Violetta'dan;
Gözlerimi açtığımda, üstümde duran ve sol tarafa bakan León'u gördüm. Elleri, kalçalarıma yapışmış duruyordu. Onu üstümden ittirip, "Ne yapıyorsun ya?! Pis sapık! Uyuyorum diye benden faydalanacak mıydın?! Bu kadar aceleci olmazsın sanıyordum!" diye bağırmaya başladım ama ne yeri, ne de zamanıymış. Kapıda duran Francesca, Tomás, Camila üçlüsü, bana inanmadıklarını gösteren ifadeye bürünmüşlerdi. İyi de, yalan söylemiyordum ki!
Francesca evden ağlayarak çıktı. León üstümden kalkma zahmetine bile girmeden, kızın arkasından bakıyordu. Lisanslı öküz. Burada bir yanlış anlaşılma vardı da, neydi? Biri tarafından aydınlatılmaya ihtiyacım vardı. Acilen olsa iyi olur.
"Üstümden kalkacak mısın artık?!" Nihayet üstümde olduğunu fark eden varlığımız, ellerini kalçalarımdan çekti ve üstümden kalktı. Kimseye bir açıklama yapmadan, Francesca'nın peşinden gitti. Tomás ve Camila ile yalnız kalmak... Başımın dertte olduğunu seziyor gibiydim sanki?
Yerimde doğrulup, üstümdekileri çekiştirdim. Tomás, León gibi değildi neyse ki. Yani, sapık değildi. Çıplak bacaklarıma bakmak yerine, sevgilisine bakıyordu. Aklımın bir köşesine, onun gibi biriyle sevgili olacağımı, hatta evleneceğimi not ettim. Bu tür erkeklerden ne kadar az olsa da, bulmalıydım işte!
"Tomás, canım, bizi biraz yalnız bırakabilir misin Violetta ile?" Hayır, hayır, hayır! Bunu yaparsa, bir daha arkadaşlarımla görüşememe ihtimalim vardı! León'un sapıklıklarına maruz kalmayacağım için, bu fikir cazip de gelmiyor değildi hani. Aman ne saçmalıyordum, ben?! Resimle ilgili bir mesleğim olmadan ölemezdim!
"Seve seve, canım." Ve Tomás ortadan kaybolur! Harika! Göz göre göre ölüme terk edilmiştim...
Camila yerdeki poşetleri masanın üstüne koyup, sandalyeye oturdu ve konuşmaya başladı. "Nasıl bir ilişkiniz var bilmiyorum ama gördüklerimize göre, bayağı ileri seviyede olduğu ortada. Francesca'yı nasıl üzdüğünüzün farkındasındır umarım. Burada León ile takılan kızlara 'sürtük' deniliyormuş. Francesca buna rağmen ona çok aşık ve çıkıyorlar. Sen ise... anladığım kadarıyla o, 'sürtük'lerden birisin. Arkadaşlığımızın daha fazla devam etmesini istemiyorum." Odaya gitmeden önce, "Sakın beni durdurmaya kalkma! Seninle daha fazla takılıp, o damgayı yemek istemiyorum," dedi. Beni sürtük olarak mı görüyordu? León ile ne yapıyorduk ki?! Uyurken ne yaptığımı nereden bilebilirdim?! Gördüğüm rüyanın etkisinden de kurtulamamıştım zaten! Üstüne de bu...
Yumruklarımı sıkıp, kendimi kastım. Ağlarsam, haklı çıkacaktı -ki tamamen haksızdı! León tarafından defalarca kez tacize uğradım ama şimdi haksız durumuna düşüyordum ya! Bir kerecik bile olsa benim tarafımda olamaz mıydı? Biz, en yakın arkadaşlardık. Ayrıca nerede kalabilirdi ki? Tomás'ın evinde kalırlarsa, kendilerini tutamamalarından korkuyordum. Ah, lanet olsun! Onu düşünmeden edemiyordum! O ise, benden başka herkesi düşünüyordu!
Beş dakika sonra odadan çıktığında durdurmadım onu. Bana güvenmiyorsa, istediğini yapabilirdi. Gidip, León'a bile inanabilirdi! Sonuçta, artık umurumda değildi(!).
Kapıyı kırarcasına sert kapatıp, gitti. Öyle olsun Camila. Zaten hiç yardımcı olmuyordun bana. Hep Francesca, hep Ludmila, hep León önemliydi senin için. Şimdi de Tomás. Beşiniz birlikte rahat rahat takılırsınız artık. Bende özgürlüğüme kavuşurum. Federico da var hem. O, bana daha iyi geliyor. Beni anlayabilen tek kişi, o.
Zil sesini duyunca, geldiğini sandım ve kapıyı açtım. Elinde bir kutu ile, Federico duruyordu. Bu çocuk hep kötü zamanlarımda mı gelmeliydi? Eğer öyleyse, devam etmeli...