım. Ve tabi kapının arkasına saklandım. Küçüklüğümden beri bunu yapıyorum. Beni bulamayacaklarını düşünerek ama babam beni her seferinde buluyordu-- Hayatta en güvendiğim kişi--
Yine aynı numarayı yaptım. Babam yine beni bulmuştu. Ben ona bakarken hep bir ağızdan yerlerinden çıkan misafirler,ben ve dom domum babamın doğum gününü kutladık. Babam herkese sarılıp teşekkür etti. Herkese hediyesi içinde ayrıca teşekkür etti. Hediye verme sırası bana gelmişti. Hediye paketi ile sardığım hediyemi babam çok beğendi. O anda aklıma 'kaba şey' geldi. Ama hiç onun gibi birini düşünerek moralimi bozamazdım. Hemen bu düşüncelerden sıyrılıp diğer hediyelere baktım . Gerçekten çok güzel geçmişti ve ben çok yorulmuştum. Odama uyumak için çıktım . Pijamalarımı giyip yatağıma girip uzandım. Bir anda gözüme bana babam için beğendiğim saatin kutusu çarptı. Aklımdan bana mesaj gönderenin numaramı ve ev adresimi nasıl bulduğunu düşündüm. Tabi ya cüzdanım... Kutuyu elime aldım içinde bir şeyler var mı diye kontrol etmek için. İçinde bir not vardı ve üzerinde
"Bir daha alışveriş yaparken cüzdanına sahip çık. Birileri telefon numaralarını görebilir."

Kendini beğenmiş. Ne sanıyordu kendini ukala. Bir anda cüzdanıma bakma gereği duydum . İçindeki her şey tamdı ama eksik olan bir şey vardı. Ve bu benim resmimdi. Benim resmimi almıştı? Almışsa neden almıştı? Yoksa beni öldürme gibi planlarımı vardı? İçimdeki ses 'saçmalama Sarya .öyle olsa o saati gönderir miydi?' dedi. Evet içimdeki ses haklıydı . Herhalde ben bir yerde çıkarıp sonra unuttum. Artık gözlerim kapanıyor ve mışıl mışıl uykuya dalıyordum.

Bir hafta sonra
Yine başımı ağrıtan o ses . Alarm. Bugün yeni okuluma başlayacaktım. Akşam heyecandan uyuyamamıştım . Okula gittiğimden beri bu duyguyu yaşıyorum. Her sene gece saatlerine kadar heyecandan uyuyamazdım. Tam uykum gelip uyumuşken o lanet alarm çalardı. Ama bugün onu fırlatmak istememiştim. Sonuçta okulun ilk günü. Bunu bundan sonra fazlasıyla duyacaktım zaten.
"Saryaaaaa" ahanda bu benim dom dom. Odama girdi. Offfff burakta o okula gelecekmiş. Şimdi bütün gün kızlarla konuşmak için beni aracı edecekti. Tabi bende ondan bu iyiliğin karşılığını alacaktım. Neden o da benim gittiğim okula gidiyordu ki . Ben son senem diye gidiyorum . O ne diye gidiyor ya . Ne yapıp edip o da benim olduğum okulda olmak için babamı ikna etti. Her neyse artık katlanacaktım. Gerçi biraz avantajlı olabilirdi. Beni aracı edeceği için istediklerimi tek tek yapmak zorundaydı...
Hazırlanıp kahvaltı yaptıktan sonra babam bizi okula bıraktı. Gelip müdürle tanışıp konuştular. Benle kardeşim de saf gibi orda durmuş dinliyorduk. Sonra sınıflarımızı söyledi. Ben 12/C sınıfında , dom dom da 10/ D sınıfındaydı. Sınıfımı ararken okulu inceledim. Gerçekten bu okul harika ötesiydi. Arka bahçesi orman gibiydi. Huzur vericiydi burası.

Ezgi hâlâ gelmemişti. Sonra mesaj attım, biraz sonra burada olacağını bildirdi. Ezgi gelince gidip sınıfını öğrendi. O da 12/C de idi. İşte buna çok sevinmiştim. Ortaokuldan beri aynı okulda aynı sınıftaydık. Hedefimiz üniversitede birlikte olmaktı. Babamla Ezgi'nin babası iş ortağıydı. Zaten anneleri deneme gerek yok. Kardeş gibiler.
Birlikte sınıfımıza çıkmaya başlarken Ezgi'den ayrılıp lavaboya doğru ilerledim. Lavabodan çıktıktan sonra mesaj geldi. Telefonuma bakarken birine çarptım. Benden uzun olduğu için yüzünü göremiyordum.
"Ben yine kime çarptım ya?? Gerçekten çok özür dilerim."
Kafama kaldırıp baktığımda karşımda gördüğüm kişiyle ufak çaplı bir şok geçirdim.
"Sen yine kime çarptın değil de sen 'yine kime çattın?' sorusunu soracaktın galiba"
" Yine mi sen?"

Arkadaşlar umarım bölümü beğenmişsinizdir. 1000 kelimeden fazla yazdım.

Sizce Sarya'nın gördüğü kişi kim?

Bundan sonrası Sarya için nasıl geçecek?

Serseri Mayın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin