Bu görüntüsüne bir anlam veremiyordum. Daha doğrusu vermek istemiyordum.
Onu öyle görmek o kadar çok acı veriyordu ki.. Artık şunu kesmesini istiyordum.
- Merhaba Laura.. dedi titrek sesiyle. Konuyu değiştirmeye çalışıyordu. Ağladığını gizlemeye çalışıyordu. Ama sesi onu ele veriyordu. İyi bir oyuncu değildi. Her halinden belli oluyordu.
- Sana ne oldu? Diye sordum tekrar. Amacını gerçekleştirmesine izin veremezdim.
- Bugün nasıl geçti? Diye sordu. Hiçbir şey sormuyormuşum, hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyordu.
- Ross. Sana ne oldu diye sordum ve hemen bir cevap istiyorum. Dedim sert bir şekilde ve tavır ortaya koyarak. Kafasını aşağı indirdi. Şuan yüzü ekranda gözükmüyordu. Sadece dağılmış sarı saçlarını görüyordum. Bu benim elime bir şey geçirmiyordu.
- Ross?! Dedim biraz sesimi yükselterek. Tepki yoktu.
- Ross?! Cevap ver! Sana ne oldu?! Diye gürledim bu sefer. Kafasını kaldırma zahmetinde bulunmuştu sonunda. Ona sorgulayan bakışlarımı atarken o gözleri sımsıkı kapalı bir şekilde duruyordu. Bu hali fazlasıyla canımı sıkmıştı ve devam ediyordu.
- Ross?! Sana diyorum! Diye gürledim tekrar. Kafasını sağa sola suçluymuş gibi salladı.
-B-bbenim k-kapatmam lazım...dedi ve acele acele aramayı sonlandırdı.
- Ross?! Demem bile onun son dediğinin ardından gelmesine rağmen yetişememişti.
Şimdi sadece anlam veremiyordum. Artık anlam vermek istiyorum. O na neler oldu bilmek istiyorum. Ne yaptı?
Kendimi yatıştırmaya çalışarak yatağıma doğru ilerledim ve yavaşça oturdum. Elimde olsa şu an onun yanında olurdum. Hesap sorar, teselli ederdim. Veya onu öperdim. Ya da sadece sarılırdım. Evet.. Sadece sarılırdım. Onun kokusunu içime çeker ve huzurun vücudumun en uç noktalarına kadar varmasına izin verirdim. Onun tenine değer ve sıcaklığını kaybetmiş olan bedenime iç ısıtan bu derin sıcaklığın girmesine izin verirdim. Onun sesini duyar ve kulağımdan içeri girip beynime ulaştığında beynimin bir şölen yapmasına izin verirdim.
Sevgilin hiçbir soruna cevap vermedi ve aceleyle aramayı kapattı. Ağlamıştı. Saçı başı dağınıktı. Yüzünü göstermemeye çalışıyordu. En fazla ne düşünebilirsin ki? Seni aldattığını? Ross mu? Beni mi? Sanmıyorum. Ya da...Olabilir miydi? Ross beni aldatmış ve şuan vicdan azabı çekiyor olabilir miydi? Ya da sadece artık yüzümü bile görmek istemiyor olabilir miydi? Gerçekten...Olabilir miydi?
Kötü düşüncelerimden sıyrılıp yatağıma uzandım. Gözlerimi kapattım. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Hayır. Ağlamayacaktım. Gözlerimi daha çok sıktım. Ağlamayacaktım. Bundan dolayı ağlanmaz.
Bir süre öyle kaldıktan sonra transa geçmiştim. Uyku güzel gelecekti. Sabah unuturdum belki. Unuturdum. Ross beni arayacaktı. Ben onu değil. Gerçekten bir hesap istiyordum. Yüksek tutarlı bir hesap..
.....
- Arnaldo? Dedim neşeyle.
- Efendim güzellik. Dedi o da gülümseyerek. O mavi gözlerinin içinin gülmesi benim de gülümsememi sağlıyordu. Güzellik demesi hayli hayli gülümsetiyordu.
- Hoşlandığın bir kız var mı? Diye sordum amaçsız bir şekilde.
- Evet. Var. Dedi gülümseyerek. Rica etsem biraz daha gülümser misin?
- Adı ne? Diye sordum ben de gülümseyerek.
- Söylemem. Dedi kaşlarını kaldırarak. Ona yalvaran bakışlarımı attım ve
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAURA-LOVE STORY (TÜRKÇE) (MC_smiler)
Fanfiction(BİR RAURA HİKAYESİDİR.) İyi bir tanışma olmasa da tanıştılar. Ama o kavga ile başlayan iletişimin aşka bürüneceğini bilmiyorlardı. Bazı şeylerden habersizlerdi ama birbirlerine hep âşıktılar. Aralarına çok kişi girdi. Onları rahatsız etti. Hatta b...