I'm with you.

5.5K 529 1.4K
                                    

Medyadaki soundtrack'i dinleyerek Larry kısmını okumanızı ve bittiğinde yeniden başa sarmanızı öneririm. ♥

"İyi olduğuna emin misin Harry?" Diye sordu Louis, belki de gün içinde yirmi sekizinci kez. Harry'nin kısa kıvırcık tutamını kulağının arkasına sıkıştırıp ona iyi geleceğini hissederek pürüzsüz tenini okşadı hafifçe. Önlerinde orman manzarası vardı, kayalıkların üzerinde otururken, küçük omeganın mutsuzlukla solmuş yüzü alfanın hoşuna gitmiyordu.

"İyiyim, sadece yorgunum biraz," diye gülümsemeye çalıştı.

Alfanın dudaklarına yayılan anlayışlı gülümsemeyi görünce, bir saat önce kırılan kalbinin acı ve heyecan dolu bir yükle hızlandığını hissetti. Aşık olmuştu ona işte, nasıl olur da bu kadar benimsediği alfasını onun ait olduğu ruh eşine bırakırdı ki? Düşüncesi bile kırık kalbinin titremesine neden oluyordu. Onu severek bencillik mi ediyorum, diye düşündü. Gelecekteki eşinin yerinde olmak istemesi doğru muydu ki?

Ona daha fazla bakamayıp bakışlarını manzaraya çevirdi. Louis onun durgunluğuna dayanamıyordu. Bir saat öncesine kadar neşeli olan çocuk gitmiş, yerini hüzün bahçesi sarmıştı.

"Meleğim," diye fısıldadı çenesini okşayarak. Harry ağlamamak için direnerek çevirmişti gözlerini ona. Zira bu saf dokunuşla bile göğüs kafesinde çırpınan kalbi yüzünden hüzün dalgasında boğulmak üzereydi. "Çok güzelsin meleğim." Gülümsedi alfa. Doyumsuzca izledi Harry'yi. Her bir ayrıntısını zihnine ve kalbine kazımak istiyordu. Dudağının kenarındaki benin boyutunu, öptüğünde baldan tatlı dudaklarının nasıl da parladığını, ona iltifat ettiğinde kızarmaya başlayan izi belirli gamzelerini... Kendisine bakan o iri yeşil gözler, kendi mavi denizinin arasında dans eden yosunlar gibi titriyordu. "Halbuki bana gönderilmiş bir meleği hak edecek hiçbir şey yapmamıştım. Biliyor musun, Tanrının bana bahşettiği her şeyden çok daha özelsin. Yeşillerinde bulduğum huzuru, her tonu barındıran uçsuz bucaksız yemyeşil ormanda dahil bulamıyorum. Bu bir hediye değilse, hayal ürünümün bana sunduğu en özel hayaletim olmalısın," diye fısıldadı bir an için inanamazca.

İnanamıyordu, çünkü Harry'nin varlığı gerçek olamayacak kadar hayal ürünü gibi geliyordu ona.

Harry ise düşünmeden edemiyordu. Gerçekten de özel miydi? Bunu hissedemiyordu ve hissedememek, kırılan kalbini iyice yakıyordu. "Gerçekten özel miyim?" diye sordu merakla. Gözlerindeki gençlik parıltısı çocuksu merakına karışmış ve alfanın tebessüm etmesine sebep olmuştu.

"Sorulara sığamayacak kadar..."

Harry titrek bir nefes çekip sıkıntılı olmasına rağmen aşkla çırpınan kalbiyle gülümsedi. Onu sevse de, bu cümleler onu heyecanlandırsa da bilge şifacıdan duydukları yüzünden alfanın söylediği hiçbir cümle ruhuna iyi gelemiyordu şu an için.

Buna rağmen alfanın boştaki elini avuçlarına alıp yanık tenini okşadı pürüzsüz bembeyaz parmaklarıyla. "Yeniden yaraların oluşmuş," dedi titreyen sesine hakim olamadan. İçindeki hüzün bulutları sesine de yansıyordu artık.

Alfanın elini kaldırıp tatlı dudaklarını küçük sıyrıkların üzerine bastırdı. Her bir santimini öperek alfanın içindeki saf sevgi ve merhameti iyice körükledi. Mümkün olabilseydi, küçük omega onun kalp atışlarının derin ve gür sesini bile duyabilirdi.

Öpücükleri bittiğinde yeniden alfaya bakıp onun gülümseyişine karşılık verdi. "Gerçek sevgi yaraları iyileştirirse, gerçek aşk her şeyin üstesinden gelir. Değil mi alfa?"

Alfa cevap vermedi, ikisi de cevabın ne olduğundan gayet haberdarlardı. Omeganın gözlerinden istemeyerek de olsa bakışlarını çekip ikindi vaktinde parıldayan gökyüzüne çevirdi. "Babam güçlü bir alfaydı," diye başladı. "Otoriter, saygın, dediğim dedik bir adam, herkesin refahı için çalışan, lider olmak için en uygun olan bir alfaydı. Fakat bencillik ne sinsi şeytandır ki, bazen insan iradesinin en düşük olduğu zamanı kollar, zayıflıklardan kendi gücünü toplar."

hum-ega | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin