Wakanda'nın sıcağı adama huzur veriyordu. Arada ona şaka yapan küçük çocuklar onu güldürüyordu. Hafta da bir kaç kez onu ziyaret eden prenses yalnız olmadığını hissettiriyordu. Sadece bir şey eksikti O kadar. Onu da sormaya korkuyordu. Kış askeri olduğu zaman olan ve o zamandan özlediği tek şeyi. (Haydi geçirin feelsinizi bekliyorum ben fmfkfkfl) çok zaman geçmeden prensesi gördü. Shuri her zamanki alaycı haliyle geliyordu. Ama bu sefer daha mı alaycı bakıyordu. Bucky onu tanımasa adı Hazal olan bir fangirl olduğunu düşünürdü.(Tamamen kafadan atıyorum dmdkfm)
Shuri: Çavuş Barnes.
Bucky: Bucky.
Shuri: Bugün nasılsın?
Bucky: Daha iyi. Teşekkür ederim.
Shuri: Abimin söylediğine göre yakında bir misafirin geldi.
Bucky: Steve'e biraz daha dinlenmem gerektiğini söyler misiniz? Yarın onu görmeye gelirim.
Shuri: Misafirinizde hiç Steve tipi yok.
Bucky: O halde Sam'e kıçımı öpmesini söyleyin.
X: Amerikaya döndüğümde bunu ona iletirim.
Bucky duyduğu sesi idrak edip arkasına döndüğü zaman ona bakan bir çift yeşil gözü, kış askeri zamanından özlediği tek şeyi gördü.
Bucky: Sen?
Natasha: Ben?
Shuri: O?
(Tamam vurmayın fmdkdkcl)
Bucky: Şey...
Natasha: Ne oldu? Tanıdık filan mı geldim?
Natasha haince gülümseyince Shuri içindeki shipperı saklamak için ayrı bir çaba gösterdi. Bucky de onun gülümsemesine eşlik edince Shuri koşarak gitti. Natasha ve Bucky onun gidişini izledikten sonra tekrar birbirlerine döndüler.
Bucky: Belki? Neden geldin?
Natasha: Küçük kuşlar beni özlediğini söyledi.
Bucky: Kuşun adı Shuri sanırım.
Natasha: Peki öyle mi?
Bucky: Ne?
Natasha: Beni özledin mi?Kısa ve öz bir bölüm. İstek olursa normal uzunlukta ikinci part gelebilir.