Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Doktor olmak için en iyi adım, Harry, hayatın her ânında kararlı ve disiplinli olmaktır. Çok çalıştığında karşılığını harika bir doktor olduğunda almış olacaksın ve geride bıraktığın o zahmetli işler günün birinde sadece seni güldürecektir."
Frank Styles oğluna başarılı bir doktor olmanın altın kurallarından oldukça otoriter ve politik bir ifadeyle bahsederken Harry'nin aklına takılan asıl mesele, şu an için gelecekte hayalini kurduğu meslek hakkında dinlemesi gerektiği ipuçlarını algılamasını engelleyecek kadar yorucuydu.
"Dikiş atımının ne kadar iyi olduğunu gördüm Harry, hiçbir eğitim almadan sana verdiğim taktikler sayesinde bunu başardığın için memnunum." Hem konuşup hem de yemeğini yediğinden dolayı Sienna da gülümseyerek eşini izliyordu ama oğlunun dalgınca tabağına baktığını fark etmesi uzun sürmeyince dudaklarındaki tebessüm yavaşça inişe geçmişti.
"Harry, iyi misin oğlum?"
Harry iyi hissetmiyordu, konuyu nasıl ve nereden açması gerektiğini bilmiyordu ve kesinlikle bu gece için bir tatsızlık çıkmasından yana değildi. Fakat Alfa Louis'yi yılbaşı partisine götürmesi gerektiğinden emin olduğu için, bazı şeylerin artık söylenmesi en uygunu olacaktı çünkü yılbaşına tamı tamına sadece üç gün kalmıştı.
"Okulda bir yılbaşı partisi düzenlenecek." Boğazını temizledi. Ailesine bakamıyordu ama dikkatle kendisini dinlediklerini hissedebiliyordu. "Ve istediğin kişiyi ücreti verdiğin müddetçe yanında götürebiliyorsun ya da dışarıdan biri de ücreti ödediği müddetçe gelebiliyormuş. Üç gün içinde isim yazdırmamız gerekiyor." Kuruyan boğazını yutkunarak temizledi. "Uygun fiyat, yerinde olmuş gibi sanki." Gülmeye çalışıp başaramayınca yeniden dudaklarını düşürmesi gerekti. Yanakları kızarmıştı birdenbire.
"Ah, bu harika bir haber Harold. Keşke daha önce deseydin," dedi Sienna cıvıldayarak. Eşi de hoşuna gitmiş gibi homurtu çıkarıp Sienna'ya katılmıştı. "Biz de yılbaşı için Chad'in ailesiyle bir parti vermeyi düşünüyorduk. Sen ve Chad o zaman okuldaki partiye gidersiniz. Hem gece dönüşte de beraber gelmiş olursunuz," diyerek memnuniyetle bezelye çorbasına geri döndü.
Harry ise dişlerini sıkıp sertçe yutkundu. Titreyen bakışlarını ailesi üzerinde gezdirirken heyecan ve endişeden buz kesmiş kalbini umursamamaya çalışıyordu. "A-aslında yanımda götüreceğim başka birini buldum. Yani... s-sanırım."
Bu kez ikisi de şaşkınca kendisine dönünce zaten titreyen bakışlarını kaçırıp yerine sinmişti. Kalbi heyecandan patlamak üzereydi, göğüs kafesine sığmıyordu ve damarlarındaki kan yavaşça çekilmeye başlamıştı bile. Yanaklarına akın etmek üzere büyük bir tsunami için hazırlık yapıyor olmalıydılar.
"Kimmiş o?" Dedi Frank kaşlarını çatarken.
"Yoksa Bayan Swan'in kızı Martha mı? Tanrım, o kızın hal ve hareketlerine bayılıyorum. Çok şirin!"
