İlk genç kurgu kitabım. Ne fazla takipçim var ne de dikkat çeken yazılarım. Ama benim anlatmak istediğim şeyler var. Birilerine içimi dökmeliyim tüm saflığıyla yoksa rahat edemiyorum işte . Birsürü yakın arkadaşım var sayamayacağım kadar. Ama onlardan gizlemek zorunda kaldığım şeyleri yazarak kabullendim. Onlara dökemediklerimi kurguladım abarttım ve şimdi bunları size anlatmak istiyorum. Beğenir misiniz bilmiyorum ama bu hayatımdam daha tatlı bi öykü tek bildiğim şimdilik bu. Sizden bi isteğim daha var medyalarda koyduğum şarkıları bölümlerin bazı yerlerinde aćmanızı isteyeceğim. Tabi bu size kalmış ama inanın daha etkileyici oluyo. Test edildi onaylandı...
{{¤}}
Bazen içinize aniden kötü bir duygu yerleşir siz daha ne olduğunu anlamadan bi virüs gibi bedeninizi ele geçirir. Elinizden hiçbir şey gelmez artık o virüsü engelleyemezsiniz. Üzücü değil mi? Ama hayat böyledir. Senin elinde olmadan kalbin kırılır, parçalanır ama kimse önemsemez belki de en acı veren yanı budur. Saat 03:18 uyuyamazsınız elinizde bi fincan kahve ve bilgisayarınız... Ne sizi merak eden biri vardır ne de bir mesaj atan. Çünkü gecenin en boş saatidir kimse sokakta değildir. Pavyonlar, barlar bile boşalmıştır belki ama siz uyuyamazsınız çünkü özlersiniz size değer vermeyenleri ama kalbinizi verdiğiniz pislikleri.Peki onlar ne yapar? Bunu önemserler mi sanıyorsunuz? Asla! Onlar sizi düşünmüyo siz ağlasanız sizi duymuyo çünkü onlar hem kör hem sağır hemde beyinleri sadece nefes almalarını sağlayan oksijen israfları! Klavyenin üzerindeki göz yaşlarını kurulamak için pijamamı parmaklarıma geçirim ve silmeye başladım. Tam o anda telefonuma bir bildirim gelmişti. Penceremin yanındaki telefonu aldım ve kilidi açtım. Büyük ihtimalle salak sınıf grubumuzdan aptlaca ses kayıtları veya dedikodu grubundan şunla şu ayrıldı muhabbetleriydi. Bunları düşünmek gözlerimi devirmeme neden olmuştu. Bildirimlere baktım ama hayır ne sınıf grubuydu ne de dedikodu grubu bu kişiyi tanımıyordum. Ama telefonumda kayıtlıydı, "5 Dakika Daha", saat dörde yaklaşıyordu ve biri bana mesaj atmıştı bu saatte ve tanımadığım biri. Of her şey çok mantıksızdı. Mesajı açıp okudum:
" Şimdilik kim olduğumu bilmiyorsun. Ama bildiğin hatta şöyle diyelim bildiğini sandığın şeyler sokağın boş olması seni seven birinin olmaması ve şu an seni düşünen biri yok sanıp ağlaman. Korkma seni izlemiyorum ama seni tanıyorum ve seviyorum. Şimdilik kim olduğumu söyleyemem ama vakti gelince ögreneceksin lütfen sadece seni tanımama ve sana daha da fazla aşık olmama izin ver ve lütfen sende beni sevmeye çalış..."
Şu an cidden korkuyorum. Ne yapmalıydım? Engellemek istemiyordum çünkü içimden bi ses doğru söylediğini beni gerçekten sevdiğini düşünüyordu. En iyisi hayatı akışına bırakmaktı.
-"Tamam o zaman adın ne ?"
çevrimiçi
yazıyor..
-"Yazması lazım kaydetmek için çok uğraştım ; )"
-5 dakika daha?
-Yaratıcı ha?
-Fazlasıyla
-Sabah kalakamayacaksın iyi geceler daha çok konuşacağız ve daha çok gülümseyeceksin merak etme.
-İyi geceler 5 dakika daha.
-İyi geceler Derin.Dediği gibi dudaklarım istemsizce kıvrıldı. Kimdi bu çocuk? Bizim okulda mıydı veya aynı apartmanda falan mıydık? Bunların hiçbiri mantıklı gelmiyordu. Bilgisayari kapattım, kahveyi pencereden aşaği döktüm ve fincanı masanın üstüne bıraktım. Yatağımdan kalktım ve tek kişilik koltuğuma oturup dizlerimi kendime çektim. Tamam bu çocuğa mesaj atmıştım ama bu bi stalker olabilirdi veya daha kötüsü aileme söylemeliydim belki de. Ama icimden bi ses bunu yapmama karşı çıkıyordu. Saat 5'e yaklaşıyordu ama hala uyumamıştım. Kimsin sen? Kim?..
Birden çalar saatim kulak tırmalayıcı ıstıraplı sesini duydum. Koltuğumdan uzanıp komidinin üstünden aldım ve yere fırlattım. Uyuyakalmıştım. Kalktım ve torba torba olmuş göz altlarima baktım. Baya kızarmışlardı. Bu şişlikleri fondoten de kapatmaz zaten diyip kendi haline saldım yeşil gözlerimi. Sonra dolabımın karşısına geçtim. Siyah pantolonum ve beyaz okul üniformamı giyip formamın üzerine lacivert kazağımi giydim. Siyah botlarımi da ayağima geçirdim. Sonra berelerimin olduğu çekemeceyi açtım ve "MONDAY IS CANCELLED" yazan siyah beremi aldım. Akşam hazırlamaya erindigim çantamı hazırlamak için küçük prens desenli beyaz çantamı askılıktan aldım. Ve icine tüm eşyalarımı koydum. Birden bi bildirim geldi. Beş Dakika Daha'dan geldiğini düşündüm ve yanılmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEŞ DAKİKA DAHA (ASKIYA ALINDI)
Teen FictionBir mesaj gecenin en boş saatinde... Kim olduğunu bilmediğiniz ama telefonunuzda kayıtlı olan "Beş Dakika Daha"dan gelmiş bir mesaj. Sizden hoşlanan o kişi aslında hemen yanınızdayken farkedemzsiniz evet bu çok gıcık bi durumdur ama yapacak bişey yo...