"Ne istiyorsunuz?...Umutsuzluk sorunu mu?"
İkimizde susuyorduk konuşmaya cesaretimiz yoktu. Sadece kitabı izlemeye devam ettik.
"Jimin niye susuyorsun? Jungkook Kimikimi hiç susmadığını söylüyordu.."
İkimizde aynıanda yutkunup birbirimize baktık. Sonra ben tereddütle de olsa konuşmaya hazırlandım.
"Şey..biz sadece sor sormak için şey..öyle işte"
"Sizde Yoonie ve Kimikiminin annesi gibi dayanamadınız mı?"
"İnsan olmalarını mı istiyorsunuz? Ne için? Jungkook Kimikiminin dokunuşlarını hissetmek için mi?"
Gözlerimi kitaptan kaldırdım ve bana -hadi len çagal- der gibi bakan Jimine öldürücü bir bakış attım.
"Ya sen Jimin bir boşluğa aşık olmak istemediğin için mi? Yoonieden vazgeçttin ya da vazgeçecektin."
Bu sefer kimse gülmüyordu. Haklıydı ikimizde mal gibiydik. İnsan bazen boşluğa aşık bile olabilir. Ki bu ayrıcalıktır. Herkes insana aşık olurken senin seçilmiş kişi olman...
"Ben..ben üzgünüm."
Tek diyebileceğim buydu. Daha fazla konuşamazdım çünkü yaptığım berbattı.
"Artık onların insan olmasını istemiyor gibisiniz"
İkimizde başımızı salladık.
"O zaman onları sizin istediğiniz insanlae olmak için insan katletmeden önce bulun.."
Gözlerim kocaman olmuştu. Konuşabilecek tek kelime edemezdim çünkü küçük dilimi yutmuştum.
"Onların aşkın olduğu yerde
Meleklerin ve insanların büyük
Güçlü aşklarında arayın.
Ya da çok insan olan seoul caddesinde"Kitap tekrar kapandığı gibi kitabı çantaya atıp koşmaya başladık. Otobüs durağına doğru... Durağa vardığımız gibi beklemeye başladık beklenen kırmızı otobus gelince hızlıca atlayıp yolu izlemeye başladık. Aşkın olduğu yer neresiydi ki?
Müge Anlı?
Seoul Aşk Bahçesi?
İlk durakta Jimini sürükleyerek indirdim. Ve bahçenin önünde durduk. Bir sürü insan vardı. Öpüşen elleşen ıygh?!
"Hey burada neden indik?"
Jimin sorusunu atlayarak elimle şelaleyi işaret ettim ."Ordalar"
Jimin şelaleye doğru baktığında Kimikimi ile Yoonieyi gördü. Ve hızlıca koşmaya başladı."Hyung?!"
Yoonie dönüp bakmıştı ama keşke tek bakan o olsaydı etraftaki herkes bize bakıyordu. Jiminin kolunu sıktım. Etraftaki insanlara baktı ve oldukça yüksek sesle bağırdı.
"Ne bakıyorsunuz yiyişmeye devam edin"
Herkes bunu bekliyormuş gibi yaptığı işe geri döndü. Jimin ise duvarın arkasında onu bekleyen Yoonieye bakıyordu
"16 yaşındaki birine göre bu cesaret taktir edilir."
Gülümseyerek ona ilerlerken ben de kenarda çöken Kimikimşye bakıyordum.Yanına bir koşu ilerledim ve yanına oturdum.
"Hey hyung! Beni bırakıp ne yaptığını sanıyorsun?"
Başını kaldırıp "Dokunuşlarımı hissedemediğin için üzgünüm.."
Gülümsedim ve "Gözlerim tenimi okşayan en iyi dokunuşlar hyung"
O sırada gözüm Yoonie hyung ve Jimine kaydı. Onlarda konuşuyorlardı. Ama gizli gibiydi..kkk
··Jimin
"Ah Hyung saçma sapan şeyler söyledim. Üzgünüm.."
"Önemli değil haklısın.."
"Hayır haklı değilim hyung..ben sadece insanlara senin gibi güzel bir varlığı göstermek istedim..ama unuttuğum şey seni sadece bwn görebildiğimde benim için özel oluşun hyung..benim için özelsin.."
BİR SONRAKİ BÖLÜM KODU
I need you_-_-_-_-_1.21
<<Bazen sözler geleceğin anahtarıdır. Ve anlamayı bilen yeni kapıları açar ve en sonunda beyaz ışığa ulaşır>>
-Sana ihtiyacım var-
________________________
<<Heaven. //18~^7[0909]>>
Bulutları süsleyen bir sürü ilan vardı.
//Warning\\
Kimi Kimi
Lanet 3. Kuşak
Anne adı: Min ****
Baba adı: Kim *****
Kardeş : Kim Yoonie//2. Derese warning\\
*Son görüldüğü yer World*
Suçlar:
KATİL (31 melek)