O günün üzerinden üç gün geçmişti ve şu an oramanın içinde yürüyorduk. En önde Ares ve ben vardık, diğerleri arkamızdan geliyordu.
Bir süre sonra Ares durup bana bakmaya başlayınca geldiğimizi anladım. Ama etrafta Çetin'e dair hiçbir iz yoktu. Tufan,
"Nerede bu adam!? Ege sen burada olucağını nereden biliyordun?"dedi bıkkınlıkla. İşin aslı bizi buraya ben değil Ares getirmişti. Kafamda konuşmaya başladığında onu dinledim," Birazdan gelir sakin olun." kafamı sallayıp diğerlerine döndüm ve," Tamam, biraz bekleyelim. Gelir birazdan. "dedim ve etrafımı incelemeye başladım. Sadece ağaçlar vardı biz burada nasıl çalışacaktık ki.
O sırada ağaçların arkasından yürüme sesleri gelmeye başladı ve ardından güneş gözlüğüyle Çetin belirdi Ateş her zaman ki gibi," Abi güneş yok ki bu adam ne yaşıyor?" dediğinde Ares ona sus artık bakışlarını atıyordu. O sustuğunda ise Çetin'e dönüp, "Ne yapacağız." diye sordum o ise gülüp, "Bakalım nasıl dövüşüyorsunuz." dedi ve şimdi sizi bitirdim bakışları atmaya başladı.
***
Neredeyse akşam olmuştu ve hepimiz bitik durumdaydık. Ben bir ağacın altına oturmuştum, bacağımın üstünde de kafasını yaslamış Ares yatıyordu, Ateş ve Ada çimenlere yatmış ve gözlerini kapatmışlardı. Hemen yanlarında ise İfestus ve Demeter yatıyordu. Nazlı ve Tufan ise başka bir ağaca sırtlarını yaslamış sohbet ediyorlardı. Biraz arkalarında ise Athena ve Artemis birbirleriyle oynuyorlardı. O sırada beynimin içinde konuşan Ares'i duydum,
"Yoruldun mu?"
"Hemde çok." diye cevap verdim bana dalga geçer bir bakış attıktan sonra ben konuşmaya devam ettim, "Ares, sen nasıl bu kadar uzun zamandır liderlik yapabildin? Hiç umutsuzluğa düştüğün oldu mu?" diye sordum merakla o ise,
"Merak etme sadece seni dinlemelerini sağla gerisi kendiliğinden gelir. Ayrıca şu anda bile sözünden çıkmıyorlar bu işini kolaylaştırır."
Onlara hiç lider gibi davranmamıştım ve nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Sanırım Ares'in benimle çok işi vardı. O sırada Tufan'ın sesini duydum," Hey, ne yapıyorsun? Çok düşünceli görünüyordun."dedi ve yanıma oturdu ona dönüp," Ben liderlik yapmak istemiyorum. "dedim ani bir çıkışla. Tufan'da ne olduğunu şaşırmış olucak ki bir süre boş boş bana baktı, sonra ne dediğimi anladığında alayla bana bakıp,
" Sana soran olmadı zaten." dedi Çetin'den alıntı yaparak ciddiye almamış olmasına sinirlenmiştim. Sorun zaten oydu. Bana soran olmamıştı! Hışımla ayağa kalkıp bağırarak, "Neden" dedim ve biraz durarak devam etim aynı şekilde, "Sorun ne zannediyorsun. Neden kimse bana bir şey sormadı ve hala sormuyor?" neredeyse boğazım yırtılacak kadar bağırmıştım. Çok sinirlenmiştim ve şu üç günün hıncını şimdi atıyordum galiba. Tufan ve diğerleri bana şaşkınca bakıyordu umursamadan devam ettim,
" Çok iyi bir şey mi sanıyorsunuz bu işi. Neden istemediğim şeyi yapmak zorundayım. Neden?!"
Durduğumda nefes nefeseydim. O sırada Ares konuşmaya başladı,
"Sakin olmalısın Poyraz, yoksa istemediğin şeyler yapacaksın."
Dedi tehditkar bir şekilde o anda ellerimden çıkan mavi ışıklar gördüm. Korkuyla gözlerim açılırken geriye doğru sendeledim. Çetin, "Biraz sakin ol geçecek." dedi on saniye sonra ellerimdeki şeyler geçmişti ne olduğunu anlamamıştım. Hala ellerime bakarken titrediklerini yeni fark etmiştim. Tufan bir adımda yanıma gelip, "Tamam sakin ol bir şey olmadı." dedi güven verircesine. Daha sonra Ada'nın sesini duydum, "Şoka girdi galiba. Ege, bak bana." dedi ve kafamı kaldırıp gözgöze gelmemizi sağladı ardından bana sarılıp konuşmaya devam etti, "İyisin bir şeyin yok sen hala benim ikizimsin sakin. "dediği şeylere burnumdan hafif bir gülme efekti çıkartıp konuştum,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANIN FISILTISI
FantasyOna bakarken bir anda bana doğru bir şey fırlatıp "Lider sensin." dedi ben de gözlerimi kocaman açıp "Ne! Hayır, ben lider olmak istediğimi söylemedim." dedim. O ise alayla "Zaten sana soran olmadı." dediğinde ise artık ne düşüneceğimi ve ne hissede...