ORMANIN FISILTISI

4.Bölüm (Kanıtla!)

Kurtlar üzerimize gelirken sadece adının Ares olduğunu öğrendiğim kurt öylece durmuş bana bakıyordu. Diğerleri çok gerilmişti bunun farkındaydım. Ama bu adam bu kurtları eğitmediyse ne yapmıştı? Nasıl bizi parçalamadan duruyorlardı? Ancak şimdi bunları düşünemezdim. Arkama döndüğümde Demeter Ada'ya, İfestus Ateş'e, Athena Nazlı' ya, Artemis ise Tufan'a gidiyordu. Zarar vermeyeceklerini bildiğimden Ares'e geri döndüm. En sevdiğim hayvan tam karşımdaydı. Korkumu bir kenara attım ve ona gülümseyerek diz çöktüm. Ardından elimle kafasını okşamaya başladım.

Gerçekten çok güzel bir kurttu ama ilk defa böyle renkli kurtlar görüyordum. O sırada aklıma o adam geldi. Yani Çetin. Kafamı kaldırdım ve etrafa bakmaya başladım. Bulmam çok uzun sürmemişti. O... o gülümseyerek bana bakıyordu yavaşça ayağa kalktım o sırada Ares önüme geçip lider edasıyla hırladı ve diğerlerinin ona bakmasını sağlayıp bana döndü. Şaşkınlıkla gülümseyip ben de diğerlerine döndüm ve, "Toplanın." dedim onlar yanıma gelirken Çetin'e baktım hala bana bakıyordu ve bu sinir bozucu olmaya başlamıştı. Ben böyle düşünürken diğerleri çoktan yanıma gelmişti.

Ateş her zaman ki gibi konuşmaya başladı, "Az önce bir kurta dokundum hemde sadece bir tane değildiler. Oğlum biri bana bunun rüya olmadığını kanıtlasın." dedi daha sonra Tufan, Ateş'e dönüp kafasına sertçe vurdu ardından "İnandın mı şimdi!? " diye sordu ve gülmeye başladı. Uzatmamaları için araya girmemin gerektiğini fark ettiğimde, "Tamam yeter, önce burada ne olduğunu öğrenelim. "deyip Çetin' e doğru ilerlemeye başladım. O sırada Ares'in de benim peşimden geldiğini görünce şaşırmıştım. Neden sürekli benim yanımdaydı ki? Çetin'i yanına geldiğimde tam önünde durup, "Artık bize burada ne olduğunu anlat." dedim. Kafamın karışık olduğu sesimden bile alaşılıyordu. Ben ona bakarken o konuşmaya başladı. "Tamam her şeyi anlatacağım, kendiniz öğrenmeniz gereken şeyler dışında." dediğinde ise buna bile rağzıydım.

Hepimiz arka bahçede ki sandalyelere oturmuş Çetin'in ağzından çıkacak tek sözüne bakıyorduk. En son Nazlı bu sessizliği bozdu, "Artık anlat. Öldük burada meraktan." diye söylendi. Çetin de sonunda konuşmaya başladı, "Tamam sözümü kesmek yok her şeyi en baştan anlatacağım size." dedi ve durdu konuşmayacağımızı fark ettiğinde ise sözlerine devam etti,

"Çok uzun zaman önce özel olarak yaratılan 14 kurt vardı bu kurtlar bu ormanda dengenin olmasından sorumluydu ama kurtlar bu görevi yapabilecek seviyeye henüz erişememişlerdi bunun için güçlerini dolaylı yoldan aktaracak insanlara ihtiyaçları vardı . Bu güçleri aktaracak düzgün bir kuşak buldular. Sürünün Alfası dört elementte dengeyi sağlardı. Bir diğeri güçlü bir telepati ve telekinezi ustasıydı. Alfanın yanından ayırmadığı diğer kurtun güçleri ise gökyüzündeki tüm yıldızlara hükmetmesiydi. Kalanlardan en güçlüleri sana görmek istemediğin şeyleri gösteren, bir diğeri doğadaki tüm canlı varlıklara söz geçirebilen bir kurttu. Kalan on bir kurttan yedi tanesine eşit düzeyde paylaştırdı güçlerini Alfa. Bu kurtlar çok özellerdi kendilerini kopyalayabilir düşmanını anında şaşırtabilirdi, sadece iki tane kalmıştı bunun içinse Alfa kendini dizginlemeyi seçti ve dört elementten ikisinin hükmünü kalan kurtlara verdi. Biri havayı diğeri suyu kontrol etti. Çok güçlülerdi insanların yardımıyla beraber ormanı gayet güzel korudular, ama öyle bir gün geldi ki bu kurt sürüsü ikiye ayrıldı bir taraf ormandan çıkıp her şeyi kendi kontrolleri altına almayı istedi. Diğer tarafsa bunun düzeni bozacağını savundu. Böylece güçleri aynı olan yedi kurt ihanet ederek sürüden ayrıldı ve yıllarca süren savaşlar oldu her seferinde kaybettiler. Ama iki tarfda büyük kayıplar verdi. Diğer kurtların güçleri olmadan ormandan çıkamayacaklarını bildikleri için aylarını vererek güçlü bir hançer tasarladılar. Amaçları bu hançerle sahipleri öldürüp tüm güçlerine sahip olmaktı ama karşı taraf bunu ön gördüğü için yine başaramadılar Alfa bu hançeri sadece kendi bildiği bir yere sakladı ve ondan sonra ise kimse bir daha görmedi."