Zaman

5 3 1
                                    


İşler sarpa sardığını biliyorum,  genelde ne yaparım ?
Kendimi tanıyorum cevabı da elbette biliyorum. Öyleyse sorun nedir ?

Kim yönetiyor beni , kendim mi ?

Bir başkası mı ?

Bir kafes vardı hayal dünyamda içinden çıkmadıkça nefessiz kalıyordum ,  saçlarımın yandığına kadar hissediyorum mesela,
bazen boğulduğumu sular altında kaldığımı ...

Dedim ya bu benim hayal dünyam  belki de gerçekti.

Çok şeyler hissediyordum olduğumdan daha çok,  anlatmak istiyorum kelimeler boynumda pranga oluyordu .  Yanaklarımı ıslatan göz yaşımı elimin tersiyle sildim. Neden anlamıyorlar ben yapmamıştım.
Asla da yapmazdım da.

Yapar mıydım ? Bilmiyorum ...

" Ağlamayı bırak evladım bize cevap ver . "

Karşımda oturan Müdüre uzunca gözlerimi kilitleyerek baktım. Gözlerimin kazan  gibi olduğuna eminim. Hıçkıra hıçkıra bağırmak çığlık atmak istiyordum ama şu an
ne yeriydi nede zamanı.
Birazdan ailemin geleceğini biliyordum , kendimi ifade edemiyor  savunmuyorum. Neden ?

Hiçbir zaman becerememiş, kendimi 19 yıldır ifade edemiyorum. Özgüvenim mi yoktu ? Belki de.

Ne yapabilirim sözlerime  inanmadıklarını anladığımda  pes ederdim. Evet iradesiz biriyim . Olmuyorsa birşeyler hiç uğraşmam bırakırdım öylece. Susardım  genelde hep dinlerdim incelerdim . Ben ben olalı neydim bilmiyordum .

" Evladım konuşmadığını esas alarak suçlu olduğuna kanaat getireceğim . "

Gözlerinde beni suçlamak istediğine dair net ifade görüyordum . Kaşlarını düz çizgi haline aldı , gözlerindeki öfke artıyordu. Konuştum ama anlamıyorsunuz ki  , ne dememi bekliyorsunuz , sinirlendim belki yüzlerce kez ama kimin umrunda olduğum aşikardı .

Hiçkimsenin ...

Dakikalar dakikaları kovaladı, saniyeler boğazıma kamçı vurduğunu hissediyordum .
Yorgunum beden ve ruhen çok yorgunum... Belki de hissiz ...
Oturduğum yerden biraz olsun sarsılmıştım,  beklemediğim şekilde müdürün odasındaki kapı tıklanmadan gür sesiyle açılmıştı. Gözlerimle kim olduğunu seçmek isterken dudağımı ıstırdım.

Ailem gelmişti.

Gözlerimden usulca akan göz yaşı zehir gibi canımı yakıyordu. Zehirdim belki de ben her halükarda anlamadığım bir şekilde zarar veriyorum. Nasıl oluyor ?

Bilmiyorum .

Babam gür kaşlarını kaldırarak bana baktı. Dudaklarını ıslatıp durakladı ,  belki birşey söylemek istedi ama sustu. Göz yaşlarıma baktı öfkeyle gözlerindeki sessizliği anlamıştım. Başıyla sertçe onaylanıp boş    sandalyeye oturdu .

Yani diyordu ki ;
" Ağlamayı hemen kes."

Müdür babama karşı oturup gözleriyle anneme ve kuzenime  oturmaları için tebessüm etti.
Gözlerimi anneme çevrildiğinde pahalı şık toprak renginden oluşan çantasını sinirle masaya koyarak oturdu , üstündeki kürkü burun kıvırarak  düzeltirken babamın sesiyle dikkat kesildim.

" Cahit Bey ! "

Sesindeki tehditkar ve öfkeyi anımsadım, tek kaşını  kaldırmıştı babam . Yanında bulunan müdürün tahta masasına ritmik olarak parmaklarını vuruyordu. Az çok biliyordum ne konuşacağını babamı o kadar çok tanıyordum ki .

" Nedir Allah aşkına bu şamata ? "

Sesindeki öfke dinmemişti bastırıyordu ama alayla konuşmasını anladığımda psikoloji  baskı aldığını farkındaydım. Müdür Bey seslice yutkunmuştu , hayır bu adama acımamalıydım ama yinede böyle aşalanması kalbimi incitmiyor değildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 03, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖRGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin