Sınav Sonrası 2

1.1K 77 20
                                    



(Berkin'in ağzından)


Asya ve Akın'ın yanından ayrıldıktan sonra bahçeye çıktım. Gözlerim bizim çocukları arıyordu fakat onları bir türlü göremiyordum.  Basketbol sahasına doğru ilerlerken, sağ taraftaki ağacın yanındaki bankta, Övgü'nün kitap okuduğunu gördüm.


Karşıdan bir süre onu izledim. Okuduğu kitaba o kadar kendini kaptırmıştı ki karşıdan benim onu izlediğimi bile görmüyordu. Yüzünde üzgün bir ifade vardı. Kitapta ne okuduysa ondan çok etkilenmiş ve üzülmüş gibi bir hali vardı. Çevrede tanıdık yoktu. Yalnızdık. Bu, onunla konuşmak için iyi bir fırsattı. Dayanamayarak yanına gittim ve yanına oturdum.


Övgü, şaşırarak bana baktı. Yanına oturmamı beklemediği belliydi. Banka rahat bir şekilde yayılıp gülerek ''Sınav nasıl geçti, Övgü?'' diye sordum.

Övgü, şaşkınlıkla gülümseyerek ''Dün gece çok çalışmıştım. Sorular çalıştığım yerden geldi. İyi geçti o yüzden.'' dedi.

''Senin adına sevindim.'' dedim.

''Senin nasıl geçti?'' diye sordu.

Dalga geçerek ''Harika!'' dedim. ''On sorudan sadece iki tanesine yanıt verebildim. Hoca'nın onlara puan vereceğinden şüpheliyim ama.'' dedim ve kahkaha attım.

Verdiğim cevaba karşın, o da kahkaha attı. ''Zaten tam puan verse de, dersten kalıyorsun.'' dedi.

''Sence, bu benim ne kadar umrumda? Benim tek derdim şu liseden mezun olabilmek! Büyük hedeflerim yok.'' dedim.

Övgü, şaşırarak ''Nasıl yani, üniversite okumayı düşünmüyor musun?'' diye sordu.

''Gerek var mı sence okumaya? Ben, zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. Baba mesleğine devam edeceğim. Üç tane dükkanımız var. Onlardan birinin başına geçer, işletirim.'' dedim.

Övgü, diliyle dudağını ıslatıp '' Anladım.'' dedi ve eliyle yüzüne düşen bir tutam saçını, kulağının arkasına attı.

''Sen, gitmeyi planlıyor musun üniversiteye?'' diye sordum.

''Tabiiki. Tek isteğim, hayalimdeki şehirde, hayalimdeki bölümü okumak.'' dedi gülümseyerek. Hayalini şevkle anlatmasından, gerçekten de üniversite hayali olduğunu anlamıştım.

''Hangi üniversitede, ne okumak istiyorsun peki?'' diye sordum.

''Hayalim Ege Üniversitesinde, Türk dili ve edebiyatı okumak.'' dedi.

''Öğretmen mi olmak istiyorsun?'' diye sordum.

''Evet, küçüklüğümden beri olmak  istediğim tek meslek. Öğretmenlere karşı bir hayranlığım vardı hep. Umarım hayalim gerçek olur.'' dedi.

''İzmir, çok uzak değil mi?'' diye sordum.

Ne gerek vardı şimdi üniversite için bu kadar uzağa gitmeye? İstanbul'da bir sürü üniversite varken, neden bu şehri terk edip başka bir şehre gidiyordu ki? Çok saçmaydı!

''Uzak olması bir şeyi değiştirmez. Çok modern bir şehir ve insanları çok medeni. Ege Üniversitesi de çok köklü ve güzel bir üniversite. Hem unuttun mu, ben zaten İzmirliyim! Kendi memleketimde okumak istiyorum.'' dedi hevesle.

Fikrini değiştimem gerekiyordu. Bu kadar uzağa gitmenin bir anlamı yoktu ve saçmaydı.

''Bursa'yı da çok beğenmiştin, okul gezisinde. Orasını yazsana, hem buraya yakın! Allah korusun, ailene bir şey olursa hemen gelirsin. Kocaeli falan da düşünebilirsin.''dedim.

Saplantı 2- Farklı YönlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin