Eskiden hep yb geç atınca sövmeyin falan diyordum ama bu sefer söve bilirsiniz😂 Çok beklettim sizi. Ama geldim. Attığım yb üzerinden neredeyse aylar, yıllar ve asırlar geçti. Ama geç olsun güç olmasın değil mi efendim?
Neyse lafı fazla uzatmadan yb'ya geçelim. Hepinizi çok seviyorum 💕💕💕
Bu arada bu bölüm mavikiz99 'a ithaf ediyorum 😘°°°°°°°°°°
°1hafta sonra°
Sınavdan çıkmış eve doğru yürüyordum. Çok şükür sınavım iyi geçmişti.
Tabi siz şimdi merak ediyorsunuz en son Tolga geldi, Su bayıldı falan. Sonra n'oldu diye...Tolga o gün benden özür diledi ve geri dönmemi istedi. Tabi doğal olarak ben de kabul etmedim. Hem sınavım vardı zaten. Gitmeyi kabul etseydim bile bir kaç güne geri dönmek zorunda kalacaktım. Tolga 2gün bizde kaldıktan sonra beni ikna edemediği için annemi ikna etmiş ve sınavdan sonra onlara gideceğimizin sözünü almıştı. Tolga gittikten sonra annemle ufak bir tartışma yaşamıştım bu yüzden. Benim böyle katı davrandığımı gören annem tabiki doğal olarak nedenini sormuş ve cevap alamayınca da konuyu kapatmıştı. Yani anlayacağınız bize yine İstanbul yolu görünmüştü ve Su bana hala trip atıyordu! Bezdim valla bezdim ya
°°°°°°°°°°
Yatağımda uzanmış gözlerim dolu dolu tabletteki habere bakıyordum.
'Söz Dizisinin sevilen oyuncuları Tolga Sarıtaş ve Aybüke Pusat bir mekandan çıkarken görüntülendi'
Ne haber ama! Birde gelip benden özür dilemişti. Tamam 'seni seviyorum ve seni buyüzden öptüm. Hadi evlenelim' dememişti ama yine de...Yalan söylemiyicem. Açıkçası gelip benden özür diledikten sonra Aybüke ile ayrılacağını düşünmüştüm ama hiçte düşündüğüm gibi olmadı...
O Tolga Sarıtaş'tı. Ünlü oyuncu Tolga Sarıtaş. Benim gibi sıradan bir kızdan hoşlanacak değildi ya. Kendisi gibi oyuncu ve ünlü birinden hoşlanıyordu. Beni öptüğündeyse o an öyle istemiş ve yapmıştı. Ben fazla heveslenmiştim sadece. Ama artık kafama takmayacaktım. Onu düşünmeyecek ve yoluma bakacaktım. Aynen böyle yapacaktım!°°°°°°°°°°
İçeri girdiğimden beri Berfin bana sarılmış ve hala bırakmamıştı.
Sibel:kızım bıraksana kızı. İnsanlar daha yeni geldi.
Ecrin:yok ya ben de özlemişim Berfini...
Dedim sıkı sıkı sarılarak. Gerçekten çok özlemiştim. Berfin'i, Sibel teyzeyi, Gencay'ı ve o'nu...Sibel:sınavın nasıl geçti tatlım?
Ecrin:çok şükür iyi geçti.
Sibel:oh ne güzel. Bak ne diyicem. Neden İstanbulda okumuyorsun üniversiteyi?
Ecrin:bilmem. Hem annem İzmir'de olacak. Özlerim ki ben onu.
Dedim annemin omzuna kafamı yaslarken.
Sibel:aa aşk olsun. Ben burdayım ya. Tamam annen kadar olamam ama ben de senin annen sayılırım. Gözüm gibi bakarım valla.
Dediğinde gülüyorum. Keşke be Sibel teyze. Keşke annem sayılsaydın...
Güneş:ben de özlerim kızımı ama açıkcası çok isterim İstanbul'da okumasını.
Sibel:tercih yaparken bunu düşün tatlım. Hem annen sık sık gelir hem de çok daha iyi bir üniversitede okuya bilirsin.
Ecrin:tamam düşünücem
Dedim gülümseyerek. Kapı çaldığında Berfin koşarak kapıyı açmaya gitti. Nedense içimden bir ses o'nun geldiğini söylüyordu. Hem görmek için sabırsızlanıyordum hem de görmek istemiyordum. Durum karışıktı anlayacağınız...
Berfin:abi Ecrin abla geldiii
Berfin'in sesini duyduğumda gözlerimi kapıyorum. Kesin o'ydu...
Tolga:hoşgeldiniz
Dediğinde dönüp bakmıyorum, bakamıyorum.
Güneş:hoşbulduk oğlum
Tolga geçip karşımdaki koltuğa oturunca ister istemez ona bakmaya başlıyorum ve onun zaten gözlerinin bende olduğunu görüyorum.
Tolga:sınavın nasıl geçti Ecrin?
'sonovon nosol goçto Ocron? ' ağzının üstüne çakasım vardı da ben terbiyeli görl olduğumdan bir şey yapmıyordum.
Ecrin:iyi
Sibel:odalarınız aynı şekilde duruyor. İsterseniz gidip dinlene bilirsiniz.
Güneş:çok iyi olur. Yolculuq biraz yorucu geçti...
°°°°°°°°°°
Yatağımda oturmuş parkeyi inceliyordum. Tabi o an herşeyi düşünüyordum. Beynim çorba olmuştu resmen.
Kapım çaldığında 'gir' diyorum. Kapıdan kafasını uzatan Tolga ne kadar tatlı olsa da ona çok kırgındım.
Tolga:gelebilirmiyim?
Ecrin:gelme dersem gidecekmisin?
Tolga:hayır
Dediğinde gözlerimi deviriyorum. Gelip yatağıma oturduktan sonra konuşmaya başlıyor.
Tolga:nasılsın?
Ecrin:iyi. Hem de çok iyi
Tolga:bana hala kızgınmısın?
Ecrin:kızgın değil kırgın.
Tolga:biliyorum tam bir piç gibi davrandım. Seni öptüm ve seni zor duruma düşürdüm. Ama gerçek şu ki ben Aybüke'den hoşlanıyorum. O an ne düşündüm bilmiyorum ama seni öpmek istedim ve öptüm. Biliyorum ben g*t herifin tekiyim... Yani söyleyeceğim şu ki umutlanmanı istemiyorum. Ben Aybüke ile mutluyum. Sen de mutlu olmaya bak...
Dediğinde gözlerim dolu bir şekilde onu dinliyordum. Umutlandırdıktan sonra umutlanmanı istemiyorum diyordu. Kahkaha atasım vardı.
Tolga:yine eskisi gibi arkadaş olalım istiyorum. Dert ortağımı geri istiyorum ben...
Ecrin:sence de bunun için geç değil mi? Bizden arkadaş falan olmaz. Buraya da sen annemi ikna ettin diye gelmek zorunda kaldım zaten... Bir süre sonra gidicem ve geri dönmiyicem. Bir birimizi de unutucaz. Sen kendi yoluna ben kendi yoluma. Buyüzden zorlama. Ne farkeder arkadaş olup olmadığımız?
Tolga:çok şey farkeder. Seni kabetmek istemiyorum ben.
Ecrin:sen beni çoktan kaybettin...
Dedim ve odadan çıkıp Berfin'in yanına gitmeye başladım. Yoksa bu konu uzardı...
°Tolga'nın ağzından°
Ecrin odadan gittikten sonra düşünmeye başladım. Aybüke'den falan hoşlandığım yoktu. Hatta Ecrin ile yakınlaştığımdan beri aklıma bile gelmiyordu ama Ecrin'e tam aksini söylemem gerekiyordu. Bu ikimiz için de en doğrusuydu. O benden yaşça çok küçüktü ve başka şehirde yaşıyordu. Hem magazinciler onu benim yanımda görseler kızı rahat bırakmazlardı. Hayatını mahvedene kadar... Buyüzden en iyisi buydu. Ya da ben öyle sanıyordum...