6.Bölüm ❇ Seninle Uyuyabilirim

2.7K 80 81
                                    

Violetta'dan;

"Aptalsın! O koca çeneni başka şeylere yorabilme gibi bir ihtimalin varken, bunu yaptın! Artık korkmalısın, ufaklık!"

Başımı ellerimin arasına alıp, devam edecek konuşmasını bekledim. Ne vardı yani, birden ağzımdan kaçırdıysam? Ha? Ah, tabii! Artık sık sık buluşamayacaklar ya, bunun ezikliğini yaşıyor öküzlerin efendisi. Başka açıklaması olabilir mi? Hayır.

Başımı yukarıya kaldırıp, gözlerimi kıstım. Çatık kaşları ve yeşil gözleri beni yok etmek istermiş gibi duruyordu. "Susacak mısın artık? Başıma ne geldiyse, senin yüzünden geldi. Özür dilemen gerekirken, ağzımdan yanlışlıkla kaçırdığım bir şeyi yüzüme vuruyorsun." Onun aksine, sakin olmama şaşırıyordum. Ona vurmam filan gerekirdi aslında...

Ellerini iki yanına yerleştirip, tek kaşını kaldırdı. "Ben ve özür dilemek ha? Ben, senden özür dileyecekmişim, öyle mi?"

Oturduğum duvardan kalkıp, gayet düz, "Öyle," dedim. Bugünkü deli cesaretimin kaynağını inanın ki çok merak ediyordum! Ama hoşuma gitmedi de değil yani...

Yüksek sesli bir, "Hah!" dedikten sonra, kollarını göğsünde birleştirip, başını dikleştirdi.

"Yaptığını düzeltmek için sadece bir günün var. Bol şanssızlıklar!" Bir şey söylememe fırsat tanımadan, gitti. Ciddi ciddi, gitti! Ben, sadece bir günde, doğru olan bir şeyi nasıl düzeltecektim acaba? Yine kendi kendime bela yaratmıştım. Kendimi bir kez daha tebrik ediyorum! Bu işlerde, üstüme tanımıyorum. Sonuçta kim durup dururken başını belaya sokardı ki? Bu, kişiye özgüydü. O lanetli kişi -aynı zamanda tek kişi- ben oluyordum. Yaşasın(!)!

Gidişini izlerken, acı bir gerçek sızlattı kalbimi; ben, yeşil gözlü erkekleri çok severdim ya...

Elimi kalbimin -'göğsümün' itici geldi, tamam mı?!- üstüne koyup, duygulanmış gibi bir hareket yaptım. León ne zaman hayatıma girdiyse, o zaman nefret etmiştim yeşil gözlü erkeklerden! Şimdi mavi aşığıydım, ben. Ah, bir de maviş Tomás vardı! Canım arkadaşım! Öyle çok özlüyordum ki maviş yakışıklımı... Neden ayrı olduğumuzu düşünmeden edemiyorum...

Sevgili(!) León görüş alanımdan silinince, onun tersi yönde ilerledim. Şimdi derse girmem gerekiyordu. Nasıl dersle ilgileneceksem artık...

Hızlı adımlarla, dersliğe ilerledim. Yine Bay Milton ile dersimiz vardı. Olması iyiydi aslında. Onunla olan derslerimizde verdiği konuya göre çiziyorduk resimlerimizi. Tabii bunun için daha acemiydim, hemde çok fazla ama yine de uğraşıyordum ve A alamasam da, B alıyordum. Bu da yeterliydi benim için.

Ah, söylemediğim bir şey var! Bugün, haftanın son günü! İlk hafta faciası böylelikle sona erecek. İşte bunu kutlayabilirdim! Hem de sarhoş olarak bile! Bu derece sevinmiştim işte.

Aklımdaki durum değerlendirmelerini bir köşeye çekip, dersliğe girdim. Ne yazık ki Honoria ile oturuyordum. Benim cezamdı bu okul. Önce León, sonra Francesca, sonra da Honoria. Aslında Francesca iyi biri gibi görünüyordu ama iyi görünenlerin de kötü olduklarını anlamıştım. Babamdı bunun sorumlusu. Annemi aldattığı gün, en kötü insan olmuştu gözümde. Annem, bunları hak etmemişti. Özellikle de öldürülmeyi...

Gözlerim sulanmaya başlamıştı. Honoria'nın elini omzumda hissedince, irkildim. "Violetta, iyi misin? Kötü görünüyorsun. Bir şey olduysa, bana anlatabilirsin. León ile olanları boş ver. Arkadaşın olabilirim."

León'un çevresindekiler nasıl da iyi görünüyorlardı öyle... Belki de gerçekten iyilerdir. Sadece benim korkum, gerçekleri görmemi engelliyordur. Olamaz mı? Elbette olabilir.

✖ UZAK ✖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin