Bütün sarayı dolaştıktan sonra aşağı indi genç adam, kutlama sona ereli epey oluyordu ama Hebe'yi hiçbir yerde bulamamıştı.
Dışarı çıkıp fenerlerin zar zor aydınlattığı bahçeyi taradı gözleriyle ama burada da durum farksızdı. Karısını bulamamanın hüznüyle omuzlarını düşürüp saraya geri gireceği sırada arka bahçeden birkaç gürültü duyunca durup seslerin yakınlaşmasını bekledi.
Kraliçe, Amanda ve birkaç hizmetkar eşliğinde binanın köşesinden dönünce onları merakla süzdü. Kendisi de gelenlere doğru yürüyüp arayı kapattı ve şüpheli bakışlarını kadının yüzünde gezdirirken "Her yerde seni arıyorum Hebe, nerelerdeydin?" diye sordu.
Cevap vermeden önce diğerlerini gönderdi Hebe. Herkesin gittiğine ve yalnız kaldıklarına emin olduğunda ise okkalı bir tokat attı adama. Neye uğradığını şaşıran Nell, elini yanağına koyup yavaşça geri döndü karısına ve hayretle ona baktı.
"Bu, anlaşmayı Furina'ya kaptırıp halkı tehlikeye attığın için," dedi genç kadın buzlarla örülü tavrını takınarak. Adam, ağzını açmaya yeltendiğinde yeni ve daha ağır bir tokat daha bağışladı ona.
"Bu da, ortadan kaybolup bir özür bile dilemediğin için."
Eliyle kızaran yanağını ovuştururken kadına ölümcül bakışlar attı Nell ama cevap vermeye cesaret edemedi.
"Kutlamada sana sarıldım diye her şeyi sineye çektiğimi düşünmemişsindir umarım," diyerek işkencesine son verdi Kraliçe ve banklardan birine doğru yürüyüp oturdu. Yediği tokatlara canı sıkılmış olsa da kadının haklı olduğunu biliyordu hırsız, bu yüzden alınganlık etmeyi kenara bırakıp onun yanındaki yeri doldurdu.
Kısa süreli bir sessizliğin ardından "Yüzünün düşüklüğü sadece bana duyduğun öfkeden kaynaklı mı?" diye sordu yanındakine. Derin bir iç çekti Kraliçe ve bitkin bir sesle mırıldandı.
"Furina'yı zindana attırdım, artık o dört duvarın arasında kalacak ve kimseyle iletişim kuramayacak."
"Neden?" diye sordu hırsız şaşkınlıkla.
"Hala neden diye mi soruyorsun?" diye çıkıştı Kraliçe.
"Gerçi sevgilinin zindana atılması seni rahatsız etmiş olmalı haklısın."
Kaşlarını havaya kaldırdı Nell ve Hebe'nin ne demek istediğini anlamaya çalışarak ona baktı.
"Ne?" dedi kadın omuzlarını silkerek.
"Yalan mı? Furina, birlikte çok hoş bir gece geçirdiğinizi söyledi."
Duyduğu sözlerle birlikte kahkaha atmaya başladı genç adam.
"Sen beni kıskandın mı?"
"Seni kıskandığım falan yok hırsız, sadece onu zindana attırmış olsam bile içim huzursuz. Yoksa senin kiminle ne yaşadığın umurumda bile değil. Bunu umursuyor olsaydım, şimdiye kadar yattığın bütün hizmetkarları saraydan kovmuş olmam gerekirdi."
Gülmeye devam etti Nell ama kadınının yüzündeki ciddiyeti fark edince kendini tutup gecenin kasvetli havasını içine çekti. Zaman sessizce akıp gitti bir süre. Koyu karanlık, gök gürültüleri ile süslendi sonrasında ve yakınlarda bir yerlerde şimşekler çakmaya başladı. Yağmurun yaklaştığını belli eden serin esintilerden üşüyen Hebe, üzerindeki pelerine daha sıkı sarıldı.
"O hizmetkarların hiçbiriyle yatmadım," dedi hırsız ona bakarak.
"Ne?" diye sordu kadın, rüzgarla birlikte dağılan ve yüzüne çarpan saç tutamlarını eliyle toplamaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR KRALİÇE
Historical FictionTarihi Kurgu#1 Her kötü, çirkin ve gudubet değildir. Her iyi de, masallarda anlatıldığı gibi gökten düşmüş bir peri kızı kadar güzel ve eşsiz olmaz. Bazen iyiliği kör bir kadının avuçlarında bulursun. Kimi zaman düzenbaz bir hırsız, asil bir soylu...