Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Anlarsanız her şey tam da olduğu gibidir.
Anlamasanız da her şey (yine) tam da olduğu gibidir."
-Ch'an Deyişi
(Multimedia; Fool's Garden - Lemon Tree)
-Nisan 2012-
Şehzadeler, MANİSA
Kahvaltısını yaptıktan sonra tipik Amerikan evlerinden birinin üst katındaki odasına çıkan Kate, 2007'de çıkmasına rağmen hala en sevdiği dans şarkısı olan Shakira ve Beyonce' un düet yaptığı Beautiful Liar eşliğinde dans etmeye başlarken New Jersey'deki soccer maçı antrenmanına gitmek için hazırlığını yapıyordu erkek arkadaşı..
Bahar gelse de daha ısınmayan İngiltere'nin ısınmayan Virjin adalarına babasının bir hafta önceden verdiği söz ile götürülen Joe ise oldukça mutluydu kapıda kendilerini uğurlayan annesini öperken..
Ürdün'de akşam çoktan olmuş, yatsı namazını kılan Muhammed dede oğlu, gelini ve torunlarına hayırlı geceler dedikten sonra kendine ayrılan odaya çekilip yatmıştı.. Hani bir ata on evlada bakar da on evlat bir ataya bakamazmış ya.. Muhammed dede şanslıydı.. Tek erkek evladı vardı ve 14 senedir onun evinde kalıyordu.. Her gece yatmadan önce yaptığı gibi "Allah'ım ben oğlumdan memnunum, sen de memnun ol" deyip daha birkaç iyi dileklerini de sıralayıp etti duasını ve yattı..
Saray Bosna'da işinden eve dönen bir baba fırından yeni çıkan taze ekmeklerini götürürken evine, mahallesine girdiğinde burnunu dolduran Boşnak böreği iştahını iyiden iyiye açtı.. Daha da hızlandırdı adımlarını.. Guruldayan karnını bastıramıyordu yine de ayak sesleri.. Evinin kapısını çaldıktan sonra kapıyı kendine açan küçük kızının başından öpüp mutfağa geçti hemen.. Tüm mahalleyi saran börek kokusu kendi evinden geliyormuş meğer.. Karısına belinden sarılan bu aç adam, uzun bir öpücük bıraktı karısının yanağına ve ne kadar şanslı olduğunu düşündü..
Kopenhag'da çok da uğurlu bir güne uyanmayan Neil ise geç gönderdiği mail yüzünden iyi bir fırça yedi patronundan.. Yüzü düşük bi halde odasına çekilirken boynundaki kravatı gevşetip rahatlamaya çalıştı.. Berbat başlayan bir sabah olmuştu.. Devamının böyle gitmemesini umuyordu..
Kırkıncı evlilik yıl dönümlerinde Floransa'yı gezmeye gelen 6o'lı yaşlarının ortalarında olan bir Alman çift ise her bakanın imreneceği bir enerjiyle geziyorlardı Piazza della Signoria'yı. Oldukça dinç ve sağlam görünen bu çift yıllara meydan okuyan aşklarını da katıp gelmişlerdi onca yolu.. Şimdi de el ele Uffizi Gallery müzesine doğru ilerliyorlardı..
Bunların hepsi aynı günde oluyordu.. Birileri gözlerini yeni açarken diğerleri çoktan bitirmişti o günü ve uykuya bırakmıştı kendini.. Saray Bosna'da işinden evine dönen babanın aksine New Jersey'deki Kate kahvaltısını yeni bitirmişti.. Floransa'yı gezen yaşlı çiftin yanı sıra Kopenhag'daki bir şirketin genel müdür yardımcısı güne kötü başlamıştı.. Birileri mutluyken birileri üzgündü işte.. Hayat herkes için farklı akmaya devam ediyordu farklı yerlerde..
