3.Bölüm

270 19 0
                                    

Şuan oturdum hayırlısını bekliyordum. Annem müdürle konuşuyordu. Yine evde bir ton azar işitecektim,hep o çakma sarının yüzünden olan bana olmuştu.Beril Sude ve ben koridorun orada beklerken annem kapıdan çıkmıştı.

" Teşekkür ederim müdür bey bir daha böyle olmaması için Alya ile ciddi bir şekilde konuşacağım." Gülümseyerek müdürün elini sıkarak yanıma geldi. Kolumu cimcikleyince anneme bağırarak " Ya anne ne yapıyorsun?" Kızgınca bana bakarken

" Kız ben sana böyle mi öğrettim biraz daha çekseydin ya saçını!" Anneme ilk başta şaşkınca baksam da sonra sırıtarak yanağından kocaman öptüm. Bu kadın harbi benim annemdi.

10. Sınıfların semineri olunca bize evimize gitmemiz için izin verildi. Bugün Beril'in annesi hastanede nöbetçi olduğu için bizde annemizden izin alarak onlar da kalmaya karar verdik.

" Ayy kızlar Burak bana mesaj attı benden hoşlanıyormuş!" Beril'le gözlerimizi devirerek Sude'ye baktık bu kız cidden akıllanmayacaktı. " Neyse senin erkek muhabbetin bitmez Sude, hadi bir şeyler yapalım." Beril biraz düşünerek " İlk önce tek aşkımız olan yemeğimizi yiyelim. Daha sonra biraz dışarıda gezeriz." İkimizde onaylamıştık.
~~~~
Bankta çekirdek çitleyerek herkese serseri oğlanlar gibi laf atıyorduk. Yukarıdaki FBI ajanı meşhur Ayşe Teyze'de bize olan biten dedikoduları anlatıyordu. En son Necla teyzenin oğlu Ahmet sigara içerken yakalanmış babası Faruk Amca elindeki kasap bıçağıyla kovalamışta son an da sakinleştirmişler. Hava kararıncaya kadar dışarıda oturup eve geldik. Ödev işlerini bitirip okuldaki kızların dedikodusunu yaptıktan sonra yattık.
~~~~
Bir hafta sonra okullar kapanıyordu. Öğrencilerin yarısı Nur yerlitaş edasıyla hocalardan puan dileniyorlardı. Bizde bir hafta kaldığı için gitmiyorduk. Avm'de buluşacaktık.

Oraya vardığımda Beril'le Sude orada bekliyordu. Üstlerine baktığımda Beril dizlerinin üstünde biten mavi bol gündelik bir elbiseyle deri ceket giymişti saçlarınıda balık sırtı yapmıştı. Şöyle abaza amcalar gibi süzdüğümde güzel olmuştu. Pis yelloz! Sude ise hafif göğüs dekolteli tişört ve ince siyah diz kapağının altında çorap ve ve şortla o da güzel duruyordu. Birde kendime bakınca mahallenin muhtarı Hasan Amca gibi duruyordum.

Yeter artık lan nefes borum götüme kaçtı Berill!" Diye bağırdığımda Avm' nin içindeki insanların yarısı bize baktı. Umursadım mı? Asla!

Nihayet eve geldiğimde bacaklarım isyan bayrağını çekmişti. Yine mükemmel karnım(!) acıkınca direk depoyu doldurmaya gittim. Yemeğimi yedikten sonra kendimi uykunun akışına bıraktım.
~~~~
Evet bugün son gündü. 15 gün ne mendebur suratlı hocaların ne de bu lanet okulu görecektim. Karnelerin dağıtılmasına 5 dakika kalmıştı ve yine geç kalmıştım. Otobüs durağına doğru koşarken yere kapaklanmıştım. Çok güzel! Yoldan geçen oğlanlar bana gülerken dik dik onlara bakarken kalktım. Otobüsü beklerken dizimin acısını görmezden geldim.

Okula geldiğimde karneyi alarak bahçede müdürün saçma aynı konuşmasından sonra kızlarla bir cafeye gittik.

" Eee Mardin yolculuğu ne zaman kanka?" Beril'in sesiyle ona döndüm.

" Yarın sabah 7'de isterseniz bavullarınızı hazırlayın, bize gelin daha kolay olur" Kabul ettiklerinde cafeden çıkıp bavulları hazırladıklarında bize gitmiştik. Salonda otururken telefonumla takılıyordum. Annemle Beril, Sude Müge Anlı izleyerek yorum yapıyorlardı. Resmen hipnoz olmuşlar gibi televizyona bakıp hakkında yorum yapıyorlardı. Dayanamayarak ikisininde kollarından tutup odaya çıkardım. Akşam olduğunda film izleyerek geç saate kadar takıldık. Yarın erken kalkacağımız için uyumaya karar verdik. Yarını düşünürken kendimi uykuya teslim ettim.
MARDİN YOLCUSU KALMASIN!

UMARIM BEĞENİRSİNİZ. YORUM VE VOTE YAPMAYI UNUTMAYIN CANLARIM...🌹

BİR TÖRE HİKÂYESİ (ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin