***Yaren o günü hastanede geçirmiş akşam eve geçmişlerdi Tan ile beraber. Haberi izlediğinden beri içi rahatlamıştı ama '' ya ona bir şey olsaydı'' diye düşünüp kahroluyordu yine. Eve gittiklerinde Tan onu hemen koltuğa yatırmış yemeğini hazırlayıp önüne getirmişti. Sürekli iyi misin? Canın bir şey istiyor mu? diye sorular sorup darlasa da genç kadını hamileliğinde ilk kez böyle nazlandığı için mutlu oluyordu. Acaba Kemal yanında olsaydı nasıl geçerdi hamileliği diye düşünmeden edemiyordu. Arada Kemal'in gece yarısı yataktan kalkıp kış ayında karpuz aradığını falan düşünerek gülüyor sonra anında hüzünleniyordu. O asla yaşayamayacaktı bunları, evet kendi tercihiydi belki ama bir ömür Kemal'in ona mecbur kaldığı düşüncesi ile yaşamaktansa buna razıydı.Tan ile sabaha kadar sohbet ettiler. Ayrı kaldıkları dönemde neler yaptıklarını anlattılar birbirlerine. Arada Tan karnını sevdi arkadaşının.Kulağını dayayarak tekmelerini duymaya çalıştı ama inadı tutmuş hareket dahi etmemişti ufaklık. Sanırım inatçılığını annesinden almıştı.
Sabah olunca Yaren işe gitmek için hazırlanmış kahvaltı hazırlayan arkadaşının yanına mutfağa gitmişti. Tan onu hazırlanmış görünce ''Hayırdır Yaren hanım yolculuk nereye '' diye sordu kaşlarını çatarak. Yaren umursamaz bir tavırla '' işe gideceğim hatta geç bile kaldım hemen çıkmalıyım'' dedi kahvaltılıklardan ağzına bir şeyler tıkıştırırken. Tan ''yok canımm kim izin verdi senin işe gitmene'' diye sordu sinirli bir şekilde.Yaren ''yapma tan izin almam gereken bir durum mu var orada ayrıca unuttuysan hatırlatayım ben kimseden izin almam'' dedi dostuna göz kırparak. Onu taklit ederek ''unuttuysan hatırlatayım bende bir şeye hayır dediysem o hayırdır'' dedi ve ekledi'' daha dün hastanelik oldun ne acelen var işler kaçmıyor ya''. Genç kadın bıkkın bir ifade takındı '' Tan ben iyiyim ve hayatıma kaldığım yerden devam etmeye çalışıyorum. Bunun içinde işe gitmem gerek bu gün çok önemli görüşmelerim var. Benim için endişelenme'' dedi.Tan pes etti bu inatçı keçinin onu dinlemeyeceğini biliyordu zaten '' peki ama bir şartım var otur ve doğru düzgün kahvaltı et sonra beraber gideriz bende geleceğim seninle'' dedi. Yaren daha fazla uzatmak istemedi çünkü biliyordu ki bu tartışma akşama kadar sürer. Oturup kahvaltısını etti ve Tan ile beraber işe gitmek için yola çıktı.
Ofise geldiğinde görüşmesi olan müşterisi ile odasında yaptığı çizimler hakkında konuşmaya başladı. Adam fazla takıntılı ve gıcık olsa da Yaren onu ustalıkla yola getiriyor kendi istediğini kabul ettiriyordu. Büyük büyük projelerinden altından kalkmıştı bu kadın, böyle küçük işler onun için çocuk oyuncağı.Görüşmesi bittiğinde adamla tokalaştı ve odadan çıkmasını bekledi. Adam kapıdan çıkınca bir oh çekip arkasına yaslandı ne çok konuşmuştu o öyle.O sırada kapısı çalınıp içeriye sekreteri girdi dışarıda Umut adında bir bey olduğunu ve kendisiyle görüşmek istediğini söyledi. Aslında randevusuz görüşme almıyordu ama bir daha ki toplantısına 1 saat vardı. Belki yeni bir iş alırım diye kabul etti adamı hem Türk insanıyla çalışmayı özlemişti.
Yaren misafirini beklerken bir yandan maillerini kontrol ediyordu. Kapı açıldı içeri birisi girdi Yaren giren kişiye bakmadan '' buyurun oturun lütfen'' dedi. Adım sesleri yaklaştıkça tanıdık bir koku geldi burnuna. Olduğu yerde dondu kaldı Yaren ne nefes alabiliyor nede kafasını çevirip bakabiliyordu. Olabilir miydi ki? Kemal onu bulmuş olabilir miydi? İmkansız dedi bir yanı... Bir yanı ise bu onun kokusu insan sevdiğinin kokusunu bilmez mi diye bağırıyordu... Ağır ağır kaldırdı başını ve esiri olduğu gözlere değdi gözleri. İçi yandı kavruldu, gözleri ile sarıldı sevdiği adama... ''Kemal'' dedi sesi fısıltıdan farksızdı. '' Benim sevgilim seni buldum sonunda'' dedi Kemal sesi bile buram buram özlem kokuyordu. Yaren gözlerini kapattı bir süre çok özlediği için hayal görüyor olabilir miydi? Tekrar açtı gözlerini simsiyah gözlere değdi yine gözleri. Onu gözlerinde ki karanlığa çekip bir daha bırakmayacak gibi bakıyordu. Ne çok şey anlatıyordu o gözler... Ben geldim, seni almaya geldim, seni kaldığımız yerden sevmeye geldim diyordu adeta.
Kemal bir adım daha yaklaştı sevdiğine Yaren'in eli karnına gitti ancak o zaman kendine geldi. Dönmeyecekti kararından, mecbur bırakmayacaktı sevdiği adamı kendisine.Ama bak gelmiş diyordu kalbi sevmese gelir miydi? Bulur muydu seni? Sevse de ömürlük değildir hangi erkek ömürlük sevmiş ki diyordu aklı, hikaye yarım kaldığı için geldi tamamlandığında gitmeyeceğinin var mı bir garantisi ? Aklını seçti yine Yaren. Ah ne çektiyse bu aklı yüzünden olmamış mıydı zaten? Kemal dayanamadı sanki gözlerinin söylediği yetmezmiş gibi '' Yaren seni çok özledim'' diye bir kez de dili ile söyledi. Yaren buzdan maskesini giydi ve yerinden kalkmadan konuşmaya başladı ''senin ne işin var burada nereden buldun beni?'' dedi. Kemal '' dünyanın öbür ucuna da gitsen yine bulur severim seni'' dedi ''neden gittin? neyden korktun yine sevgilim anlat bana. Eğer korkularını içinden söküp almazsam adam değilim'' diye ekledi. Nasılda tanıyordu güzel gözlü adamı onu, korkusunu anlamıştı yine . Zaten bu adam değil miydi onu acılarından tanıyan. Yaren aklı ile kalbinin savaşının ortasında kimin galip geleceğini bilmede öylece duruyordu. Anlatmalı mıydı korkularını ? Yoksa kararlarının arkasında mı kalmalıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANET (TAMAMLANDI)
Romanceİhanetin acısını en derininde hissetmiş bir kadın ve adam... Ayakta kalmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Yaşamak için izlenen yollar ve çıkmazlar... İki yarım kalmış yaralı kalp bir olabilirmi ?