1' Aşk ve Heyecan Sorunsalı

31K 1.2K 374
                                    

Hayat inişli çıkışlı bir yokuş gibiydi bizim için. İlişkimiz kaç basamak atladı bunca zamana kadar, kaç defa düştük birbirimize, kaç defa küstük de ardından barıştık saymamıştım. Ama her basamakta ayrı ayrı sevmiştim onu. Küssek de sevmiştim, yüzüne karşı 'artık seni sevmiyorum' desem de sevmiştim. Çünkü onu sevmek için vardım, tıpkı onun beni sevmek için varolduğu gibi.

Birbirini tamamlayan puzzle paçalarından farkımız yoktu. Bu zamana kadar birbirimizi tamamlayarak, eksiklerimizi kapatıp birbirimize destek olarak gelmiştik. Bitmeyen bir aşk hikayemiz vardı bizim. Evlilik aşkı öldürür derlerdi, yalandı. Heyecan kayboluyordu evliliğin ardından. Aşk her daim bizimle kalıyordu. Sadece biraz körüklemek gerekiyordu bazı zamanlar, bunun için de oradaki varlığının bilincinde olmalıydık...

Evlilik hayatımızın yine tekdüze olduğu zamanlardan birindeydik; evden işe, işten eve... Akşamları her ne kadar bir sarılmayla özlem gidersek de ikimiz de eve yorgun döndüğümüz için birbirimize fazla vakit ayıramıyor, hatta çokça aksatıyorduk. Uzun süredir de hayatın bu kara deliğine tıkılıp kalmıştık. Uzundan kastım yaklaşık bir buçuk, iki aydır...

Belki de tek ihtiyacımız biraz tatil, deniz kenarında bir pansiyon ve iki kadeh şaraptı.

Hayır hayır, sözümü geri alıyorum. İhtiyacımız olan şey kesinlikle bu değildi. İhtiyacımız olan şeyi yaratıcı çok iyi biliyordu ve bu büyük armağanı da bize vermekten kaçınmamıştı.

Dakikalar birbirini kovalarken oturduğum kapağı kapalı klozetin üstünde gerginliğimi açık edecek şekilde salladığım dizim ve elimde tuttuğum çubukla beklemeye devam ederken karşı karşıya geleceğim sonuçtan korkmuyorum desem yalan olurdu. Bekliyordum ama farkında değildim çünkü aklımdan birkaç saniye içerisinde birden çok düşünce dolaşıyor, içinde kaybolduğum bu düşünceler silsilesi soğuk terler dökmeme neden oluyordu. Ya da sadece aynı yerde oturmaktan artık bazı yerlerim uyuşmuş, bedenim havasızlıktan fenalaşmıştı. Buna dair söyleyebileceğim kesin bir fikrim yoktu, tek bildiğim şu an gergin olduğumdu. Fazlasıyla gergin olduğum.

Birkaç derin soluğu ciğerlerime misafir ettikten sonra kapalı gözlerimi araladım ve elimdeki çubuğu yavaşça görüş açıma hizaladım. Ardından engel olamadığım bir hıçkırık koptu ses tellerimden.

Elimi ağzıma kapatıp hıçkırıklarımı bastırmaya çalıştım fakat gözlerimden akan yaşlar için yapabileceğim hiçbir şey olmamıştı.

En başta da dediğim gibi, hayat bir yokuş gibiydi ve biz şu an çok dik bir yokuşun en başındaydık. Kim bilir daha ne zorluklar, ne göz yaşları bekliyordu bizi. Tam bitti, kurtulduk artık zor günlerden derken ise başka bir zorluk çıkacaktı bu defa karşımıza. Belki aksilikler peşimizi bırakmayacaktı ama sonunda yine derin bir nefes alacaktık ve o nefes bize cennetin kokusunu getirecekti.

Bir mucizeydi belki; bir kurtarıcı, bir koruyucu ya da ne demek isterseniz. Çünkü benim için sadece aşkın vücut bulmuş haliydi. Şu an tek ve deli gibi merak ettiğim şey, Taehyung'un bunu duyduğunda vereceği tepkiydi.

Yanaklarımdan süzülen sıcak damlalar vücudumdaki tüm elektriği atmışım gibi beni rahatlatırken ellerimi yavaşça dudaklarımın üzerinden ayırmış, gözlerimdeki yaşları kurulamış ardından "Aman tanrım..." diye mırıldanmıştım hâlâ gerçekliğine inanamazmış gibi. "Hamileyim."



Yeni bir "Kurgu hakkında hiçbir fikrim yok." temalı mpreg'le karşınızdayım. Gerçekten Highly Regret 1, bu 2. Bildiğim tek şey, evli bir TaeKook'u ve normal kabul edilen bir mpreg temasını işleyeceğimiz.

Çok uzun bir hikaye yapmak istemiyorum ama umarım bu da sonunu gördüklerimden olur :)

Asıl hikayeye gireceğimiz diğer bölüme kadar kendinize iyi bakın~

-Bunny 🐰

Marriage Promise≒TaeKook [Completed]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin