Ölüm# -M

48 11 4
                                    

Lanet olsun ! Lanet olsun diye içimden geçiriyordum.Alycia'yı bu kadar izlediğimi belli etmemeliydim.Bir de ona çarpmak neydi gerçekten ben delirmiş olmalıydım.Acaba Pazar gününkü konsere gelecek miydi hiçbir fikrim yoktu.Sormalı mıydım ?Yok yok sormamam daha iyi olur.Ondan hoşlandığımı anlamasından çok korkuyordum çünkü o bariz şekilde Josephten hoşlanıyordu ve ben bunun önüne geçip ona onu sevdiğimi söyleyemezdim.

Bu konu hakkında daha fazla düşünmeden evin yolunu tuttum.Bizim ev Alyciaların evinin karşısındaydı ve bazen onu evlerinin önünde bisiklet sürerken veya çöp atarken görüyordum.Çöp atarken ki halleri bile çok tatlıydı birbirine geçmiş kızıl saçları,masmavi gözleri,fındık gibi burnuyla adeta büyülüyordu beni.Ve sokağa girdiğimde büyük bir kalabalalık Alyciaların evinin önündeydi kalabalığı yararak Alycialarin evinin önüne geldim.Sarı şeritler vardi evin etrafında onu kaldırıp tam içeri gireceğim an polis memuru :

Hey sen ! Kime sordunda giriyorsun bakalım içeri genç adam diye seslendi duymazdan gelerek hızlı adımlarla devam ettim.Alycia merdivenlerin ucunda gözleri kan çanağına dönmüş biçimde bekliyordu.Beni görmedi bile ne oldu diye sordum içeridekileri bir tane memur :

-Cinayet işlendi dedi.Alycia o sırada ağzından bir şeyler mırıldanıyordu.Yanına gittim ve Alycia :

-A-an-nem annem öldürüldü Matt dedi.

Sımsıkı sarıldım ona ve geçecek canım,biliyorum böyle demekle geçmiyor ama sana söz geçecek...

Keşke zamanı durdurabilseydim.Gözleri hayat dolu kız bugün annesiyle birlikte ölmüştü acısı tarifsizdi.Keşke çektiği acıyı kendi içime çekip onu rahatlatabilseydim diye geçiriyordum içimden.

Aradan yarım saat geçti.Alycia kucağımda uyuya kalmış bende onu kucağıma alıp koltuğa yatırdım.Melek gibi yüzü vardı,cılız vücudunda hala okul forması vardı.Çok geçmeden Josephle Lucy'i arayıp olayı haber verdim,gelip Alycia'ya destek olsunlar diye ve bende koltugun üstünde Alycia uyanırsa onu sakinleştirmek için nöbet tutuyordum.Zavallı kız bugün 4 tane sakinleştirici almıştı.Sakinleştiriciler yeni yeni etkisini gösteriyordu.

10 dakika sonra içeri Lucy girdi :

-Burada neler oluyor ? Matthew ? Gelirken etraftan birşeyler duydum ama annesi öldü mü ? Dedi.Bende Alycia rahatsız olmasın diye fısıldar tonda :

-Evet,dedim.

Lucy Alycia'ya bakar vaziyette :

-Peki o iyi mi ?,diye sordu.

Bende :

-Olmaya çalışıyor, dedim.Lucyle Alycia küçüklükten beri çok iyi arkadaşlardı biz 4 ümüz ilkokul,ortaokul ve şuan liseden beri aynı okuldaydık fakat lisede 4 lü olarak yakınlaştık.Bunun öncesinde Alycia ve Lucy ,Joseph ile ben takılıyorduk.Lucy her zaman meraklı ve çalışkan,Alycia ise sessiz ve tembel bir kızdı.11.sınıftaydık fakat Lucy deli gibi üniversite sınavına çalışıyordu.Tabi hayali doktorluktu bunun icin deli gibi çalışmakta o da haklıydı.Ben seneye başlamayı düşünüyordum ve hayalim tarih öğretmeni olmaktı.Küçüklüğümden itibaren tarihe ilgim vardı ve bunu ileride meslegim olarak edinmek istiyordum.Alycia'nın hayali ise veteriner olmaktı.Hayvanları o kadar seviyordu ki bazen acaba bizi onlar kadar seviyor mu diyerek hayvanlarla kendimi kıyaslıyordum.Joseph'in hayali yoktu onun istediği kızlarla gezmek,tozmak,eğlenmekti.Bazen ondan nefret ediyordum.Tam onun hakkında konuşurken içeriye girdi.İlk defa ciddi görüyordum onu.Ben kızgın bir ifadeyle :

-Nerde kaldin dostum,sadece 1 sokak ötedeydin,dedim.O da :

-Evde değildim ki,diye cevap verdi.

Bende sorgular bir ses tonuyla :

-Peki o zaman neredeydin ? diye sordum.Bu soruma çok sinirlendi ve :

-Sorgulamak sana mı kaldı nerdeysem nerdeyim,dedi.Bende sessiz kaldım çünkü Joseph'in bir şeyler karıştırdığı belliydi.

O gün geceyi Alycialarda geçirdik.

Güçler ÜlkesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin