“ Araf galiba tansiyonum düştü... Aha gözlerim de karardı,galiba ölüyorum! Aşkım seni sevdiğimi unutma...”
Atlas kendini yere atıp ölü taklidi yapmaya başladı.
“ Atlas yeterince gergin değilmişim gibi neden bi' de sen üstüme geliyorsun ya? Ağlayacağım şimdi.”
Gözlerini açıp bana baktı,“ ya ne yapayım sanki her gün sevgilimin ailesiyle,ailem tanışıyor.”
Evet, Atlas’ın ailesi ve benim ailem tanışacaktı. Açıkçası kalbim ağzımda atıyordu,her an düşüp bayılabilirdim.
“ Tamam... Sakin ol. Hep annem sorun çıkarmaz ama Fara gözünü korkutnuyor değil. Küçük yılan.” dedim başımı ellerimin arasına alırken.
Benim odamda oturmuş Atlas’ın ailesini bekliyorduk.
Atlas tam ağzını açmış,bir şey diyecekti ki,kapı çaldı.
Hızla yerden kalktı. Saçlarını düzeltti. Geri bozdu. Odanın içinde bir o tarafa bir bu tarafa koştu.
Atlas nabün amk?
“acaba kapıyı mı açsak Atlascığım?” dedim alayla gülüp.
Kafasını hızla salladı ve koşarak odadan çıktı.
Sanki istemeye geliyorlar amk.
--
Atlas’ın ailesi ile birlikte Doruk da gelmişti,onu görür görmez Demir'i aradım ve bizim eve çağırdım.
Evet shipliyorsam ne olmuş? Yapacağım ben onların arasını!
Demir sözde heteroseksüel. Yer miyim ben be?
Ona bakarsan Atlas da heteroseksüel'di şimdi ailelerimiz tanışıyor.
Ayrıca bir keresinde laf arasında Atlas, Doruk'un eşcinsel olduğunu söylemişti.
Masa da ki sessizliği Fara bozdu,“ Ee nasılsın enişte?”
Atlas,“Artık çok iyiyim.” dedi bana bakarak.
Aradaki romantizmin içine annesi etti tabii,“Atlas,oğlum duyanda evde aç bırakıyoruz, dövüyoruz sanacak ‘artık’ ne demek?”
Annem gülümsedi,“ Gençler böyle aslı hanım,işlerine akıl sır ermez.”
Aslı kayınvalideciğim de annemden tarafa döndü,“ Haklısınız gerçekten Nisa hanım.”
Çok ciddi bi' ortam şimdi kusacağım.
Birkaç dakika içinde annem,Aslı hanım ve Fatih bey baya kaynaştılar.
Fara sürekli Atlas’a sorular soruyordu. Doruk ise yemek yiyor arada da muhabbete katılıyordu.
Ben daha gergin bir ortam olur sandım, ailelerimizin kanka olduğu değil...
Tam o sırada kapı çaldı. Annem açmak için ayağa kalkmıştı ki onu oturttum,arkamdan Aslı hanımın ‘ne kadar da efendi bir çocuk’ dediğini duymuştum. Eheh.
Demir gelmişti,“Abicim niye çağırdın beni? Aile ortamı,takılsaydınız işte.”
Gözlerini devirdim,“ailem eksikken takılamazdım değil mi kardeşim?”
‘vaay’ diyerek içeri girdi. Gerçekten o benim ailemdi.
Gidip tek boş yer olan Doruk’un yanına oturdu.
Tanıştılar ve yemek boyunca da konuştular.
Doruk pek güler yüzlü değildi aslında hiç değildi,konuşmayı da pek sevmiyor ama iyi anlaştılar.
Yemek bitince Doruk,Demir, Atlas ve ben sofrayı topladık. Ailelerimiz de içeride sohbet ediyordu.
Çocuklarla birlikte odama gittik.
Dolabımda Fara'dan gizlediğim abur cuburları çıkardım ve yemeye başladık.
Doruk her zaman ki gibi uykusuz görünüyordu,“Doruk istersen uyu şurada,yorgun gözüküyorsun.” dedim samimiyetle.
Demir kafasını ondan tarafa çevirdi,“Bir sorun mu var?”
Ya ben seni yerim merak da edermiş!
Atlas konuya dahil oldu,“Uyumayı pek sevmez her zaman ki hali.” dedi.
Nasıl bir insan uyumayı sevmezdi ki?
Doruk, Atlas’a kısa bir bakış atıp başını öne eğdi.
Üstünde durmadık. Onları yalnız bırakmak adına Atlas'ı da alıp aşağı indim.
Fatih bey oturun dercesine koltuğu gösterdi. Oturduk.
Fatih bey söze başladı,“ Bakın çocuklar,hayatınız boyunca her ne olursa olsun yanınıza olacağız. Çünkü... Biz sizin aileniziz. Hata yapmanıza engel olamayacağız,kendimizden de çok iyi biliyoruz ki hatalar bizlere nasihatlerden çok şey öğretir. Ama yaralarınızı sarmak için her zaman yanınızda olacağız.”
“ ilkyardım çantasıyla.” diyip güldü Fara.
Annem devam etti,“ Hayatın bize ne getireceğini bilemeyiz, birbirinizi hep sevin. Bakın çok demiyorum,hep sevin. Birbirinize iyi geldiğimizi farkındayız.”
Atlas elimi tuttu,“ Ben Araf’ı yaşadığım süre boyunca hatta yaşamım son bulunca dahi seveceğim.”
Gülümsedim,“ Seni hep seveceğim.”
|| Selam nadide Snapchatçiler! Evet bu kitap bitti ama Demir ve Doruk için kitap yazacağım,tabii siz de isterseniz. Fikirleriniz benim için çok önemli,esen kalın.||
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snapchat ||texting (BOY×BOY)
Historia Corta"İspanyolca'da "duende" diye bir kelime varmış. Anlamı; Bir sanat eserinin kişide yarattığı açıklanamaz etki demekmiş. Senin bana hissettirdiklerini açıklayacak daha güzel bir kelime daha olamazdı." Merkür.
