0.4

129 10 3
                                    

Bay Min odasından çıkar çıkmaz miniğinin odasına adımladı. Tanrıya şükür yaşıyordu. Hastanenin beyaz rengine zıt olan siyah takım elbiselerle miniğim yattığı odanın kapısında korumalar vardı. İçeriye girmeden camdan baktı Yoongi. Çocuğun yüzü daha iyi görünüyordu. Daha sonra içeri girmek için kolunu kapı koluna uzattı ve tuttu. Sağda duran baya kaslı koruma konuşmaya başladı.

" İçeriye kimseyi almıyoruz. Bize doktor hariç kimseyi almamamız gerektiği bilgisi geldi" dedi.
Yoongi baygın ve sıkılmış gözlerle korumaya baktı ve şöyle dedi
"ben zaten doktorum"
Koruma tekrar konuşmaya başladığında Yoongi cebinden Bay Park'la yaptığı anlaşmayı çıkardı ve korumaya gösterdi. "çık artık önümden" dedi bıkkın bir ses tonuyla. Kağıdı aldı ve buruşturup cebine attı. Kapıyı açıp içeri girdi ve sonra kapattı. Çocuğun yüzüne baktı. Büyük ihtimalle çocuğa ilaç vermişlerdi. Geniş odada camın kenarında duran sandalyeyi miniğim yattığı yatağın yanına çekmişti. Miniğinin yanına oturup onu incelemeye başladı. Serum takılan yerindeki yarayı görünce kaşları çatılı. Ve cebinden sakar iş arkadaşı Namjoon'un verdiği sevimli yarabantlarından çıkardı acıtmamaya özen göstererek üstünde kuala resmi olan yarabandını koluna yapıştırdı. Daha sonra o minik ellerine baktı. Hafif tombiş minik elleri çok sevimliydi. Uyurken o kadar savunmasız duruyorduki Yoongi'nin onu bütün dünyaya karşı koruyası geliyordu. Yoongi miniğinin solgun yüzüne çıkardı ellerini tüğ kadar hafif dokunuşlarla yüzüne dokundu. Daha sonra saçlarına. Nedenini bilmediği halde bu küçük çocuğa çekiliyordu. O çocuklardan nefret ederdi. Ama bu çocuktan edemedi belki de zaten bu küçük çocuğun gereğinden fazla nefrete maruz kaldığını o da farketmişti. İzledi genç adam o gece miniğini.

Kendisi onu izlemekten rahatsız oluyordu. Neden onun yüzünü bu kadar inceliyordu anlamıyordur. Onun yüzüne bakarken düşüncelere dalıyordu farkında olmadan. Sonra bunu farkedip yaptığı şeyin yanlış olduğunu düşünüp gözlerini tekrar odada gezdirmeye başlıyor, tekrar ve tekrar minik olanın çehresinde takılı kalıyordu gözleri.

İlk defa o bayıldığında Yoongi.'nin kalbi onun için endişeyle ve korkuyla atmıştı. Gözleri dayanamayıp kapanana kadar baktı Min Yoongi, Park Jimin'in suratına.

.................................................................................................................................. 

Ertesi sabah Min Yoongi erkenden kalktı ve Park Jimin'in sağlık testlerine bakmak için odadan çıktı. Hastanenin lobisindeki hemşireden test sonuçlarını aldı ve hızlı adımlarla minik hastasının odasına gitti. Odaya girdiğinde miniği pencereden aşağıya sarkmış bakıyordu. Yoongi kızmıştı. Neden bu kadar düşüncesiz hareket ediyorduk bu çocuk ya aşağı düşseydi nolurdu.

Min Yoongi'nin kaşları süratle çatıldı. Ve miniğe seslendi
" hey bücür ölmemi istiyorsun yoksa? Eğer öyle bir planın varsa bunu sonraya ertele çünkü şuana kadar hiçbir hastam ölmedi."

Jimin o hoş sesi duyar duymaz hemen arkasına döndü. Bu o adamdı rüya sandığı ama aslında gerçek olan rüya gibi adamı gördü. Dediklerini ilk başta anlamamışta. Jeton biraz köşeliydi sonuçta. Sonra anladı.
Adama kızmak istesede bunu yapamadı çünkü onun gerçekliği onu çok fazla mutlu etmişti.

Jimin hızlı adımlarla duvara yaslanmış olan bedene yaklaştı.
"Siz gerçekmisiniz?" dedi hala gerçek olduğuna inanamıyordu. Ellerini onun çilleri üzerine getirdi ve "siz gerçeksiniz" dedi.
Daha sonra aklına dolan anılarla ona teşekkür etmesi gerektiğini farketti. İlk önce ona sarıldı ve sonra ondan ayrılıp yanağına minik bir buse kondurdu ve teşekkür etti.

Min Yoongi ise bu çocuğu tuhaf duygular içerisinde izledi. Daha sonra miniğini dedikleri aklında çınladı. Neden ona gerçek olup olmadığını sormuştu ki? Daha sonra işi şakaya vurup " Biliyorum gerçek olamayacak kadar yakışıklıyım. Tabi sende haklısın" dedi ve Jimin'in saçlarını karıştırdı.

Jimin ise kaşlarını çattı bu genç adam yakışıklı değildi ki. Park Jimin hemen itiraz etti ve konuşmaya başladı "yanılıyorsunuz bayım siz yakışıklı değilsiniz. Siz güzelsiniz." demişti. Ardından konuşmaya devam etti. " gökyüzüne benziyorsunuz bayım... - Hayır hayır Aslında yüzünüzde gökyüzü var. Ve burnunuza çizdiğimiz minik yıldızlarınız ama gözünüzdeki yıldızlar daha parlak bayım. Biliyorum çok konuştum ama size son bir şey sormak istiyorum bayım burnunuzun üzerindeki o minik yıldızlardan bana da çizermisiniz lütfen? Bende sizin kadar güzel olmak istiyorum." dedi Min Yoongi hazır cevap biriydi genelde ama buna söyleyecek bişey bulamamıştı.

♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️

♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. HİRAETH . >yoon.min<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin