4. BÖLÜM "GÜNDEN GÜNE"

39 5 28
                                    

İyi okumalar🧡

Metro Boomin, The Weekend, 21 Savage- Creepin'

4. BÖLÜM "GÜNDEN GÜNE"
🦋

'Unutmak, insana verilen en büyük hediyedir.' diye bir söz duymuştum zamanında.

Beni çok etkilemişti, aynı zamanda hiç etkilememişti de, en azından ruhsal olarak. Çünkü yaşadıklarımın hiçbirini unutamamıştım. Saniyesi saniyesine, acısı acısına hepsi zihnimdeki rengi soluk kağıtlara kazılıydı. Unuttuğum kısımlar ise kendi seçeneklerimle silinmemişti benden. Sayfalarım koparılmıştı. Yani biraz eksiktim ben, her yaralı ruh gibi, fakat çoğundan daha fazla.

Eve geldiğimde aklım tamamen sabah konuştuğumuz şeylerle doluydu. Gözlerimi her kırptığımda ise ardında bir akrep dövmesi yanıp sönüyordu.

Dün, yani başta bana babamla alakalı bir planı olduğunu söylemişti. Ardından aslında babasının benim hakkımda bir planı olduğunu, fakat kendisinin benim hakkımda başka bir planı olduğunu söyleyerek konuyu merak etmemi istemişti. Aslında onu yerinden ben çıkarmamıştım, o günlerdir kendini bilerek göstermiş, onu farketmemi sağlamıştı. Ona ulaşacağımdan emindi, henüz benimle konuşmamışken bile, bana vermek için cebine koyduğu, içinde numarası yazılı olan kağıt bunun kanıtı niteliğindeydi.

Aniden karşıma çıkmıştı, bu onun dezavantajıydı. Çünkü ani gelişen şeyler insanda tehlike ve korku önsezisi oluştururdu. Karşıma aniden çıkmaktan başka şansı yoktu, bana kendini ancak böyle tanıtabilirdi. Yani yapması gereken şey hissedeceğim tehlike önsezisini engellemekti. Bunu da suratına durmadan takındığı yalancı gülümseme ile sempatik bir görünüm yaratmaya çalışarak yapıyordu. Böylece karşıma aniden çıkan bu kişiden korkmayacaktım, ürkmeyecektim, onun söylediklerini merak edip onu arayacaktım ve mükemmel planı işlemiş olacaktı.

İstediği gibi de olmuştu. Onu aramıştım, buluşmuştum da. Fakat bu yaptıklarının hepsinin farkında olarak aramıştım onu. Onun öylesine bir kişi olmadığını biliyordum. İstedikleri vardı, olacaktı.

Düzende bir farklılık görürsem, onu değiştirmeyi değil, neyi değiştireceğini görmeyi seçerdim.

Bir aptal olmadığımı yüzüne vurmadan, Kaan Demir'in beni aptal yerine koyarak nereye kadar gidebileceğini, sinsice neler yapabileceğini merak ediyordum. Yani onu engellemeyecek, aksine izleyecektim.

Fakat benim de hesabım dahilinde olmayan şey sırtımıza kazılmış bu dövmelerdi. Üç kişiye, aynı yaşlarda yapılan bir dövme... İşte korkunç olan buydu. Çünkü tek bende olsa bunun sebebini kurcalamazdım, kurcalamamıştım da. Çünkü ailem normal bir aile değildi. Yaptıkları şeyleri sorgularsam akıl sağlığım kalmazdı. Zaten pek kalmışta sayılmazdı.

Bu üçümüzün bir ortak yanı olduğunu gösterirdi. Eğer başkaları da varsa, onlarla da var demekti. Her koşulda bu dövmelerin ardında kapkara bir sır perdesi görünüyordu.

Aynanın karşısında saçlarımı tarıyorken kızıl saçlarımın uzunluğu dikkatimi çekti. Artık neredeyse belime kadar geliyordu. Belki bir ara kestirmeliydim. Kızıl saçlarım anneme ait özelliklerimden biriydi. Bu saç rengini ondan almıştım. Onun saçları benimkinden biraz daha açık bir kızıldı.

KELEBEK AVCISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin