Çaresizlik

1.7K 120 15
                                    

Çaresizlik baş gösterince beni kimse üzemez diyen insanlar bile yerle yeksan olmaya bir adım yaklaşırdı.
Çaresizlik insana seçim yapma seçeneğini sunardı.
Eğer çaresiz kalırsanız yapmam dediğiniz şeyi yaparken bulurdunuz kendinizi.
İki ucu keskin bıçağın bedenizde bıraktığı izler gibiydi çaresizlik bana göre.
Pes etmezsen güçlü olursun ama en ufak bir olayda bile pes edersen başarıyı elde etmek zor olurdu.

Handan öylece ameliyathanenin kapısının önünde bekliyordu. Babasının yanında olamıyordu. Hastanenin kurallarına göre Doktor ya da Hemşire birinci derece yakınlarının ameliyatına giremezdi.
Çünkü duygusal yaklaşıp bir hata yapması an meselesi olabilirdi.

Yaşar Komutan, Ayla'nın yanına yaklaştı. Elini omzuna koydu.
Ayla başını kaldırınca babası ile göz göze geldi.

"Beni bırakmadı," dedi.

Gülmeye başladı. Sanki biraz önce ağlayan kendisi değilmiş gibi.

Yaşar Komutan, kızının ne demek istediğini anlamadı. Kızı birden kendisine sarıldı.

"Efendim ben artık gitsem iyi olur," diye söze giren Gökhan müsaade isteyip ayağa kalktı.

Nur Hanım hızla ayağa kalktı. Genç delikanlının gitmesini istemiyordu. Oğlu olsa da, olmasa da onunla hasret gidermek istiyordu. Tıpkı oğlu Hasan'ı sever gibi bu delikanlıyı sevmek istiyordu.

Gaye ameliyathaneden çıktı. Çok kan kaybetmiş olsa da yaşamak için savaşıyordu.
Yaşar Komutan, Gaye'yi karşısında görünce şaşırdı. Öldüğünü sandığı kızı yaşayan bir ölü gibi sedyede yatıyordu.

"Gaye," diye bağıran yaşlı adamın sesi kelimelerin tükenmesi misali çıktı.

Kardeşinin ismini  duyan Ayla, babasından ayrıldı. Kardeşinin yanına gitti. Kardeşi baygın bir şekilde yatsa da elinden tuttu.

"Teşekkür ederim beni bırakıp gitmediğin için. Sana söz veriyorum küçükken yaşayamadıklarımızı, şimdi yaşayacağız."

Gaye'yi yoğun bakıma aldılar. Ayla cama yaklaştı. İçi alev alev yanan bir arabanın içinde sıkışıp kalmış gibi yansa da dışardan soğukkanlı gözükürüyordu. Sanki biraz önce ağlayan o değilmiş gibi davranıyordu.

Zaman geçtikçe babasından bir haber alamamak akıl sağlığını kaybedecek gibi hissetmesine neden oluyordu.
Handan daha bekleyecek cesareti bulamıyordu kendinde. Babası ameliyata alınalı kaç saat olmuştu bir haber alamıyordu babasından.

12 saat mi, yoksa daha fazla mı olmuştu? Bilmiyordu.
Bildiği tek şey hayatında ilk defa hastanenin kurallarına karşı gelecek olmasıydı.
Hiç düşünmeden ameliyathaneye girdi. Doktorlar, babasını hayata döndürmeye çalışıyorlardı.

Monitörden çıkan ses sanki Handan'a gerçekleri göstermek ister gibi ötüyordu.
Handan yaşam ile ölüm arasında ilerleyen ince çizgilere baktı.
Babasının yaşadığına dair izler görmek istese de, hiçbir iz yoktu.

Gökhan sonunda sağlık ocağına geri dönmüştü. Nur Hanım ve Haydar Bey, kendisine iyi gelmişti. O evdeyken kendini aile saadetinin içinde bulunuyormuş gibi hissetmişti.

Emre, arkadaşlarına baktı. Şu an bir çatışmanın ortasında sıkışıp kalmışlardı. Teröristler bir okula saldırmışlardı. Amaçları köydeki çocukları korkutmaktı.

"Emre her ne olursa olsun yerinden çıkmayacaksın."

Ali olacakları hissetmiş gibi Emre'yi uyarmıştı. Ne Ayla Yüzbaşı'ndan, ne Gökhan Yüzbaşı'ndan, ne de Yaşar Komutanları ortada olmadığı için emir ve komuta Ali'deydi.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin