Medyadaki çalışma için Gizli_yazar_499 çok teşekkür ediyorum. Bu bölüm ona armağan olsun:)
Önündeki hesapların yarısını bitirmiş, geri kalanını hesaplamaya çalışırken de uyuklamaya başlamıştı genç adam. Bilmem kaçıncı kez baktığı sayılara, tekrar göz gezdirdi ama yorgun beyni, rakamları idrak edemeden göz kapakları iniverdi.
Saniyeler süren tatlı uykusunun ağırlığıyla kafası önüne düşerken omzunda hissettiği elle birlikte sıçradı yerinde ve etrafına bakındı. Açık kalmakta zorluk yaşayan gözleri, yanı başında dikilen Kraliçe'yi zar zor seçtiğinde sersem bir gülümseme yerleşti dudaklarına.
"Hadi biraz dinlen," dedi kadın. İlk kez bu kadar yumuşak ve şefkatliydi sesi. Ya da yorgunluktan ne duyduğunu bile şaşırır olmuştu hırsız. Yüzünü elleriyle ovuşturup derin bir nefes aldı. İki gündür aralıksız çalışıyorlar ve halkın bir yılını çıkartacak yiyeceği nasıl temin edebileceklerini araştırıyorlardı. Yine de dinlenmek istemiyordu genç adam çünkü bu, Hebe'nin hakkıydı. Kendisi gayet sağlıklı olmasına rağmen bu yoğun çalışmayı kaldıramamıştı ki kadın, sadece sağ gözünü kullanarak bu saate kadar iyi ayakta kalmıştı.
"Ben iyiyim Hebe, asıl sen git dinlen biraz. Çok yoruldun, gözüne bu kadar yüklenmemelisin."
Başını iki yana salladı genç kadın.
"İkimizde dinlenmeliyiz Nell, hadi kalk. Amanda'yı da gönderdim odasına, hepimizin biraz uykuya ihtiyacı var."
Bu ısrar üzerine alnına inen açık kahverengi saçlarını eliyle geriye yatırıp kalktı masadan ve Kraliçe'yi takip etti. Oturmaktan uyuşmuş ayakları yalpalayınca düşecek gibi oldu ama Hebe'nin yardımıyla ayakta kalmayı başardı. Kadın, koluna girerek ona destek olurken iğnelemekten de geri kalmadı.
"Ne güçsüz bir yapıya sahipmişsin böyle, iki gün çalışmayla çöktün."
"Bana haksızlık ediyorsun Hebe, bugüne kadar hiç masaya oturup bir iş üzerinde uzun süre çalışmadım. Bence ilk sefere göre fazlasıyla iyiydim."
Adamın serzenişine gülümsedi kadın ve dengesini kurduğunu görse de çıkmadı onun kolundan. Birlikte odalarına giden merdivenleri çıkmaya başladıklarında "Biliyor musun?" dedi Nell.
"Seninle ilk karşılaştığımız anı hatırladım birden. Beni kovalamıştın, sonra da üzerime düşmüştün tabi bir de yüzüme hapşırmıştın. Zayıf gibi görünüyorsun ama hiç de öyle değilsin, o gün senin yüzünden belimi incitmiştim."
Bunları neden anlattığını bilmiyordu genç adam, bir keresinde uykulu insanların sarhoşlardan daha çok saçmaladığını duymuştu. Belki şu anki saçmalamaları da sadece uykusuzluktandı. Bu sözler üzerine küçük bir kahkaha attı kolundaki kadın.
"Demek şişman olduğumu düşünüyorsun. Hakkımda başka ne gibi iddiaların var acaba?"
"Biraz asabisin," dedi genç adam açık yüreklilikle.
"Soğuksun, mesafelisin. Sevmekten korkar gibi bir halin var. İnsanlarla arana duvarlar örmüşsün ve kendini küçük bir hücreye kapatmışsın. O dört duvarın arasındayken kimsenin seni mutsuz edemeyeceğini sanıyorsun ama yanılıyorsun Hebe. Duvarlar insanları görmeni engelleyebilir ama onları duymanı engelleyemez ve mutsuz olman, o duvarları delip geçecek tek bir sözcüğe bakar. "
Bu sözlerle birlikte olduğu yerde kaldı Hebe ve hırsıza döndü yüzünü. Nell de aynısını yapıp gözlerini onun gözüne dikti ve devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR KRALİÇE
Historical FictionTarihi Kurgu#1 Her kötü, çirkin ve gudubet değildir. Her iyi de, masallarda anlatıldığı gibi gökten düşmüş bir peri kızı kadar güzel ve eşsiz olmaz. Bazen iyiliği kör bir kadının avuçlarında bulursun. Kimi zaman düzenbaz bir hırsız, asil bir soylu...