1 ay 29 gün 18 saat 57 dakika 22 saniye oldu.
Terkedileli...
Saydığım zamana şöyle bakınca ne de çok olmuş, yalnız kalalı. Yatağımdan kalkmadığım, peçetelerimin yanımdan azalmadığı koskocaman zaman geçmiş. Ben hala üzgün, ben hala kırgın, bir başıma yatağımda uzanıyor bir o tarafa bir bu tarafa dönüp derin derin iç çekip duruyordum. Kafamın içinde ki bu geçmeyen ağrı hala acıyla zonklatıyor, bu da benim sinirlerimin daha çok gerilmesine sebep olarak küçük küçük küfürler mırıldandırıyordu. Eskiyi düşündükçe sinir katsayılarım kat ve kat artmaya devam ediyor, üstelik içimde bitmek bilmeyen bu hüzün dalgası hızla yayılıyordu.
Gayet iyi anlaştığım biri ile ayrılmak mı zordu yoksa terkedildiğim için kendime mi yediremiyordum?
Ortak noktalarım olan bir insanla yollarımızı ayırdık diye mi zordu yoksa ufak bir sebepten dolayı benden ayrılmasına mı katlanamıyordum?
Ne olursa olsun sevgilimin bu kadar boktan sebeple benden ayrılması içimde bir burukluk olarak kalacaktı.
Oyun hastasının tekiyim, severim yani oyunlar oynamayı. Aynı şekilde pubg oynamayı da.Hiç unutamam laptobum bozuldu diye oyun kafelere kalmış bu yüzden de bir oyun kafede pubg oynamaya gitmiştim. Tek amacım laptobum servisten gelene kadar oyalanmaktı bunun dışında hiçbir amacım yoktu. Mesela bir insanla muhatap olmak dahi aklımın ucundan geçmiyor ve hatta istemiyordum da zaten. Otomatik eşleşme ile çoklu takıma girmiş güzel güzel oyunumu oynuyordum. Ses de açık tabi konuşulanları duyuyorum arada ben de konuşmalara katılıyorum, hata yaptıkça bir sesin yankılanarak bana sövdüğünü duyup durmaya başladım bir süre sonra. Kulaklığımı çıkardığımda ise sesin hala geldiğini duymuş ama fazla takmadan oyuna devam etmiştim. Mükemmel bir başarıyla takımımız birinci olunca heyecanla ayağa kalkıp, "Budur be!" dediğim anda karşımdaki çocuğun da benim gibi heyecanla kalkıp sevindiğini görünce gözlerim şaşkınlıkla açılmış; sonra ise kaşlarımı çatarak işaret parmağımla onu, ardından bilgisayarı gösterdiğimde yüzünde tatlı bir gülümseme oluşmuştu.
Şans eseri aynı yerde karşı karşıyayken pubg'de eşleşmiş ve takımca iyi bir iş çıkarmıştık. Tabi bu sadece böylece kalmış sonra bir daha buluşmamıştık. Oyun adlarımızı almış, birbirimiz eklemiştik o da arada girerken çağırıp oynamak amacıylaydı. Şöyle ifade edersem eğer bu tek başımıza oynamamak içindi de diyebilirim. Fazla yakınlaşmış, fazla uyum sağlamıştık oyunda tabi bu ikimizinde hoşuna gitmeye başlamıştı bir süre sonra ve bunun sonu bizim için sevgililik olmuştu.
Sevgi mi? Olduğunu düşünmüyorum...
Kim oyun oynayıp uyum sağladığı birini severdi ki? Bizimkisi sadece uyumu devam ettirme çabasıydı.
Böyle tanıştık, böyle sevgili olduk. Sadece üç kere buluştuk... Ve ayrıldık.
Siz hiç oyun yüzünden terkedildiniz mi?
Ben terkedildim.
Oyunu kaybetmemize asıl o sebep olurken ben suçlu çıktım, üstüne terkedildim. Bunun nasıl bir depresyon sebebi olduğunun farkındasınız değil mi? Hatırladıkça, hüzünden ya da sinirden orası beni ilgilendirmez, gözlerim dolar.
Sabah saatin bilmem kaçı ben hala yatakta üstümden atamadığım bu depresyonla debeleniyordum.
"Öğlen saat 3 oldu sen hala göt mü deviriyorsun?" İçeriden gelen cırtlak, yüksek frekanslı ses ile yüzümü buruşturup yorganı kafama daha çok geçirdim. Tam o sırada kapı büyük bir gürültü ile açıldı.
"Sen beni duymazdan mı geliyorsun lan tavuk çiftliğine kontenjandan girmiş sığır?" Evet, bu bana deniliyor. Tek sebebi de bugün erkenden yatıp hala yataktan çıkmamış olmamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「Game (L)over」TaeKook
FanfictionAile olmak, içinde yaşadığın sanal aleme benzemez Jeon Jungkook. Evlilik ancak sevdiğin kişinin kalbinde yaşıyorsan gerçektir. Ayrıca bu hayatta ikinci bir şansın yok; kaybettiğin sevdiklerin sana geri dönemez... "Her oyunun bir sonu vardır." "Game...