30. BÖLÜM

5.6K 131 26
                                    

Sabah huzurlu bir şekilde uyandım. Ayni zamanda da mutsuzdum . Çünkü bugün dönmek zorundaydık . Zeynep Anne 40 kere aramıştı . Ve 41. arayışında Yiğit telefonu açtı sonunda .

"Oğlum neredesiniz kaç haftadır Begüm de açmıyor ne zamandır telefonları merak ettim."

"Ana haklısın da neden sabah 7 de aramaya başladın "

"Merak ettim oğlum uyuyamadım ana yüreği işte "

"Ana biz bir süre daha buradayız benim kafamı toparlamam lazım ."

Bugün gitmemiz gerektiğini düşünürken Yiğit biraz daha kalmamız gerektiğini söylüyordu .

"İyisin değil mi oğlum ."

"İyiyim ana iyiyim merak etme ben seni öğlene doğru ararım gene."

Telefonu kapattıktan sonra bana baktı . Dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu. Yataktan kalkıp banyoya gitti.
Bende diğer banyoya gittim odadan çıkıp . Üzerimi değiştirip kahvaltı hazırlamaya indim ki Funda çoktan uyanmış kahvaltı hazırlamıştı .

"Günaydın Yenge . Bugün nasılsın ."

"Çok iyiyim Funda çok çok iyiyim ."

Tam Yiğit geldi diyecektim ki . Yiğit hafif ıslık çalarak yanımıza geldi .
Funda hemen sarıldı . Dila ve Alya baya özlemişlerdi . Beraber sarıldılar birbirlerine .
Bugünü Yiğit bana ve çocuklara ayıracağını söylediğinden kahvaltıdan sonrası icin gideceğimiz yerlere karar vermeye çalışıyorduk.

Üzerimizi giyinip hep beraber çıktık evden . Funda da bizimle geliyordu .
Önce çocuklar eğlensin diye hep beraber parka gittik . İlk defa dolu dolu bir gün geçiriyorduk . Yemek yedik. Alışveriş yaptık . Çünkü Yiğit bey kendi zevkine göre giyinmemi istedi. Beni zevksiz bulduğundan değildi . Yalnızca dolabımda fazlaca kısa kıyafetler olduğundan hoşnut olmadığını dile getirmişti .

Eve geldiğimizde pert olacaktık neredeyse . Ama günün sonunda yatağa mutlu girmek güzeldi . Kızlarım mutluydu ben ve Yiğit mutluyduk . Daha ne olsun. Şükürler olsun Rabbim dedim içimden . Şükürler olsun bu günleri gördüm .
Üzerime saten bir gecelik giyip yatağa girdim . Baş ucumda duran kitabı elime aldım . Uzun süredir okumuyordum .
Yiğit de yanıma geldi bir süre o telefonla uğraşırken ben kitap okudum.
Sonra bana yaklaştı .
"Okuduğun kitabın tarzı ne "
"Aksiyon "

"Bak bir şey daha öğrendim . Demek aksiyon seven kadın da varmış ."

"Ben her tur severim yeter ki kitap olsun."
Dedim

"O zaman beni yani deli , sert , bazen akılsız  olan bu adamı okumaya hazır misin .?"

"Sen bana gel ben seni hep okurum. Gözlerinden bile anlarım seni."

"Dudaklarıma ne dersin."

"Dudaklardan okunur mu sence " diye saçma bir soru sordum .

"Okumaya çalışmadan bilemezsin"

Diyip dudaklarıma geçirdi dişlerini . Ufak bir inilti çıktı dudaklarımdan .
"Okuyalım o zaman" deyip kitabi bir yere koydum ve gece nin başladığını anladım .

Yiğit hala içten bakmasa da bakıyordu bana . İçinde hala farklı seyler vardı ne vardı bilmiyorum ama farklı seyler vardı .

Sabah gene klasik rutinleri hallettik. Günler böyle klasikleşmiş bir şekilde geçiyordu . Aaa az kalsın unutuyordum . Yiğit annesini ikna etmişti dün ve artık burada yaşayacaktık . Yiğit artık eski hayatından tamamen sıyrılmaya çalışıyordu . Mesela en azından hafta da bir günü tamamen bize aitti . Onun dışında ne kadar geç gelirse gelsin yatmadan çocukları görmeden odaya gelmiyordu .

KUMA (BİTTİ, DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin