Lisenin ilk günüydü. Çok çalışmıştım ama istediğim okulu tutturamamıştım. Kaderimde burası varmış demekki. Çok üzülmüştüm. Okulum evime biraz uzaktı. Her zaman olduğu gibi o günde üzgün bir şekilde kalktım. Sabahları erken kalkmayı sevmiyordum. Hemen üniformamı giydim. Geç kalacağım için kahvaltı yapmıyordum. Ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım ve minibüsü beklemeye başladım. Her zaman ki gibi yine çok doluydu. Minibüs o kadar dolu oluyordu ki kapıda gitmek zorunda kalıyordunuz. Sarı rengi eskimiş camları tozlanmıştı. Okula geç kalmamak için mecbur binmeye kalkmıştım. Önceki gece yağmur yağdığı için yerler çamurdu. Tam ayağımı atacakken kaydım ve yerde buldum kendimi. Üstüm başım çamur olmuştu. Hay aksi! Bir bu eksikti.
"Gel kızım gel''
Oradaki bir teyze beni tutup yukarı çekti. İyi insanların hala bu dünyada olduğunu bilmek şaşırtmıştı beni doğrusu.
"Teşekkür ederim"
Uzun bir yolculuğun ardından parkın önüne gelmiştim sonunda. Okulumun önünden otobüsler geçmediği için parkın orada inip okula kadar yürümek zorunda kalmıştım. Bir de her sabah bununla mı uğraşacağım? Maddi durumumuz pek iyi değildi. Bu yüzden babam servise yazdıramamıştı. Olsun, yapacak bir şey yok. Sınıfa girdiğimde herkes bir yere oturmuştu. Ben de rastgele bir yere oturmuştum. Herkes yanındaki ile konuşuyordu. Sanki daha önceden birbirlerini tanıyorlardı. Ben de böyle olmayacağını düşünüp tanışmaya girmiştim. Yanımda oturan kıza dönüp selam verdim.
"Merhaba ben Beren"
"Arzu" Sarı saçları göğsüne kadar uzanıyordu. Kahverengi gözleri vardı. Tatlı bir kıza benziyordu. Ama şımarıktı. Davranışlarından anlamıştım.
"Memnun oldum"
"Ben de"
Sohbeti ilerletmek ve diğerleriyle de kaynaşmak amaçlı bir fikir sundum ortaya.
"Wp grubu kurmaya ne dersin?"
"Biz mi?"
"Evet, ne olmuş?"
"Bilemedim şimdi"
Elinden tutup onu çektim.
"Hadi gel."
Diğerlerinin de yanına gidip tanıştık ve numaralarını aldık. Sonra hocamız geldi ve tanışma faslına geçtik. Herkes kendini tanıtırken içeriye bir çocuk girdi. Kumral saçları ve ela gözleriyle çok yakışıklıydı. Gözlerimi ondan alamamıştım. Saçlarını karıştırdı. Mahçup bir yüz ifadesiyle hocaya baktı.
"Geç kaldığım için özür dilerim."
Hoca eliyle geç işareti yaptı ve kaldığı yerden devam ettik. Gözüm hala ondaydı. Arzu'nun beni dürtmesiyle kendime gelmiştim. Sıra bendeydi.
"İsmim Beren, Antalyalıyım. 3 yaşımdan beri İstanbul'da yaşıyorum."
Bir süre sonra teneffüs zili çalmıştı. Yeni edindiğim arkadaşlarla bir şeyler konuşup gülüyorduk.
"Beren!"
İsmim seslenir seslenmez sesin geldiği yöne dönmüştüm. Oradaydı. Ela gözleri ile bana bakıyordu. O an anlamıştım benim için sıradan biri olmayacağını. Bir süre durdum ve gözlerinin içine baktım. Ama artık bir cevap vermem gerektiğini fark etmiştim.
"Efendim?"
"Şey...Unuttum."
Hafif bir gülümse vardı yüzünde. Yanağındaki küçük gamzesi belirmişti. O kadar tatlıydı ki. Unutkanlığı onun hep üzerindeymiş gibiydi. Tıpkı bir balık gibi. Evet, evet. Balık... Balıkları severdim. Şanslı varlıklardı. Bazen bazı şeyleri unutmak güzeldir. O küçük ağızlarını açıp kapatırlardı. Renk renk türleri vardı. Balıkların aptal olduğunu söyleyen insanlar, asıl aptal olan onlardı. Evet bulmuştum. Balık..benim balığım. Küçük kalbimde bir kutu balık vardı artık. Rengarenk balıklar...
"Duyuyor musun?"
Balığımın seslenmesi ile kendime gelmiştim.
"hı?"
"Wp grubu kuruyormuşsunuz diyorum. Beni de alır mısınız?"
"Ah, tabiki."
Numarasını ve adını bir kağıda yazıp vermişti. Tolga. Güzel bir ismi vardı. Aynı kendi gibi. Sonra ki saatler yemek yeme ve bol bol sohbet ile geçmişti. Eve gelince hemen çantamı bir kenara atıp telefonumda sosyal medyaya girdim. Çocuğun ismini aratıp onu bulmaya çalıştım. Ve buldum. Hemen ona istek attım. Sanki o da bu anı bekliyormuş gibi geri döndü. O kadar mutlu olmuştum ki. Uzun zamandır karnımda filler tepmiyorlardı. Evet doğru duydunuz. Kelebekler değil, filler. Bu da benim sevgi tabirimdi işte. O gün olanları aileme anlattım. Yemeğimi yedim ve hemen uyumaya çalıştım. Ertesi gün olsun da onu göreyim diye. Ama düşüncelerim rahat bırakmıyordu. Sonunda uyuya kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTUDAKİ BALIK
ChickLitSiz hiç birinin kaderiniz olacağını hissetmiş miydiniz? Geçmişteki kötü anıları bir kenara bırakıp bu hikaye ile içinizde yeniden umut kelebekleri yeşertmeye ne dersiniz? *** 'Beren!' İsmim seslenir seslenmez sesin geldiği yöne dönmüştüm. Oradaydı...