Birlikte olduğumuz küçük resimlere bakarak derince iç çektim. Dolgun dudakları dudaklarım üzerindeyken biz dünyanın en güzel sanat eseri gibiydik.
Diğer resme geçtiğim de mürekkepli vücudu ile alt dudağımı ısırdım. Geçen gün deniz kenarında yürüyüşe çıktığımızda tişörtünü çıkarmıştı. Parlak güneş mürrepli tenine yansırken onu polaroid kameramla çekmiştim.
Biz bir birimizin resimlerini çekiyorduk, bu bizim aramızdakı özel şeye dönüşmüştü.
Ona aşıktım, onu ilk gördüğüm andan beri karnımda uçuşan kelebekler bunun habercisiydi. Aramızdakı on yaş olması ve ya diğer engeller umrumda değildi.
Güzel olan şeyler hiçbir zaman yasal olmamıştır zaten.
"Neye bakıyorsun?"
Yanıma oturan Tiffany ile düşüncelerimden ayrılıp yüzümdeki gülümseme ile ona resimlerimizi gösterdim. Büyük bir heyecanla resimlere bakarken dudakları aralık bir şekildeydi.
"Kylie, onun küçük kızı gibisin."
Gülerek söylediği şeye karşı elimi yüzüme sürterek kıkırdamıştım.
"Zaten bana Bebek kızım diyor."
Alt dudağımı ısırıp heyecanla konuştuğumda benimle birlikte kıkırdamıştı. Kendimi bir büyüye kapılmış gibi hissediyordum, her zaman onun küçük kızı olarak kalmak istiyordum ve ya küçük sevgilisi.
Kafamı yan tarafa doğru çevirdiğimde bize doğru gelen Lisa'yı görmemle göz devirdim. Küçük duvardan inerek çantamı aldım ve resimleri içine yerleştirdim.
"Ne oldu?"
"Geliyor yine, zaten ben de Lucky ile konuşacağım." dedim.
Konuşmasına izin vermeden hızlıca adımlayarak Lisa'nın yanından geçtim düz surat ifademle birlikte.
Lisa ile konuşmuyordum, zaten onun da benimle konuşmak gibi bir uğraşı yoktu. Benim için artık gerçek arkadaşım değildi. Düşüncelerimin üzerindeydim, beni kıskanıyordu ve bu yüzden saçma bir şekilde konuşuyordu.
"Sevgilim!"
Arkamdan gelen sesle birlikte yüzümü dönmemle belimden tutarak Lucky beni kendisine çekmişti. Daha ne olduğunu anlamazken dudaklarını dudaklarım üzerinde hissettim.
Beni öpmeye başladığın da birkaç saniye sonra kendime geldim ve dudaklarımı hızlıca geri çektim. Lucky yüzüme şaşkınca bakarken kolları arasından çıktım.
Ben ona ayrılacağımızı söyleyecekken o beni bahçenin ortasında öpüyordu. Üstelik bu hiç hoşuma giden bir konum değildi.
"Neden böyle davranıyorsun?"
Kaşlarını çatarak konuştuğunda çantamın askısını tuttum. "Konuşmamız gerekiyor."
Kafasını sallayarak hala kaşları çatık bir şekilde mavi gözleri ile yüzümü inceledi. "Bence de konuşmamız gerekiyor."
Bakışlarımı birkaç saniye yüzünde gezdirerek önden yürümeye başladığımda beni takip ediyordu. Arka bahçeye doğru adımlarken derin bir nefes aldım ve dudaklarımı yavaşça elimle sildim.
Bu konuşma için dünden beri hazırlanıyordum. Ona şu an tabii ki babası ile birlikte olduğumdan bahsetmeyecektim, açıkçası mümkünse sonsuza dek bunu bilmemesini seçerdim. Sadece ona ayrılmak istediğimi söyleyecektim, bir şeylerin düzgün gitmediği ile ilgili zırvalayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Colors | malik
Fanfiction"Her kenarından yırtıldın ama sen hala bir şahesersin." Zayn Malik x Kylie Jenner fanfiction. Daddykink Zayn!