"Gel bakalım." dedi beni elimden tutup apartmana girmemi sağlarken.
"Kaya..." durup gözlerime baktı en sakin haliyle. Cümlemi tamamlayamadım. O da tamamlamamı beklemedi zaten. Elimi destek verircesine biraz daha sıktı.
Kapıyı çaldı. Polislere her şeyi anlatmıştım Kaya'yla birlikte kalmak istediğim için şu an kendi evime valizimi toplamak için gelmiştik. Üvey babamım içeride olduğunu bilmek ne kadar iyi hissettirmesede güçlü kalmaya çalıştım.
Kapı sertçe açıldığında açan kişiye bakmadan içeri dalıp benim odama ilerlerdik. Ben dolaptan valizi çıkarıp giysilerimi içine koydum. Kaya da beni izledi.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!" Üvey babam bize bağırdığınde irkilsem de işe devam ettim. Bütün gerekli şeyleri koyup valizi elime aldım. Babam bana yaklaştığı sırada yerimde çakılı kalmıştım. Onu ne zaman görsem aklıma annem geliyordu.
Yine yaptı. Yine elini kaldırdı bana vurmak için. Ama bu sefer farklı olan bir şey vardı. Kaya...
Kaya, üvey babamın bana vurmak için kalkan elini tuttu ve geriye doğru itti. Polisler odaya girerken O, işaret parmağını bana zarar vermek isteyen adama doğrulttu. "Sakın!" diye uyardı ve ekledi. "Sakın ona dokunmayı düşünme bile." Sesindeki öfke ilk defa bu kadar artmıştı.
Kaya elimdeki valizi alıp beni odadan çıkarırken polisler üvey babamı aldı. Bense sanki bütün olanları ben yaşamamışım gibi gülümsüyordum.
Valizi evin önünde duran arabanın içine koyduk. Kaya'nın dediğine göre araba evdeki çalışanlardan birininmiş. Biz motorla gelmiştik ve motorla gidecektik.
Kısa süre sonra onun evinin önüne gelmiştik. "Kaya..." dedim o kapıyı açarken. Açıp bana baktı. "Teşekkür ederim." diye fısıldadım.
Gülümsedi ve geçmem için yol verdi. Gülümsedi ve yaşamam için sebep verdi.
📘📘📘
"Ağlama artık." dedi Kaya bilmem kaçıncın kez. Sanırım hala bazı şeyleri kabullenememiştim.
"Elimde... değil." Sesim kısık çıkmıştı.
Belimden tutup beni kendine çekti. Parmaklarını gözyaşlarımın üzerinde gezdirdi ve sildi. "Yat" dedi bir anda.
"Ne?!"
"Bana artık dizimde yatmak istediğini ve ne zaman o seviyeye geçeceğimizi sormuştun. Yat dizime, uyu." Gülümsüyordu. Onları yazarken ne düşünüyordum gerçekten bilmiyorum.
"Gerçekten mi?"
Kafasını salladı. Gülümsedim ve gözyaşlarımı sildim. Başta tereddüt etsem de uzanıp yanağına varla yok arası bir öpücük kondurup dizlerine yattım.
"Şimdi ben burada mı kalacağım? Yanında?" Hala olanlara inanamadığım için soruyordum. Eli saçlarıma giderken yavaşça okşamaya başladı. Sorumu mırıldanarak onayladı ve halime güldü.
"İstemez misin? Hep yanımda kalsan. Olmaz mı? Bir daha kimse üzmese seni? Hep gülsen?"
Gözümden bu sefer mutluluk gözyaşı düştü. Kafamı usulca salladım ve kabul ettim.
Onla birlikte olmak en büyük hayalimdi.
"Uyu artık" diye fısıldadı, uzanıp alnımdan öpmeden hemen önce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günlük [Yarı Texting]
Truyện NgắnAnonim olan kişi genelde seven kişi olmaz mıydı? Peki ya sevilen kişi ilk mesajı her şeyden habersiz atarsa? 📒📒📒 Kaya'hmak: *fotoğraf* Kaya'hmak: güzel günlük Kaya'hmak: günlüğün içine telefon yazanı da ilk defa görüyorum M: hayır olamaz. Rüya gö...