2. BÖLÜM "KAVGA"

224 11 1
                                    

"Ne yapıyorsun burda?" ellerimi belime hesap sorar gibi kıvırmıştım bunu derken. Evet, hesap soruyordum.

"Çekilirsen tuvalete gireceğim." Gözünde ki ifadesiz soğuklukla bana bakıyordu, aklından ne geçtiğini deli gibi merak ediyordum.

"Sen beni mi dinliyordun?" Sesimde öfke ve alayla karışmış bir tını vardı.

"Dinlemem mi gerekiyordu?" diyerek yanımdan geçti. "Çıkmayı planlamıyorsan yanında da pantolonumu indirebilirim." Yüzünde alaylı bir gülümseme vardı. İtiraf etmeliyimki bu duygusuz çocukta gülümseme harika duruyordu. Yüzüne şaşkın şaşkın bakıyordum, az önce ne demişti o? Küstah ya!

"Benimle doğru konuş" Ses tonumla ciddi ve rahatsız olduğumu belirtmeye çalıştım, tabi ne kadar başarabildim bilmiyorum, gözleri yanağımdaydı, kızardığından emindim. Alaycı gülüşü tekrar belirmiş, yanaklarıma bakıyordu. Daha fazla onunla muhattap olmak istemiyordum, bir şekilde beni utandırıyor ve haklıyken haksız duruma düşürüyordu. Kapıyı hiddetle çekip, kendimi yatağıma attım.

Yine aynı yer, yine aynı kılıç, yine aynı maske. Her şey aynıydı, bir şey dışında. Kılıcı çeken aynı kişi değildi, tüylerimi ürperten gözleri yoktu ve bu kişi daha kararlı ve tiksinç bakıyordu. Hızlı bir hareketle, tek hamlede kılıcını kılıfından çıkardı, gözleri gözlerime kenetliydi. Kaçamıyordum, sanki elim kolum bağlanmıştı, gözlerimi karşımdaki adamdan alamıyordum. Gözlerimi açıp kapamamla kılıcı boynumda hissetmem bir oldu. İçimde hiçbir his yoktu. Adam harekete geçicekken yere yığılıverdi. Arkasında biri belirdi. Yüzünü bir yerden anımsıyordum. Bu önceki rüyalarımda bana kılıç dayayan kişinin ta kendisiydi. Maskesini çıkarmaya yeltenirken...

"Selin, uyan. Sadece kabus." Sesi kadife gibiydi, gözlerimi açtığımda turkuaz gözlere bakakalmıştım. Kalktım ve bir kaç saniye ayaklarımı yataktan sallandırarak oturdum, şokun etkisini atlatamamıştım. Ayaklandım ve hiçbir şey söylemeden lavaboya girdim. Kabustan dolayı terlemiştim, elimi yüzümü yıkadım ve tekrar odama yöneldim. Yağız gözlerini üzerime kenetlemiş bana bakıyordu.

"Her gün görüyor musun?"

"Anlamadım?"

"Diyorum ki, her gün kabus mu görüyorsun?"

"Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum."

"Öyle diyorsan."

Sabahları her zamankinden daha agrasif oluyordum. Sanırım gereksiz tepki göstermiştim ama şu an bunu kafama takıcak halde değildim. Tekrar uyuyamayacağımı biliyordum. Zaten alarmımın çalmasına pek bir zaman kalmamıştı, biraz erken hazırlansam bir şey kaybetmezdim.

"Odadan çıkarsan giyineceğim."

"Ben uyuyorum, sen giyin."

"Baya iyi uyuyormuşsun. Bugünde 20 dakika az uyuyuver, hadi."

 "Sabah sabah hiç çekilmiyorsun be." Sağ eliyle gözünü ovuşturarak odadan çıktı. Ben diğer kızlar gibi saatlerce ayna başında durmazdım, 10 dakikalık işim vardı, bana en çok zaman kaybettiren çantamı hazırlamaktı. Asla şu her şeyi planlı, düzenli gençlerdende olamadım. Her şeyi ertelerim, ne kadar geç o kadar iyi. Kapıyı açtığımda bana baygın baygın bakan gözlerle karşılaştım.

"Sonunda."

"Bir kıza göre çabuk hazırlandın demeni yeğlerdim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 02, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÜŞMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin