Bildiğim ya da artık kabullendiğim bir gerçeği onunla paylaşmaktan pişman değildim. Çünkü gerçekten de ondan nefret etmiyordum. Kafamda kurguladığım resmin çok dışına çıkan hareketleri, beni durmadan şaşırtan tavırları sorgulayıcı yanımı harekete geçirerek her konuda tahlil yapmamı sağlayarak her zaman doğruları bulmamda yardımcı olurdu ve bu konuda da tam olarak emin olmadan bir şey yapmamaya karar vermiştim.
Şu an için buradan gitmek çok radikal bir karardı ve önümü göremediğim yollara tekrar girmektense Mert'in, Ahsen'in aşkı için atan kalbine ve az önce onun yanında olup güçlü olmamı isteyen adama bu konuda inanıyordum. Yolumu görmemi sağlayan mantığım bu defa nedense bas bas bağırarak arada bir kalbime de güvenmem gerektiğinin talimatını sıkı bir şekilde veriyordu.
Bir kez daha düşünmeyi reddederek masanın üzerinde duran telefonumu elime alarak kısa bir süre önce aradığım numarayı tekrar arayarak açılmasını bekledim.
"Hanzade çıktın mı?" Savaş'ın hafif tedirgin ama her zamanki gibi kendinden emin sesini duyduğumda ben de en az onun kadar kendinden emin bir sesle cevap verdim.
"Bir şeyler yanlış Savaş hissediyorum. Beni bilirsin sadece psikolojik olarak yaptığım analizlerin dışında oynanan oyunları yakalama gibi bir özelliğim vardır ama geldiğimden beri kötü işlerin içinde olan ama ona kötülük yapmayana asla bulaşmayan bir adam görüyorum. Her şeyi daha ayrıntılı bilmek istiyorum. Neden bu adamdan şüphelendiniz? Ya da neden bu adamın çalıştığı adamlardan birinin babamın ölümüyle bir alakası olabileceğini söyledin?" diye içimde biriken soruları ardı ardına sıraladım.
Onunla bu konuşmayı yapmayı zaten planlamıştım ama Ahsen'in Savaş'ın yanına gitmesini ve bizi konuşturmasını istemiştim fakat şimdi her şey yeterince karışmıştı ve yakalanma korkusunu düşünmeyerek içimdeki bütün soruları bir yanardağın patlaması gibi dışarıya çıkarıyordum.
Savaş dümdüz tuttuğu sesiyle "Buraya geldiğinde bu konuları konuşacağız. Şimdi daha fazla oyalanma." dedi.
"Gelmiyorum ben vazgeçtim."
"Ne demek gelmiyorum Hanzade olayların ciddiyetinin farkında değil misin? Ahsen tehlikedeyken birde seni düşünmek istemiyorum. Görev iptal bana karşı gelemezsin bunu biliyorsun." diye diretti.
"Savaş.. Bak bizi düşündüğünün farkındayım ama kafamı kurcalayan soruları çözmeden vazgeçmeyeceğim. Ayrıca senden görevi teslim aldım herhangi bir ifşa ya da ölümle sonuçlanmadan bırakmama hakkım var bunu biliyorsun. Bu benim kararım. Ahsen'i canım pahasına kurtaracağım ve seni her şeyden haberdar edeceğim. Eğer halledemeyeceğim bir durum olursa sen devreye girersin ama şimdilik plana sadık kalalım. Lütfen!" dedim.
Bir süre aramızdaki sessizlik uzarken sonunda Savaş'ın kabullenişi kulaklarıma ulaştı. "Tamam. Sana güveniyorum bunu biliyorsun ama kendini tehlikeye atma. En ufak bir şey sezersen haber ver hemen orada olacağız. Ayrıca sorularına gelince her yerde muhbirlerimiz var biliyorsun bilgiler onlara bir şekilde ulaşıyor ve biz de emin olmak için en tehlikeli yolu yani içlerine girmeyi mecbur kalınca kabul ediyoruz. Bu bilgi de senin için çok önemliydi ayrıca babanın ölümüne sebep olmasa bile onlarla bir ilgisi olmalı. Her halükarda bir yer altı mafyasını temizlemiş olacağız." dedi.
Kafamı salladığımda o göremese de haklı olduğunu her şekilde onaylıyordum. "Merak etme Ahsen'i kurtardıktan sonra onları bitirecek her şeyi elde edeceğim. Herkes ait olduğu hayatı yaşamalı. Bu yüzden Yaman Soyaslan ve çalıştığı herkesin gerçeklerini ortaya dökeceğim." dedikten sonra telefonu kapattım.
Yapacaktım. Kendime güveniyordum ama önceliğim bu yola beraber çıktığım ve yaşadığı imkansız aşkı Savaş'a bile anlatmadığım kardeşimi kurtarmaktı. Belki Ahsen bile kendi duygularının farkında değildi ama ben her şeyi dışarıdan gözlemleyen biri olarak farkındaydım. En doğrusunu mantığım bilse de kalbim görmezden geliyordu. Ne var ki bu konuda Mert'in aldığı karar işimi kolaylaştıracak gibi duruyordu. Mert ona zarar verdiğini ve koruyamadığını düşündüğü için vazgeçmeye hazırdı. Ben duygusuz bir insan değildim ama geleceği görünen felaketi görmezden gelerek anı yaşamak bana kendini kandırmak gibi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum
General FictionSuç ve ceza Ölüm ve yaşam Savaş ve aşk Çarpıştıkları yerde masum olan vardı.