Bazen çizgiler vardır ilerisine geçmemen gereken sınırlardır ama ben ve jungkook bunu aşmıştık. Ve sonu görünmez bir karanlığın içindeydik. Karanlıkta biraz durduktan sonra yanımıza yaklaşan ve melek demek dahi çarpılacakmış hissi yaratan melek yanımıza yaklaştı. Ellerini oturduğumuz masaya tuttu."İsminiz ne?"
"Sakın söyleme Jungkook"
Not almaya başladı.
"Jungkook evet..."
"Niye söyledin Jimin.."
"Jimin evet zorluk çıkarmadan konuştuğunuz için teşekkürler"
Korku dolu gözlerle birbirimize bakarken bizden uzaklaştı. Ve koruyucu melek kutusuna yaklaştı.
"Soyadınızı alabilir miyim?"
"Aaa siz isteyin yeter.."
Dedim dalga geçer gibi jungkook söyleyeceğimi sanıp kulağıma fısıldadı.
"Hyung sakın söyleme.."
Başımı salladım. Ve gözlerimi kısıp meleği korkutmaya çalıştım.
"Tamam öyle olsun.. Bir oyun oynayalım kazanırsanız sizi bırakırım."
Masa çekti ve masanın üstüne satrança benzeyen bir tahta ve aynı onun gibi taşlar vardı tek farkı bunların konuşuyor ve kendi kendine hareket ediyor oluşuydu.Ve de korkunç oluşuydu
----------Yoonie
Hızlı olmaya çalışıyorduk. Çünkü simgelerimiz onların kötü hissettiğinde acıtıyordu. Ve şuan sanki kalp krizi geçiriyor gibiydim. Kimikimi şle hızlı davranarak evlere dağıldık. Onları evde bulamayınca korkumuz daha da artmıştı. Boş odada yatağın üstüne oturdum. O an gözlerim masanın üstünde duran küçük kağıda takıldı. Hızlı olu açıp okumaya başladım.
"Hyugnim~~
Ben ve Jungkook kütüphaneye gidiyoruz. Bizi merak etme~"
Okuduğum kağıtla biraz olsun rahatlamış ve Kimikimiye haber verip hızlıca kütüphanenin yolunu tuttuk. Kütüphaneyw girdiğimizde içerisinde dolu olan meleklerin bakışı bizde kilitlenmişti.
Nedenini anlamamız uzun sürmemişti. Uçurak önümüze düşen ve Kimi kimi ile birbirimize sarıldığımız 98. Yaş gününde çekilen fotoğrafın üstünde yarım yamalak bir şekilde.
"Warning"
"Lanetin torunları"
Yazıyordu. Birbirimize bakıp gözlerimizin içindeki korkuda hapsolduk. Korkuyorduk.
Artık o melek kanatlı çocuklar değildik..artık hayatın bizi kattığı dalgalı denizin kaptanıydık..
LiStEn YoUr HeArT AnD TalK yOUR bRaİn..._-_-_
_-_-__-Çukur 01#8y¤p_-_-_-
"Geliyorlar" dedi adam sesi hırıltılı çıkmasına engel olmadan konuşmasına devam etti. "Onlar geliyorlar"
Sessizliğin hakim olduğu çukur artık sesimizi yankılanmasına izin vermiyordu. Çünkü gelen kişilerin ismini söylemekten yankılar dahi korkar olmuştu.
"Dünya üzerindeki son umudumuzu yakaladılar. Bizim için geliyorlar.."
Sustum tekrar eden sessizlik bir ömür gibiydi. Ne diyeceğimi düşündüm. Sonra kelimleri toplayarak konuşmaya başladım.
"Onlara anahtarı ver..Anlaşılan çukura bir kaç ziyaretçi alacağız."