Jin:Bence onun ile bir restorantta tanışırsınız.Üyeler ile gelmiş olduğu restorantta seni görür.Sen o restorantta garson olduğu için onların siparişini almaya gidersin.BTS olduklarını anlarsın ama onları rahatsız etmemek için çılgın fangirl tarafını göstermezsin.Onlar siparişini verirken senin onlara yemek seçimleri konusunda yardımcı olman ve aynı zamanda yemeklerden iyi anlıyor olman onun cidden çok hoşuna giderdi.Bu kadar güzel olmanın yanı sıra bu kadar iyi yemek bilgini olması onu çok sevindirdi.
"Sanırım bu restoranta daha sık gelmeliyim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Suga:Bütün sıkıntılarını,dertlerini ve bazı şeylere çözüm bulmak için kendini bırakır.Yolda amaçsızca tek başına yürürken yorulduğunu hisseder ve bir otobüse atlar idi.Otobüste çok fazla kişi olmaması onun işine gelmişti.Otobüste kulaklığını takar ve cama başını yaslayıp derin düşüncelere dalar.Sende henüz okuldan yeni çıktığın için otobüsü durakta beklersin.Sonunda otobüs gelir,sende otobüse binersin.O seni durakta,cama başını yasladığı için kolay görür ve senin otobüse binişini izler.Sen şoföre gerekli olan parayı uzatırken o senin süzüyor olurdu.Güzelliğin onu oldukça etkilemişti.Yaşlı olan şoförle geçen diyaloğunu dinlerdi.Ona çok tatlı görünmüştün.Sen otobüste boş yer ararken siyah giyimli bir adamın önünün boş olduğunu görürsün,oraya gidip oturursun. Oturduğun gibi saçlarını geriye doğru savurursun ve saçlarının kokusu onu burnunu gider.Bu kokudan çok hoşlanmıştır.
"Tanrım,neden saçları bu kadar güzel kokuyor ki ?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Namjoon:Siz bence onunla bir kitapçıda tanışırsınız.Siz o kitapçının sahibisinizdir.O da sokakta dolaşırken senin küçük ve aynı zamanda şirin olan dükkanına bakar.Ayakları ister istemez onu oraya görür.Kapıyı açtığı an o derin ve kesin koku gelmişti burnuna;kitap kokusu.
Gözleri hemen seni bulur,ve derince yutkunur.Hafif kulağının arkasına attığın saçın, büyük ve güzel gözlerin,biçimli ve şekilli olan dudakların ve burnun vardı. Karşısında ki seni,bir melekten farksız olduğunu düşündü.Hemen hafifçe gülümsedin.Gülünce görünen beyaz dişlerine bir kez daha vuruldu. 'Bugün buradan umarım sağ çıkarım.'diye geçirdi içinden. Kalbinin düzensizce atmasına engel olamadı.O da sana samimi bir gülümseme gönderir idi.Hafifçe bir baş selamı verdi,sende ona aynı şekilde karşılık verdin. Senden gözlerini almış ve rafların aralarınıda dolanmaya başlamıştı. Gözüne haftalardır aradığı ve bulamadığı kitap ilişti.Bu kitabı okumak için canını bile verebilir idi.Çünkü bu en sevdiği yazardı. Eline aldığı kitabı çabucak kaptığı gibi senin yanına adımlamaya başladı.
