Vatan Sağolsun

Duzah

Eğer bir insan her şeye rağmen ayakta kalabiliyorsa bu içinde beslediği umut sayesindedir.
Handan kendisine bağıran adama bakakaldı.

Hazar çocuk azarlar gibi Handan'a bağırıyordu.
Bu kadın canına mı susamıştı?

"Niçin bu kadar çok bağırıyorsunuz ki?" diye sordu.

"Allah aşkına, dalga mı geçiyorsun?" diye bağıran Hazar ile Handan ağlamaya başladı.

Babasının yokluğunu bu kadar çabuk hissedeceğini bilemezdi. Canı yanıyordu. Sanki diri diri toprağa gömülmüştü.
Nefes alıyordu ama hayatta mıydı, değil miydi bilmiyordu.

Botan hiç durmadan Ali'ye vurmaya devam ediyordu.

"Mirza, Agit'i çağır," diye bağırdı. Ali'ye son bir kez daha vurdu.

"Şimdi ne yapacaksın Türk," dedi tiksindirici bir ses tonuyla.

Agit, Botan'ın karşısına geçti.

"Beni çağır mısın, Botan heval," dedi.

"Türk ile tanışmanı istiyorum Agit," dedi.

Mesajı alan Agit yerde yatan Ali'ye tiksinir gibi baktı.

"Mesajı almışsım Botan heval," diyen Agit'in ses tonu eğlenir gibi çıkmıştı.

"Bejon malzemeleri getir," diye bağırdı.

Bir süre sonra Bejon, Agit'in istediklerini getirdi.

Agit, Ali'yi yerden kaldırdı. Su dolu kovaya kafasını soktu.

Gökhan gittikçe sinirleniyordu. Bunda gülünecek ne vardı ki?

"Hahaha çok komik Fulya Hanım," dedi.

"Ağabey tamam ya hemen kızmasana,"diyen Fulya zor da olsa susmayı başarmıştı.

"Gaye," diye bağıran Ayla sanki duzahın içinde cayır cayır yanıyordu.

"Kızım," diye yanına gelen babasını duymuyor gibiydi.

"Gaye sakın beni bırakıp gitme," diye bağıran Ayla'nın sesine Doktor ve hemşireler geldiler.

Doktorlar, Gaye'ye müdahale ettiler. Ayla yoğun bakıma giren hemşirenin arkasından yoğun bakıma girdi.
Kardeşinin yanına gitti.

"Gaye artık güzelim bırakma ablanı nefessiz. Cehennem dört bir tarafımı sarmış durumda. İçinde bulunduğum duzahtan sen gözünü açtığında kurtulabilirim."

"Sıla, onu buradan çıkar," diye bağıran doktor ile Sıla, Ayla'nın kolundan tuttu.

"Bırak!" diye bağıran Ayla kolunu tutan hemşirenin kıskaçından kurtuldu.

Sıla tekrar kolundan tutup Ayla'yı zorla çıkardı.

"Gaye," diye bağırdı.

"Komutanım, Ali Komutanımızı bulabilecek miyiz?"

Emir nasıl bir cevap vereceğini bilmiyordu. Eğer teröristler etraflarını kuşatmış olmasalardı Ali'yi götürürken, buna engel olabilirdi.

"Bulacağız koçum. Bozkurt geride adamlarını bırakmaz," dedi.

Agit bu seferde elindeki demir sopa ile Ali'ye vuruyordu.

"Bu kadar yeter Agit," diye bağıran kadının sesi ortama bomba gibi düştü.

Agit hazır ola geçti. Bu kadının gazabına uğramak istemezdi. Zira karşısındaki kadın yılandan bile tehlikeliydi.

"Bilmez misin bu asker, bana diri lazım. Türklerin elinde adamlarımız var. Onları almak için, Türk'ü kullanacağınız. Ben amacıma ulaştığım an bunu da, diğerlerini de cehennemin en ücra köşesine gönderebilirsin," dedi ifadesiz bir şekilde.