Kaptan kontrol sağlandı mı? Mürettebat orada mısınız? Kaptan! kaptan! New York özel güvenlik ekibi müdürü konuşuyor. Kaptan Morgan!
<Kaptan>
<Kapta>
<Ka.... (Arıza! mesaj gönderilmedi)
Gözlerimi hissedemeyerek açmıştım. Nerede? ve neden burada olduğumu bilmiyordum başımı sağ tarafıma yavaşça bakınca yan tarafımda oturan yaşlı adamı kanlar içinde görmüştüm. Midem bulanmışdı. O an her şey yerine oturdu, uçak... uçak düşmüş olmalıydı. Peki ben nasıl yaşıyordum? Bu imkansıza yakındı.
Kafamı kaldırmayı denemeye çalışıyordum, sanki biri kafama bir ton ağırlığında araba koymuştu. Zor bir şekilde doğruldum, herkes sonsuzluk için uyumuş gibiydi, kaptan kabininden bazı sesler duymuştum ve beklemeden, kırılmış kapının ardında olan harap olmuş yere girdim. Etrafta kıvılcımlanan ve kırılıp düşen eşyaların sesleri beni ürkütüyordu, her yerim ağrıyordu. Kulağımın arkasında bir yanma hissi hissetmiştim. Ellerimi korkaça kulağıma götürdüm, "sıvı bir şey vardı, KAN."
<Dızztt arıza arıza dızzzt>
Bu ani ses ile yerimdem zıplamıştım.
Kaptan! Ben Müdür George
Morgan iyi misiniz !? Yaşayan var mı? Konumunuzu tespit edemiyoruz. Hey!<Arıza tespit edilemiyor>
Kalbimin hızlanmasıyla elimi telsize uzatıp tuşa bastım.
"Hey, ben Jane... Jane Carling 38B16 numaralı uçağın yolcusuyum ve sanırım biz bir adaya düştük çünkü en son bir denizin üzerindeydik, her şey aniden oldu, lütfen...lütfen yardım edin. Benden başka yaşayan var mı bilmiyorum."
<Arıza,.,.,! Hata!>
Merhaba Bayan Jane, sizden sakin olmanızı istiyo..r...u..
<Hata-arıza tespit! edilemiyor>
<Otomatik telsiz kendini imha etmesi için geri sayım!>
"Hayır, hayır! Beni duyan var mı!? Hey."
<Son 10, 9, 8, 7...>
"Lanet olsun!"
<Etrafta 6 metre sınırını geçen canlılar için son uyarı! Geri!>
Bunu duyduğum gibi topal şekilde koşarak uçağın parçalanmış koltukları arasından ve yaralanmış insanların üzerinden geçerek gelebileceğim en uzak yere geldim. Uçağın metal duvarlarından tutunmaya çalıştım. "Tutunacak yer yok denecek kadar az olsa da..."
<Son 6... Arıza-hata 5, 4, 3, dızzztt arıza 2, 1,>
Kulaklarını kapatmam ile patlama sesini duymam bir oldu. Oradaki mürettebat az önce yaşıyorsa bile şu an ölmüştü. Beynimde ki çınlama vücudumu sarmış ve sonsuza kadar hissedecekmişim gibiydi. "Kalbim hızlanıyordu."
Gözyaşlarıma hakim olamıyordum, sanırım yaşayan birilerini bulmam gerekiyordu, orta tarafta sağ koltukların birinden "ahh ya..yardım....edin" sesi gelmişti. Koşarak oraya gittim, 20 yaşlarında bir erkekti. Onun kalkmasına yardımcı oldum, belki başka yaşayan vardır diye uçağın sol tarafına yöneldim. Minik bir ağlamaklı sesiyle dua ediyordu.
Lütfen...lütfen..öl...ölmek istemiyorum.
Ona doğru eğildim.
"Şşş sakin ol tatlım. İyi misin? Hadi ayağa kalk...?"
Arkadaki bacağını görmemiştim.Kalkamam bacağım sıkıştı ve çok ağrıyor....Bana yardım edecek misin?
"Evet evet tabiki."
Saçlarımı cebimdeki toka ile topuz yapıp az önce uyanan erkeğe seslendim."Hey! Sen."O gözlüklü ve takım elbiseli genç bir iş adamına benziyordu. Bana cevap vererek:
Efen... Efendim?
"Buraya gel de yardım et bu demir ağıra benziyor."
Çelimsiz birine benziyordi, esmer saçları olan 1.80 boylarında zayıftı, yine de bunu tek başıma kaldırmayı denemekten daha iyiydi.
Eee... Tamam geliyorum.
Yandan patlamış kaşını cebinden çıkarmış olan mendille silerek geliyordu. Bütün derdi patlamış kaşıymış gibi "Biraz hızlı ol!" Ona bağırdıktan sonra hızlanmıştı. Hemen geldi. "yavaş ve dikkatli ol Aynı anda hareket edelim ki bu miniğin canı acımasın tamam mı?"
Tamam anladım.
Sanırım bundan şüpheliydim.
Derin bir nefes aldım"3-2-1 şimdi"
İkimizde bütün gücümüzle deniyorduk. Sanki kolum kopucakmış gibi hissediyordum biraz daha yükleniyorduk.
Alnımdan akan terler beni strese sokuyordu. Neyse ki büyük zorluklarla kaldırmayı başarmıştık, kaldırdıktan sonra minik kız bacağını yavaşça çekti.
Kanayan bacağına bir şey bağlanmanız gerekiyordu. Yanda ölmüş kadının elindeki fuları alıp minik kızın bacağına bağladım,"şimdi biraz daha iyi misin?"
Utangaç olmasıyla birlikte soğuktan üşümüş burnuyla kafasını evet dermişçesine sallıyordu.
Kendime güvenerek ayağa kalktım, topal olan ayağımın altına kanıyordu, yüzümde ve ellerimde sayısız çizik vardı. Koyu düz saçlarım adeta tozdan ve kirden görünmüyordu."Sanırım birlikte hareket etmeliyiz, nedenini biliyorsunuz aramızda ki en önemli şey güven yalan yok! Şimdi tanışma zamanı ben Jane"
İkisinin yüzünde de tek bir duygu vardı.
"Korku."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLILAŞMIŞLAR
Science FictionUçak kazası sonucunda okyanusun ortasında bulunan bir adaya düşen Jane, yaşayan kişilerden kimseyi tanımamaktadır. Bu kişilerin birlikte hayatta kalmaya çalışmaktan başka çareleri yoktur, ama asıl sorun şu ki hayatta kalmaktan daha zor bir görevleri...