Eylül ve Eray

1.2K 56 24
                                    


(Eray'ın ağzından)


Sözleşmemizin üzerine bugünüm tamamen Eylülündü. Onu almak için motorsikletimle Eylül'ün evine gittiğimde, o çoktan kapının önünde beni bekliyordu.

Güzel gülümsemesine, gülerek karşılık verip ona göz kırptım.

''Haydi, atla bakalım fıstık arkama! Seni kaçırmaya geldim!'' dedim.

''Kaçırmaya gelmedin Eray. Bu aralar sevgiline vakit ayırmadığın için bana buluşma borcun vardı ve bu borcunu ödemek için geldin. Trip atmasam, ilgileneceğin yok senin benimle.'' dedi her zamanki huysuzluğuyla.

'Hadi ama Eray'ın Eylül'ü, geldim ya işte! Asma suratını. Tüm günüm senin, bak! Sen bugün ne yapmak istersen onu yapacağız. Nereye gitmek istersen oraya gideceğiz.'' dedim.

''Alacağım ki senden öcümü! Göreceksin sen!'' dedi ve koşarak yanıma gelip arkama oturdu.

''Haydi bakalım, ilk durak neresi?'' diye sordum.

Düşünür gibi ''Imm...'' dedi tatlı tatlı ve hemen ardından ''Buldum! Alışverişe tabiiki. Ben alışveriş yaparken, sen de torbalarımı taşıyacaksın. Ardından sahile gideceğiz ve meşhur balık ekmeğimizden yiyeceğiz.'' dedi.

''Ardından, akşam olacak ve gün bitiminde bütün bir gün boyunca senin dediğinin yapmanın ödülü olarak hakkettiğim ödülümü vereceksin.'' dedim sırıtarak.

''Aaa! Neymiş ki o?'' dedi şaşırarak. Şaşkın ses tonuna gülmüştüm.

''Tutkulu bir öpücük tabiiki! Sonuçta hakettim bunu.'' dedim.

Sırtıma sertçe vuran Eylül, yine huysuzlanarak  kollarını göğsünde birleştirdi ve ''Hayır tabiiki Eray!'' dedi.

''Ya, ne olacak? Bunca zamandır birlikteyiz, bir kere bile doğru düzgün öpemedim seni.'' dedi.

''Eee, ne olmuş yani? Bir yerin mi eksilmiş öpemedin diye?'' dedi.

Hiç uzatmadan 'Haklısın, aşkım. Hadi maraton başlasın!'' dedim ve motorumu çalıştırarak hızla yol aldım.

Nasılsa ben onu öpeceğim uygun zamanı biliyordum.

İlk önce, onun istediği gibi alışverişe çıktık. O mağazadan bu mağazaya koşturmaya başladık. Neyseki çok fazla bir şey almamıştı. Burada çok uzun bir zaman geçirmemek, benim şansımdı.

Ardından sahile gittik. Sahil boyunca yürüdük. En sonunda yorularak ilk gördüğümüz banka kendimizi attık.

  '' Hemen yorulma öyle. ''  dedi ve ekledi. '' Daha yeni başladık güne.''  dedi.

'' Yok ya, yorulmadım ki ben zaten hiç. '' diye yalan söyledim. Aslında sahil boyunca  yürümek beni çok yormuştu. O sırada yanımızda duran pamuk şekerci, satış yapabilmek için sürekli bağırıyordu.

''Èylül'üm.'' dedim ona bakıp gülümseyerek. Eylül kafasını yerden kaldırıp yüzüme baktı ve gülümseyerek ''Eray'ım.'' dedi.

''Eray'ın Eylül'ü söyle bakalım, canın pamuk şekeri istiyor mu?'' diye sordum.

''Eray'ın Eylül'ünün canı elma şekeri istiyor.'' dedi.

''Demek prensesin canı  elma şekeri istiyor, o zaman emriniz başım üstüne prenses hanım.'' dedim ve tam banktan kalktım ki Eylül, ''Yaa, hayır! Prenses hanım deme bana.'' dedi küsmüş gibi yaparak.

''Peki.'' dedim gülerek. ''Sana ne söylemeliyim?'' dedim.

''Eray'ın Eylül'ü güzeldi. Sadece bunu söyle bana.'' dedi.

Saplantı 2- Farklı YönlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin