Korku Filmlerini Sever Misin?

Pınar evde tek başına oturuyordu. Annesi ve babası bir iş görüşmesine gitmişti. Arkadaşı Melis ile beraber film seyredeceklerdi. Pınar mısırları patlatırken Melis hangi filmi izleyeceklerine bakıyordu. Bu sırada telefon çaldı. Pınar'ın telefona bakmasına fırsat kalmadan Melis telefona damlamıştı.

Melis: Alo?

Ekrem: Merhaba, Melis sen misin kızım?

Melis: Benim Ekrem amca nasılsın? (Bu sırada eliyle Pınar'ı çağırmaktadır.)

Ekrem: İyiyim kızım. Pınar müsaitse bana verir misin?

Melis: Tabi tabi Ekrem amca lafı mı olur... (Bu sırada Pınar'la yüz hareketleriyle dalga geçmektedir)

Aradan beş dakika geçer. Telefon yine çalmaya başlar. Pınar Melis'e seslenmesine rağmen Melis Pınar'ın bağırışlarına kulak vermiyordur. En sonunda ocağı söndürür ve telefona bakar.

Pınar: Baba daha demin konuştuk ya?

Ghostface: Korku filmlerini sever misin?

Pınar: Güzel deneme baba. Bu ses efektini nasıl yapıyorsun söyle ben de yapayım.

Ghostface: Baban olduğumu kim söyledi?

Pınar: Sen kimsin?

Ghostface: Evin içinde dolanan kişi. (Bu sırada evin üstünden tıkırtılar gelmektedir)

Pınar: Sen demin ne dedin? Sen kimsin dedim soruma cevap ver. Neredesin.

Ghostface: Çok güzelsin.

Pınar: Hemen telefonu kapatıyorum ve polisi arıyorum.

Ghostface: Arkadaşın da çok güzel.

Pınar: Sen bizi nereden görüyorsun?

Ghostface: Eğer beni polise verecek olursan seni anında doğrarım. Sorularıma cevap vereceksin.

Pınar: Polisler geldiğinde de umarım böyle konuşabilirsin. (Telefonu kapatır)

Pınar: Melis çok büyük bir sorunumuz var. Melis neredesin?

Melis: Buradayım filmleri seçiyordum. Ne sorunumuz var, sen deminden beri kiminle konuşuyorsun?

Pınar: Bir tane sapık dadandı. Çok güzelsin falan diyor, sonra seni doğrarım diyor.

Melis: Peki sen ne dedin? Umarım ters konuşmamışsındır.

Pınar: Gayet ters konuştum. Gecenin bu vaktinde hem beni arıyor hem de bunları yapıyor ha.

Melis: Katillerle ve sapıklarla böyle konuşmamalısın.

Pınar: Melis bana moral vereceğine söylediğin şeylere bak. 

Melis: Yukarıdan gelen tıkırtıları duyuyor musun?

Pınar: Polis aramalıyız.

Melis: Onlar gelene kadar yukarıdaki her kimse bizi doğrar. Beni anlıyor musun? (Bu sırada Pınar'ın telefonu yeniden çalar, Pınar ağlamaktadır)

Pınar: Sana kimsin dedim.

Ghostface: Canlı olarak son göreceğin kişi benim. (Melis hemen telefonu Pınar'ın elinden alarak kahkahalar atmaya başlar)

Melis: Peki ben de seni canlı olarak görebilecek miyim bayım? 

Ghostface: Ben seni görürsem neden olmasın.

Melis: Sen de çok yakışıklı gözüküyorsundur bence. Evin neresindesin yanına gelmek istiyorum.

Pınar: Melis yapma.

Melis: Beni Pınar gibi sümsük mü sandın? Kimsin sen Hakan sen misin? 

Ghostface: Canlı olarak göreceğin son kişi benim.

Melis: Zırvalamayı kes. (Yukarı kata çıkmaya başlar. Pınar'ın gözyaşları bir bir dökülmektedir ve Melis'e gitmemesi için yalvarmaktadır)

Bu sırada Melis yukarı çıkar. Aradan beş dakika geçtikten sonra Ghostface kendini gösterir. Elinde Melis'in cesedi vardır. Pınar koşarak kaçmaya başlar. Ghostface büyük bir soğuk kanlılıkla Pınar'ın arkasından gelmektedir. Pınar eline ne gelirse katile fırlatmaktadır. En sonunda garaja iner. Kapıyı kilitlemeye çalışır fakat kilitleyemez. En sonunda katil garaja gelir. Pınar katile garajdaki buzdolabından bira şişeleri fırlatır ve onu bir süreliğine olsa da oyun dışı eder. Garajın kapısı açılmamaktadır. En sonunda garajın minik yerinden çıkmaya çalışır fakat çıkamaz. Ghostface kendine gelir ve garajı açar. Garaj yukarıya doğru yükselir ve Pınar ölür.

Bu sırada Pınar'ın babası Ekrem Bey ve annesi Elif Hanım eve gelirler. Yanık kokusunu alır almaz kızları aramaya başlarlar. Pınar'ı aramaya yukarı çıkan Elif Hanım Melis'in cesedini görür ve ağlamaya başlar. Ekrem Bey garaja bakmaya gider ve Pınar ölmüştür.

 Pınar ve Melis'in ölümü küçük bir kasaba olan Ayaman'ı derinden sarsacaktı. Eylül'ün annesi iki sene önce aynı şekilde öldürülmüştü. Annesinin katilleri hiç bir zaman bulunamamış, ve annesine bir çok iftira atılmıştı. Eylül'ün okulda bir sene eksiği vardı. Bu bir sene içinde sürekli arkadaşı Su ile görüşüyordu. Her an her söz onun için bir kabustu. Genelde Su'nun erkek arkadaşı Soner ve kendi erkek arkadaşı Hakan ile de takılıyordu. Çok olmasa bile ortaokuldan tanıştığı arkadaşı Ragıp'ta vardı. Bu sene okula tekrar başlamıştı fakat cinayetlerin tekrar başlaması onu yoruyordu. Daha başına geleceklerden habersizdi fakat bu uzun maraton artık başlamıştı bile. Geri dönüşü yoktu.

''Duydun mu Eylül dün gece Pınar ve Melis öldürülmüş.''

''Ne? Nasıl öldürülmüşler.''

''Dün gece Pınar'ın annesi ve babası evde yokmuş. Sonra olanlar olmuş işte.''

''Olamaz. Gerçekten bunlar olamaz..''

''Boşver Eylül kafanı takma. Annenle bir ilgisi olamaz değil mi?''

''Bilmiyorum, annemin katilleri hiç bir zaman bulunamadı.''

''Üstelik kızlardan birisi garajda ölmüş, birisi de bıçaklanarak öldürülmüş. Acaba Pınar Melis'i mi öldürdü yoksa Pınar'ın ailesi mi bir şey yaptı diye konuşuluyor.''

''Böyle iftiraları ciddiye alma Su.''

Okuldan içeri girdiklerinde büyük bir sürpriz onları bekliyordu.