prove me that you can /larry

1.7K 129 26
                                    

*harry'nin atıp sildiği tweeti okuduğumda aklıma gelen kurgumsu ihtimalle oturup yazdım, uzun zamandır -tweeti atıp sildiğinden beri- taslaklarımdaydı, tarzımdan uzak yani pek edebi değil ama feels geçirtebilir, ha bir de jack denilen adam larry'i bilen nadir dostlarından biri gerçekte yok ama varmış gibi okuyun eheh* beğendiyseniz bir oyunuzu alayım :D bir deee yorum isterim, olur muuu? yorum okumayı çok isterim :')

Hikayeyi biricik Hicranıma ithaf ediyoruuum. @HicranAksit

-gerçek bir tweetti- @Harry_Styles : "So kiss him again, just to prove me that you can." (O zaman onu tekrar öp, bana yapabileceğini kanıtla.)

"Hadi ama Harry, az bile içtin adamım!" 

Elimdeki viski bardağını bar tezgahına bırakırken Jack'in bana meydan okuyuşunu duydum. Gerçekten az mı içmiştim yoksa kafamın iyi olmasından mı faydalanıyordu? Ah, beynim bulanıyordu bunun cevabını şuanda bulamazdım.

Müziğin temposu mekanın içinde iyice artarken, gözlerim tüm insanların arasında Louis'yi arıyordu. Benden uzaklaşmasını hiç sevmiyordum. Burada fazla erkek vardı.

Tamam, belki ona saldıracakları için korkmam gereken kızlardı ama yine de onu kimsenin yakınında görmek istemiyordum. Ne kaslı bir erkek ne sürtük bir kız. Benim yanımda olmalıydı.

Barın bulunduğu sokak hayranlarla dolmuştu. Etraf sakinleşsin diye Niall dışarıya çıkmış, onlarla ilgileniyordu. Birkaçı ise reşit olduğundan içeriye girmeyi başarmış, yaklaşık yarım sattir bir köşeden beni izleyip bir yandan da içerken ki fotoğraflarımı çekiyorlardı. Bundan rahatsız olsam da yanlarına gidip bunu kesmelerini söylemezdim. Bu kaba bir hareket olurdu.

Louis'nin bu gece Eleanor'u da getirmesi sinirlerimi bozmuştu. İçmeyeceğime anlaşıp gelmiştik ama onu o kızla görmek beni bitiriyordu. 

Şu kız gerçekten sinirlerimi bozuyordu. Beni onunla aynı ortamda bulunmaya zorlamalarına inanamıyordum! Özellikle Louis'nin o küçük elini tutarken. Benim elim daha büyüktü, Louis'nin elini ben kavrayabilirdim, değil mi?

Barmene döndüm ve aksanımın kaymamasına özen göstererek "Bu sefer vodka lütfen." dedim ve içkimi beklemeye başladım. Biraz tekila, ardından bir bardak viski ve şimdi vodka. Midemi karıştırmaya devam edersem kusma olasılığım yüksekti.

Yanıma birinin oturduğunu hissettim ama aldırmadım. Buraya birlikte geldiğimiz arkadaş grubumuz hemen yanımızda, eğlenmeye devam ediyordu. Aklım Eleanor ve Louis saçmalığına takıldığı için ben de kendi çapımda içmeye odaklanmıştım. Onların yanına gidip Louis en yakın arkadaşımmış, o kız da onun biricik sevgilisiymiş oyununu oynamayacaktım.

"Hey." 

O tanıdık ince ve sıcak sesini duyduğumda beynimin içinde dönen tüm düşünceler bir anda kayboldu ve bütün kaslarım gevşedi. Ona döndüm ve hafifçe gülümsedim.

"Neredeydin? Beni içerken yalnız bırakmaman gerektiğini biliyorsun, Tomlinson. Sürtükleşebilirim." dedim ve ona göz kırpıp cilveli bir şekilde kıkırdadım. Ah, onun yanında sarhoş olmaya bayılıyordum. Aklıma geleni hiç düşünmeden söyleyebiliyordum. Arsızlaşabiliyordum, beni kontrol altına almaya çalışıyordu ve bundan etkilenmesi çok tahrik ediciydi.

Bana özenerek benim tarzımda uzattığı saçlarını eliyle dağıttı ve mavi gözlerini gözlerime dikip kaşlarını havaya kaldırdı. "Gerçekten seni yalnız bırakmaya gelmiyor. Bir gittim, iyice sarhoşa bağlamışsın müstakbel Tomlinson."

Son söylediği sözü duyduğumda, suratıma engelleyemediğim ve git gide büyüyen bir gülümseme yayıldı.

Oturduğum uzun bar taburesinden indim ve oturduğu tabureye doğru eğildim. Kısa boyu ve taburenin uzunluğu otururken ayaklarının yere değmesini engellediğinden, onu daha sevimli yapıyordu gözümde.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

prove me that you can /larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin