Yedinci Bölüm

2.4K 185 20
                                    


YEDİNCİ BÖLÜM




"Allah kahretsin! Sürekli arkamızdalar. Eve bile yaklaşamıyoruz."

"Böyle olmaz abi. Tehlikeli... Başımıza iş açacağız. Hadi, gidelim buradan," dedi Ferit telaşla.

Sefa, inatla başını iki yana salladı. "Olmaz. Gidemeyiz. O kadar adamın arasında tek başına bıraktık kızı. Kim bilir ne kadar korkuyordur. Ona zarar veriyorlar mı bilmiyoruz. Olmaz Ferit olmaz!"

"Biliyorum abi biliyorum ama baksana her an ensemizdeler. Bizi evin çevresine bile yaklaştırmazlar. Nasıl alacağız Hazal'ı oradan?"

"Bir şey düşünmemiz lazım. Bir yolunu bulacağız..."

"Gel abi Cem'in peşine düşelim. Onu bulmak bu kale gibi korunan eve girmekten daha kolay."

Sefa, buz gibi bakış attı Ferit'e doğru. "Nasıl bulacakmışız Cem'i? Bir fikrin var mı? Bara gittik adam yok. Kimsenin bir haberi yok. Gidebileceği her mekâna gittik. Ortalıkta dolanır mı sanıyorsun? Adam bizi kullandı gitti. Kahretsin!" diye tısladı. O kadar çaresizdi ki, bütün bedeni paramparça olmuştu. Hazal'a bir şey olacak korkusu saatler geçtikçe iyice içinde büyüyordu.

"Hazal güçlü kızdır Sefa. Merak etme o kendini ezdirmez. Bir şey olmayacak ona... Sakin ol. Bir yolunu bulacağız. Cem elbet bir açık verecektir. Benim de birkaç bağlantım var. Onlardan haber bekliyorum. Bana güven."

"Sana güvendik şu düştüğümüz hallere bak."

Ferit, bu sözü işitince yüzünü düşürdü. Arkadaşı sonuna kadar haklıydı. Bu Cem belası yüzünden hepsi çok büyük tehlikeye düşmüşlerdi. Tabloyu bulamadıklarında başlarına ne geleceklerini tahmin dahi edemiyorlardı. Üstelik en değer verdiği arkadaşı da o kötü adamın eline düşmüştü. "Alınıyorum ama..."

"Alın Ferit. Lütfen alın... Alınmazsan hatırım kalır!"

"Hadi buradan uzaklaşalım. O dediğim bara uğrayalım bu gece. Belki bir arkadaşını veya tanıdığını görürüz."

"Hayır. Evin etrafını dolaşacağım. Belki pencerelerden birinde onu görebilirim. En azından hangi odada kalıyor onu öğreniriz."

"Sen aklını mı yitirdin! Adamlar arkamızdalar. Görmüyor musun? Eve yaklaşamayız. Hazal'ı tehlikeye atarız."

"Böyle işin içine..." Sefa, ağzına gelen tüm küfürleri seslice haykırmak istiyordu. Bu yaşadıklarının hepsi ona çok saçma geliyordu. En başından beri Hazal'a engel olmadığı için kendine çok kızgındı. Böyle bir işe kalkışmaları büyük bir aptallıktı. Bu aptallığa o da ortak olduğu için daha çok öfkeliydi.

"Dur! Dursana Sefa... Görüyor musun evin önündeki hareketliliği? Bir gariplik var."




***





"Bana bunları mı aldın?" diye sordu genç kız hayretle poşetin içindekilerine bakarken.

"Evet. Beğenmedin mi?"

Hazal, dantelli iç çamaşırlara, ipek saten geceliklere baktı hayretle. Bu adamın tek yapması gereken şey normal bir pijama almaktı. Bu dantelli geceliklerde neydi böyle!

KARANLIK NEFES (HIRSIZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin