You're so art deco

10.7K 721 340
                                    

Lana Del Rey- Art Deco





"Oh, bayım"  Kırmızı saçlı esmer, önünde oturup parmaklarını tuşlarında gezdirdiği pianoyu durduktuktan hemen sonra arkasında duyduğu ince sesle, ruhunu çaldığı parçayla birleştirmek için kapattığı gözlerini açtı.

"Mükemmel çalıyorsunuz" Arkasında duyduğu pürüzsüz ses ona daha da yaklaşırken, kafasını çevirmemeyi seçmişti.

Ayakkabı sesleri büyük müzik odasında yankı yaparken, pianosunun yanında yer alan bendenle, gözlerini oraya doğru çevirdi. 

Sarı ve göğsünde küçük bir gökkuşağı işlemesi olan tişörtünü, beli uzun pantolonunun içine sıkıştırmış beden büyük gözlerle onu izliyordu. Açık pembe tonlarındaki yanakları, kahverenkli hafif kıvırcık saçları, perçemleri arasından gözüken büyük gözleri ve vişne çürüğü renkli ince dudaklarıyla önündeki beden falasıyla baş döndürücüydü.

"Ben Jeongguk" ellerini arkasında birleştirmiş beden kısıtlı ve utangaç hareketle ellerinden birini pianonun önünde oturarak hala onun yüzünü inceleyen bedene uzattı.

"Teşekkür ederim Jeongguk" Esmer olan sonunda kendine gelebilmiş ve elini uzatarak onunkuyla birleştirmişti. Ellerinin sıcaklıkları bir birine karışırken, ortamı az önce süsleyen parçanın melodisinin yerini, ikilinin sesleri alıyordu .

"Bense Taehyung" Jeongguk gülümsemiş ve kalçasını pianoya yaslayarak kollarını göğsünde birleştirmişti. "Sanırım burada yenisiniz ?"

Taehyung oturduğu yerde ona doğru dönerek siyah tişörtünü silkti saatlerdir burada oturduğu için kırışlarını açmak amaçlı. "Yeniyim," Taehyung büyük ve gösterişli bir restoranda piyanist olarak işe başlamıştı. Buraya sadece zenginler geldiği için, özel yeteneği kişileri kabul ediyorlardı. Taehyung da onlardan biriydi.

"Peki siz burada ne iş yapıyorsunuz ?" Taehyung kendisinden küçük olsa bile yeni tanıştığı bedenden saygısını eksik etmeden bir soru yöneltti. "Ben dans ederim efendim"

Taehyung'un kaşları havalandığında, beyaz tenli devam etti. "Yıllardır burada çalışıyorum, ancak yarın ilk defa yanımda canlı bir şekilde piano çalan birinin şarkısıyla dans edeceğim"

Taehyung duyduklarıyla şaşırsa da, hemen anlamıştı yarın onunla partner olacağını. Çünkü bu yerde tek piyanist kendisiydi. "Doğrusu, yeni piyanist gelecek dediklerinde sizin kadar yetenekli birini beklemiyordum"

Taehyung hafifçe gülümsemiş ve elini kırmızı tutamlarına atarak karıştırmıştı. "Müzik zevkinizle uyuştuğum için müteşekkirim" Jeongguk da onun gülümsemesine karşılık verdiğinde, pencereden süzülen gün ışıklarından başka, etrafı onların bir birlerine karşı bakışları aydınlatıyordu.

İki gülümseyen beden zamanın akışında kaybolurken, Taehyung içindeki sıcaklığı daha yeni yeni farkediyordu.

Bakışları Jeongguk'un utançla kafasını çevirmesiyle kesilirken, Taehyung'sa az önceki garip anın heyecanıyla sertçe çarpan kalbinin sesini duyurmamaya çalışıyordu.

"İsterseniz şimdiden yarın için egzersiz yapalım" Jeongguk kalçasını yasladığı yerden çektiğinde, Taehyung kafasını salladı. "Beethoven sever misiniz?" Jeongguk hızla kafasını sallayarak gülümsemesini genişlendirdi. "Fazla"

Taehyung duyduğu cevapla içten içe sevinç hissi duyuyordu. Sevdiği sanatçının Jeongguk tarafından sevilmesi, içinde tarifi anlatılamaz bir sevinç doğuruyordu.

"3 numaralı largo'yu bilir misiniz?" Taehyung çalmayı en sevdiği parçalardan birini duyduğunda, bu parçanın beethoven tarafından oluşturulması onu heyecanlandırmıştı.

Hızla kafasını salladığında Jeongguk Taehyung'un önündeki büyük ve boş piste çıktı. "O zaman sizi bekliyorum efendim"

Taehyung önünde bir sanat gibi bekleyen bedeni bekletmemek için parmaklarını tuşlara yerleştirdi tekrardan. Onu dans ederken görmek, hayal bile edemeyeceği şeydi belki de. Duyduğu ince sesi en güzel melodiyi yansıtırken, görünüşüyse en güzel melodinin notasından bile mükemmeldi.

Hissediyordu Taehyung. Ruhuna işleyen şarkılardan başka, önündeki çocuğun da yavaş yavaş kalbine işleyeceğini hissediyordu.

Jeongguk, büyük holdeki gösterişli insanların oturduğu masalarla kaplı alanın ortasındaki büyük ve beyaz pistte yerini almıştı çoktan. İşlemelerle süslenmiş pianonun başına geçen kızıl, bir an olsun gözlerini, giydiği baldırlarına kadar uzun beyaz gömlek ve siyah pantolonlu bedenden çekemiyordu.

Saray gibi gözüken ortamda gösterinin başlaması için herkes suspus olmuş, dikkatlerini kafası eğik şekilde bekleyen Jeongguk'a vermişlerdi. Geçen sefer pratik yaptıkları şarkı Taehyung tarafından başlatıldığında, bedenini ritmik şekilde hareket ettiriyor, kollarını havada ipek bir parça misali süzdürüyordu.

Jeongguk'un, türü baleye benzeyen dansı ve tamamen siyah giyinmiş Taehyung'un uzun parmakları tarafından ele geçirilen siyah beyaz tuşlardan çıkan melodi, herkesin gözlerini ve kalbini kamaştırıyordu.

Pisti adeta soğuk cehenneme çeviren Jeongguk, Taehyung'un kalbine işkence edercesine acımasızca bedenini kıvırıyor, beyaz gömleğin altından belli olan ince bel kıvrımlarını etrafa sunuyordu.

Sonunda son dokunuşlarla şarkıyı bitiren Taehyung'la, Jeongguk'ta dizleri üzerine çökerek durmuştu. Ortamda aniden kalkan alkış ve fit seslerine aldırmayan ikili ayağa kalkarak yan yana gelmiş ve eğilmişlerdi teşekkür amaçlı.

Zaman kaybetmeden kulise geçen ikili, kendilerini karşılıklı sandalyelere atmışlardı. Taehyung önünde terli şekilde yutkunan Jeongguk'la ne yapacağını bilmiyordu.

"Sanırım bu işi başardık bayım" Taehyung gülümsediğinde, gözleri Jeongguk'un açık yakasından parlayan gümüş kolyeye takıldı. Beyaz ve terli boyun üzerinde parlayan haç kolyesi, Taehyung'un 'Jeongguk tüm melodileri kıskandırıyor' diye düşünmesine sebep oluyordu.

"Başardık Jeon" Taehyung hafifçe gülümsediğinde, sanki bir şey söylemek istiyormuş gibi gözlerini kaçırdı. "Bir şey mi oldu bay Kim?" Jeongguk bunu hemen anlayarak öne doğru eğilmiş, zaten yakınında olan Taehyung'la arasındaki mesafeyi daha da azaltmıştı.

"Evet, demek istediğim bir şey var" Jeongguk kaşlarını kaldırarak gülümsediğinde, devam etmesini beklermiş gibi baktı mantıklı düşünememesini sağlayan esmere.

Kızıl saçlarına zıt şekilde tamamen siyah giyen esmer, dudaklarını yaladı. "Demek istediğim,"

Jeongguk duraksayan bedenin gözlerine devam etmesi için baktığında, Taehyung ellerinden birini, diğerinin kırmızılaşan yanağına yerleştirdi. Baş parmağıyla yanağı hafifçe okşarken "Sen pistte bir sanat eserisin" demişti Jeongguk'un kalbinin hızla çarpmasını sağlayarak.

"Ancak şunu bil ki," elleri onun kahve tutamlarına çıktığında, onları okşadı yavaşça. "Tüm melodiler senin kadar güzel olamadıkları için, sonsuza kadar yas tutmalılar"




♬

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Art Deco ♪ Taegguk ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin