Kıyamet günü, çok istedikleri cennete ebedi girmeleri gerekti. Ama bir terslik oldu. Ne cennet kaldı ne cehennem! Tanrı, tüm yarattıklarından vaz mı geçmişti ? O günden sonra tüm yargılar yok oldu. Günah da yoktu , sevap da... Cehennem mi kalmıştı k...
Acilen yola çıkan Komutan Layris , Trian Başkanı Tendor ile sözleşmişti. 2 gün sonra Trian halkı Tendor Başkanlığında Megafun Ülkesine ilerleyecekti. Orada korunaklı bir ortam yaratılacak, yaşlılar çocuklar ve 1 tabur asker ile Megafun da kalırken diğerleri Yortu dağlarına doğru yola çıkacaklardı. Ancak yola çıkmadan önce diğer 5 ırk ile görüşme yapmaları gerekiyordu. Bu ırklardan 1 tanesi zaten ezeli düşmanlarıydı. Karantular asla melekler tarafında olmazdı Kalan 4 ırk için ise umutları vardı.
Layris ve Tendor yanlarına birkaç asker alarak yola çıktılar. İlk durakları Sars Krallığıydı. Sarslar son derece dürüst ve iyi savaşçılardı. Yapısal olarak ince , uzun ve pembe tenlilerdi. Çocukluklarından itibaren telekinezi yetenekleri geliştirilirdi. Çoğu en az 1 elemente hakimdi. Yüksek rütbede olanlar birden fazla elemente sahip olurdu. Sars kralı Kemun ise 4 elementi birden kullanabilirdi. Hatta telekinezi yeteneği ile ağaçları bile harekete geçirebiliyordu. Saraya yaklaştıklarında muhtemelen Kemun , Layris ve Tendor'un neden geldiğini biliyordu.
Bu yüzden saraya atları ile yaklaştıklarında kapılar açıldı. Muhafızlar ortalıkta yoktu ki gerek de yoktu. Atlarından inen liderler yavaş adımlarla etrafı inceleyerek yürüyordu. Mistik bir hava vardı bu sarayda. Her yer büyü kokuyordu. Sarayın iç kapısı da açıldığında 2 muhafız Layris ve Tendor'un önünde eğildi. Elleri ile işaret ettikleri yolda tüm kapılar kendiliğinden açılıyordu. Bu yüzden ne tarafa gideceklerini düşünmeden açılan kapılardan geçiyorlardı. Son kapı açıldığında kocaman bir toplantı odasına gelmişlerdi. Dev bir masa etrafında en az 50 koltuk vardı. Her taraf beyaz döşenmişti. Koltular geri çekildiğinde ne yapmaları gerektiğini biliyorlardı. Tam oturacakları sırada ana kapı açıldı ve Sars Kralı Kemun içeri girdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
- Hoşgeldiniz sevgili dostlarım. Lütfen oturun. Durumu biliyorum. Önce bir şeyler içelim sonra devam ederiz .
- Çok saygıdeğer Kemun dedi Megafun komutanı Layris. Konuyu çok net hissettiğinizi biliyorum. Ancak çok vaktimiz yok. Bir an önce bu savaşın neresinde yer alacaksınız bilmeliyiz. Karşımızda ne yeteneklere sahip bir ordu olacak ? Bu tamamiyle sizin vereceğiniz karara bağlı.
- " Eski dostum Kemun görüşmeyeli uzun zaman oldu. " dediğinde Tendor, aniden dönüp şaşkın bakışlar ile onu süzen Megafunlu Layris' e kısa bir bakış attı. Ardından Tendor ve Kemun ayağa kalkarak birbirlerine sarılıp kahkahalar atmaya başladılar.
Layris hala şaşkın bakışlarla bu iki dostu seyrediyordu. Bu duruma bir son vermek isteyen ilk önce Tendor oldu. Komutan Layris'in omzuna elini koydu ve " biz çoktan 3. müttefikimizi bulduk komutan " dedi. " Mektupların geldiği gün sevgili dostum Kemun, hafızama seslendi. Olanları tüm gece konuştuk. Zaten anlaşmıştık ama seni de tanımak istediğini söyleyince, ziyaret etmek istedim. Biraz önce de bana hafızamdan onay verince, açıklamaya karar verdim" Layris hem mutlu hem de hala şaşkındı. Kemun seslendi.
-" Hadi evlatt daha fazla böyle afallayamazsın. Harekete geçmeliyiz. Daha önce Vonterlar tarafından öldürülen halkımın alınacak bir intikamı var. Onlara bu günün geleceğini söylemiştim. Ama bu kadar kalabalık olacağımızı hiç düşünmemiştim" diyerek kahkahalar attı... O günün sonunda Vonterlara karşı 3 ırk olmuştuk....
Tirat cephesinden;
Vonterların lideri Tirat görüşmelerini tamamlamıştı ancak kimlerle görüşüp, kimlerden ne cevap aldığı kimse tarafından bilinmiyordu. Bugün beklediği yanıtlardan biri gelecekti. Sarslardan yana umutlu değildi zaten. Çünkü zamanında en çok onları avlamışlardı. "Özellikle ateşe hükmedenleri çok lezzetli oluyordu" diye geçirdi içinden, sivri dişlerini yalayarak. Ama karşısındaki 3 ırkın da üstün yetenekleri oldukça korkutucuydu. Kendileri ile kıyaslanırsa Vonterlar 2 sivri diş ve sadece hızdan ibaretti. Ama düşmanları görünmez olabiliyor, elementleri yönlendiriyor, hafıza okuyup geleceği görebiliyordu. İçinden sessizce küfrederken kapı çalındı. Ufak tefek olan bir Vonter girdi içeriye...
- Efendim sivri kulaklı ve yeşil renkli bir şey sizi görmek istiyormuş. Bir haber getirmiş.
- Hemen içeri al seni ahmak !!!
Sessizce dışarı fırlayan Vonter, yeşil artık bu ne ise işte o yeşil yaratığı hemen Tirat'ın odasını tıklayarak içeri yolladı. Tirat muazzam bir yalancı samimiyetle,
- Seni bekliyordum ben de, Ekvamekler çok düşündü umarım cevabın hazırdır küçük dostum.
- Yüce Elyo teklifinizi tek bir şart ile kabul etti. Eğer size katılırsa savaş sonunda Trian Başkanı Tendor'un kızı Tria ile evlenmek istiyor. Şimdiye kadar bunu çok istemesine rağmen Tendor buna karşı çıkmıştı. Tek isteği Tria ile evlenmek ve Başkan Tendor'un ölmesi.
Tirat iğrenç bir kahkaha attı.
- Elyo'ya söyle küçük dostum. Kabul ediyorum.
Tirat içinden geçiriyordu. "Tria'yı önce ben göreceğim Elyooo." Haha haha haha
