21

1.7K 134 7
                                    


Karahindiba: Daha iyi misin?

Selim: Sayılır.

Karahindiba: Ne yapıyorsun?

Selim: Hakanlardayız, oyun oynuyoruz.

Karahindiba: STF mi oynuyorsunuz yine?

Selim: Hı hı

Karahindiba: Oyunda mısın, yazamıyorsan sonra konuşalım.

Selim: Hayır, ben eleneli çok oldu.
Hakan kaldı bizden bir tek
Onu izliyorum

Karahindiba: Hadi ya
Nasıl elendin?

Selim: Rakibim çok iyiydi, gerçi eşleştiğimiz takım çok iyi
Mert de elendi bir tek Hakan kaldı

Karahindiba: Hımmm
Can sıkıcı olsa gerek

Selim: Hayır, hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum

KEO denilen çocuk Hakan'la iyi dalga geçiyor

Hatta şuan Hakan küfür ederek konsola yastık fırlattı.

Neyse ki oyun konsolu onun

Karahindiba: Onu bu kadar sinirlendiren şey ne, anlamadım

Selim: Eşleştiğimiz grubun adı
Mahşerin 4. Atlısı

Adamlar özel istek göndermiş ama oyun başladığından bu yana bizimle hiç yazışmadılar

Tak tak tak, ezip geçtiler
Hakan şimdiye kadar kimse tarafından yenilmedi bu oyunda
Birebirlerde de hep bizi yener zaten
Havası söndü
Şuan kıpkırmızı, sinirden
Mert gülmekten morardı
Ama karşı ekip hala susuyor

Karahindiba: Garipmiş cidden,
3 kişiye karşı tek başına olunca Hakan'ın yenilmesi normal ama

Selim: Hayır AK ve MM biz elenince oynamayı bıraktı, öylece duruyorlar
Hakan sadece KEO ile oynuyor

Karahindiba: Diğerleri hiç bir şey yapmıyorsa, Hakan onları elese ya?

Selim: Bir iki defa denedi, KEO izin vermedi

Karahindiba: Sağlam oynuyor desene.

...

Karahindiba: Selim, sustun?

Selim: Hayatımda hiç bu kadar gülmemiştim

Karahindiba: Neden, ne oldu ki?

Selim: KEO kızmış
Hakan bir kıza ezile ezile yenildi

Karahindiba: Dolayısıyla sizde bir kıza ezile ezile yenildiniz?

Selim: Ben hiç bu açıdan bakmamıştım, ama beni yenen bir erkektir bence. Çok sağlam oynuyordu...

Karahindiba: Seninle, birebir STF oynamak isterdim

Selim: Yalnız şimdi yenildiğime bakma, ben bu oyunda baya iyiyim.

Karahindiba: Diyorsun?
Seni yeneceğime iddiaya girerim

...

Pınar'ın telefonu elimden almasıyla başımı kaldırdım.

-Hakan çok bozulmuş.

Neva kötü kadın kahkahası atarak arkasına yaslandı.

-Daha çok bozulacak! Beni neden engellediniz daha Hakan'la dalga geçecektim?

-Çocuklaşma Neva! Çok uzatmıştık, ayıp oluyordu. Nisan öldürmese ben öldürecektim zaten Hakan'ı.

Neva, Pınar'a ürkütücü bir bakış attı.

-Nisan kendimize başka bir oyuncu bulmalıyız. Bu kız Hakan'a bilerek yenileceğine söz verdi az önce.

-Çünkü o benim kankam! Kıyamam şimdi o ponçik kalbi nasıl da kırılmıştır.

Pınar bunu söylerken kahkaha atarak gülmüyor olsaydı ona inanabilirdim. Ama Neva inanmış gibiydi.

-Ne olmuş yani kankansa? Benim de sevdiğim çocuk! Ama her hafta farklı bir kızı koluna takmanın hesabını vermeli.

Onların atışmasını dinlemeyi bırakarak Selim'in odasını tekrar inceledim. Bu odada olmak bile öyle güzeldi ki... Sanki o yanımdaymış gibi hissettiriyordu.

-Hadi oyun konsolunu toplayalım Neva, abine yakalanmak istemeyiz.

Birlikte Selim'in odasını topladık ve Neva'nın odasına geçtik.

Sonra birbirimize gururla baktık ve gülmeye başladık. Sonunda oyunu öğrenmek için verdiğimiz emekler karşılığını bulmuştu, biz üç kız mahşerin üç atlısını yenmiştik.

...

Tam bu bölümde başlıyor Kırmızı Eğrelti Otu'nun hikayesi.

Hakan'ı ve KEO'yu okumak isterseniz diğer texting hikayeme göz atmalısınız.

Aptal Karahindiba Ve DiğerleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin