Araf Özdemir,
Heyecandan terleyen ellerimi pantolonumla sildim. Atlasın evine gelmiştim. Ailesine henüz birşey dememiştik. Sadece akşam yemeği için gelmiş bir arkadaşı sanıyorlardı.
Atlas utanmasa bacaklarını karnına çekip ağlayacaktı. Aslında benim de ondan farkım yoktu.
Yemekle oynamaya başladım. Gözlerim dalmıştı, Aslı hanım yani Atlas’ın annesi adımı seslenince irkildim,“e-efendim?”
Gülümsedi,“beğenmedin mi canım?”
Benim kafamda kaç tilki birbirini kovalıyor,Aslı hanım haberdar mısınız?
“ Olur mu öyle şey efendim? Çok beğendim. Ellerinize sağlık.”
Yüzünden hiç eksik etmediği gülümsesini genişletti,“ afiyet olsun oğlum,ne zaman istersen gel ben yaparım.”
OĞLUM?!
Sakin ol Araf,sakin ol.
Araf’ın babası Fatih bey -neden bu kadar resmi olduğumu ben de bilmiyorum, gerginlikten sanırım.- peçeteyle ağzını silip bana baktı,“ Atlas’la aynı sınıfta mısınız?”
Sanki ahiret sorusu soruyor,altı üstü ufak bir soru ama adamın suratına yaklaşık iki dakika boş boş baktım. Ta ki Atlas bacağıma tekme atana kadar.
Yalandan öksürüp,“ hayır efendim.”
Adam düşünceli şekilde başını öne eğdi,yemeğine devam etti.
Bir kaç dakika sofrayı saçma sessizlik kapladı.
Babası tekrar bize döndü,“ bizi aptal yerine koydunuz.”
Kafamı hızla Atlas’a çevirdim. O da gözlerini kocaman açmıştı.
“ne diyorsun,baba?”
Ellerini birbirine kenetledi babası,“oğlum, telefonunu ortada bırakıyorsun yetmiyor şifre koymuyorsun onu geçtim mesajları da silmemişsin.”
Atlas yutkundu,sesi buraya kadar gelmişti.
Ben de şokla açılmış bir karış ağzımla onları izledim.
“ n-ne demek o?” dedi Atlas.
“ Sevgili olduğunuzu biliyoruz. Neden sakladınız bizden bunu? Atlas,biz ne zaman zorba ebeveynler olduk? Ne zaman sana zarar verecek kararlar aldık? Senin için neleri göze aldık biz Atlas,şimdi nasıl olurda birine aşıksın diye seni reddedeceğimizi düşünürsün?”
Adamın sözü biter bitmez Atlas’ın yanağından bir damla yaş süzüldü.
Annesi yanına gidip sarıldı,“ oğlum, her ne olursa olsun biz senin yanındayız.”
Kadın kahkaha attı,“ hem neden sevgiline bizi yobazmış gibi tanıttın?”
Güldüm. Atlas yüzünü sildi elinin tersiyle. O an koşup sarılmak istedim.
“ ama ben homofobiksiniz sanıyordum...”
Çoğu Türk ailesi gibi.
“ saçma sapan konuşma Atlas.” dedi eline hafifçe vurup.
Üçü birden bana döndü. Korkmuştum.
Babası,“ Araf,artık sen de benim ikinci oğlumsun. Atlasdan bir farkın yok. Onu sevdiğine de inanıyorum.”
Gülümsedim,“ ben onu gerçekten çok seviyorum. Yemin ederim biri ne kadar çok sevilebilirse kat ve kat fazla seviyorum.”
Atlas yanıma gelip sarıldı. İlk ailesi yüzünden tereddüt ettim. Babası onay verircesine gülümsedi. kollarımı sıkıca bedenine sardım.
“ hayatımda başıma gelen en güzel şeysin Araf. Sen yanımdayken tanrıdan başka hiçbir dileğim yok. Seni seviyorum, Seni seviyorum,seni seviyorum. Hiçbir şey bu gerçeği değiştiremez. Yemin ederim değiştiremez.”
Daha sıkı sarıldım. Dünyanın sonu olacağını bilsem yine bırakmam ben bu aptal çocuğu.
|| Özel bölüm gelecek. artık biri de bana sarılıp şunları söylesin ya. Esen kalın.||
Merkür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snapchat ||texting (BOY×BOY)
Short Story"İspanyolca'da "duende" diye bir kelime varmış. Anlamı; Bir sanat eserinin kişide yarattığı açıklanamaz etki demekmiş. Senin bana hissettirdiklerini açıklayacak daha güzel bir kelime daha olamazdı." Merkür.